Tıp Dünyası

Nesrin COŞKUN

Benzincide içki satılır mı?

YASANIN adı, sayısı hiç önemli değil. Önemli olan içeriğinde yapılan değişiklik. Değişikliğe göre artık akaryakıt istasyonlarının mağaza ve lokantalarında yüzde 5'in altında alkol içeren içkiler satılabilecek. Arabanızın deposunun doldurulmasını beklerken yazın serinlemek, kışın içinizi ısıtmak için bira ya da benzeri içkiler içebilirsiniz. Keyfinize kalmış bir şey. Ama bu değişikliğin trafik terörünü azdıracağını savunanlar tepkilerini ortaya koydular bile.

TRAFİK Gönüllüleri Derneği Başkanı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamit Hancı, ‘‘Yıllar önce yapılan bira içki değil, meşrubattır kandırmacasına tekrar düşürülüyoruz. Bu görüşle uzun süre biranın kahvehanelerde satışına izin veren zihniyet bu olaydan çok daha tehlikeli bir tutum izleyerek akaryakıt istasyonlarında satışı serbest bırakmıştır. Unutmayalım ki, içilen iki şişe bira, hatta aç karnına içilen bir şişe bira bile sürüş yeteneğini çok olumsuz yönde etkiler ve kazalara neden olur’’ diyor ve soruyor: ‘‘Yolculuk yapan biri neden bira alma ihtiyacı hissetsin? Aldığı birayı yolda içtiği takdirde oluşacak trafik facialarından kim sorumlu olacak?’’

MERKEZİ İstanbul'da bulunan Müstakil Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Ömer Keser, daha ağır konuşuyor, ‘‘Bu cinayettir. Başa çıkamadığımız trafik canavarı kendi elimizle azdırılacak’’ diyerek tepkilerini dile getiriyor. Siz ne dersiniz?

Bir okur bir şikayet

EMEKLİ eşi olduğunu belirten 64 yaşındaki Neriman Çetinkal, kendisi gibi aynı sorunu yaşayan pekçok insana yardımcı olabilmek için şikayetini kaleme almış. ‘‘Ben ve benim gibiler muayene sıra numarası almak için gecenin 5'inde kalkıp, bulabilirse taksi tutup, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'ne ulaşıyor. Hafta arası bir gün numara alınıyor. Gişe saat 7.00'de açılıyor. Daha önce hatta akşamdan gelebilenler uzun kuyruklar oluşturuyor. Geride kalırsanız kontenjan doluyor. Haftaya tekrar aynı çile başlıyor. Eşim rahatsız, bana zorla eşlik ediyor. Yalnız olanlar, yaşlılar çok zorlanıyor. 3 hafta üst üste gelip numara alamayan yaşlı bir bayanın ağlamasına tanık oldum. Ben bu konuyu başhekim yardımcısı bir beyle görüştüm, şikayet dilekçesi verdim. Doktorum beni 3 ay sonra kontrole çağırıyor. Daha önce 3 ay sonraya günümüzü alıp o gün efendi gibi gidiyorduk. En iyi diye kurdukları bu sistem hasta olmayanı hasta ediyor’’ diyerek Tıp Dünyası köşesinde yer vermemi ve yetkililerden gereken iyileştirmenin yapılmasını istedi. Bu görevi yerine getiriyorum, sıra hastane yöneticilerinde.

Oldu, bitti

TÜRK Tabipler Birliği ve odaların yanlışlığını sürekli gündemde tutup tepki göstererek engellemeye çalıştıkları şef, şef muavinliği sınavları Danıştay'ın olumsuz görüşüne karşın yapıldı.

19 Ekim tarihli Tıp Dünyası'nda, tepkiler, siyasi kadrolaşmaya zemin hazırlayacağı kaygıları, jürilerin aylar öncesinden oluşturulduğu dedikoduları yer almıştı. Aynı yazıda Atatürk Eğitim Hastanesi'nin boş olan üç Genel Cerrahi Kliniği şefliğinden ikisinin taliplileri de açıklanmıştı. Hastane cerrahlarından Hüdai Genç ile Elazığ'dan Dr. Mehmet Akkuş'un iki boş kadroya aday oldukları, jürilerinde ise Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un Kayseri'den Atatürk Eğitim Hastanesi'ne şef atayıp 15 dakika bile mesai yapmadan Ankara Numune'ye başhekim olan Prof. Dr. Nusret Akyürek ile yine aynı hastaneden Nuri Aydın Kaman'ın bulunduğu iddiaları da.

ÜÇ gün üç gece süren sınavlara 17 aday katılmış. Sonuç 17'de 2. ‘‘Yazmıştım, aynen çıktı’’ keyfi bir kenara ‘‘Hukuksuz sınav’’ adına dile getirilen kaygılara kanıt oldu. Kimler hakkıyla kazandı, kimler hakettiği halde kazanamadı soruları daha çok yanıt arayacağa benzer.

Keyfine diyecek yok

SON günlerde İl Sağlık Müdürü Gür Ustaoğlu'nun keyfine diyecek yok. Şeflik sınavını çoktan unutan Ustaoğlu, çalışmalarındaki başarısından dolayı Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Haluk Tokuçoğlu'nun gönderdiği takdirnamenin onurunu yaşıyor.