Güncelleme Tarihi:
Bir elinde terazi diğerinde kitap
RÜSTEM Girgin, bir yargıç. 20 yıldır adalet dağıtmış. Aşkale'den Tire'ye görev yaptığı tüm yerlerde haklıyı haksızı ayırmaya çalışmış... Rüstem Girgin, bir şair. Kendini bildi bileli sanatla şiirle hep barışık olmuş. 1960'lı yılların sonunda da, kendi deyişiyle, Ankara'daki banliyö trenlerinde yiyecek, içecek satıp, nafakasını çıkarmaya çalışırken, fırsat bulduğu anlarda da duygularını, düşüncelerini gördüklerini şiir eyleyip ak kağıda dökmeye başlamış. Bugüne kadar, ne adalet dağıtmaktan vazgeçmiş, ne de şiirden. Sonra bir gün Öğretmen Meryem Hanım'la çakışmış yolları. O günden sonra da, ne adalet dağıtmaktan vazgeçmiş, ne şiir yazmaktan, ne de Meryem Hanım'dan.
MERYEM Girgin, bir öğretmen. 18 yıldır, Anadolu'nun her yerinde pırıl pırıl öğrenciler yetiştiriyor... Meryem Girgin, bir şair. kendini bildi bileli hep sanatla uğraşmış. Aydınlık öğrencileri gibi, aydınlık dizeler düşürmüş ak kağıdın üstüne. Sonra birgün yargıç Rüstem Bey'le çakışmış yolları. O günden sonra ne ışık saçmaktan vazgeçmiş, ne şiir yazmaktan, ne de Rüstem Bey'den. Bu arada, şiirlerini kitaplaştırmamış ama, Bakırköy ADD'nin düzenlediği Hasan Ali Yücel şiir yarışmasında mansiyon almış. Geçen yıl Tire'de öğretmenler arası şiir yarışmasında da birincilik kazanmış, insan, hayvan, doğa sevgisini dile getiren şiirleriyle.
Her yapıt bir çocuk
HER sanatçının eseri de bir çocuğudur. Onu oluştururken gerçekten doğum sancıları çeker. Bu bağlamda Rüstem Girgin'in iki çocuğu var. Biri Ozan. Oğlu, 15 yaşında, sanatçı, karikatür çiziyor. Diğeri 2 yaşında, ilk şiir kitabı. Gönülleri, ruhları okşuyor: Biten Şarkılar Başlamıyor ki Yeniden. Rüstem Girgin, şimdilerde ikinci kitabının hazırlıkları ile meşgul. Darısı Meryem hanımın başına.
VE son bir söz: Meryem Hanım ‘‘Eşimle aynı duyguları paylaştığımız için mutlu yuvamız var'' diyor. Ne diyelim, Allah şiirlerle kocatsın.
Yüksel BALCI
VARAMADIĞIMIZ
Alev akşamlarından bir güldür derdiğimiz
Suskun, dalgın ve biraz korkarak
Canımızı bitmez çıkışlara vurarak
Bir yol üstü kahvesidir geldiğimiz
Acılardır kısa molalarla dinlendiğimiz
Günün sarkışıyla gün aralarından
Her yanı cam duvarlarından
Bir ömrün budanışıdır kederlendiğimiz
Bir dramdır günler doyamadığımız
Üzünçlü, dirençli ve yaralayan
Dönem dönem ısrarla uzayan
Karlı dağlardır aşamadığız
Rüstem GİRGİN
NOSTALJİ
ne zaman ayrılıklar ağlasa
ben gecede sessiz
deli bir yıldız gibi yalnız kalsam
tutuşsa sokakların gölgesi
çok uzakta bir sevgili vurulsa
bir kadın sesi duysam ağlamaklı
hüznüm taşsa kaldırımlara
gecelerimde iki minik yağmur damlası
sesin, yüzün, adın gibi saklıdır
dudaklarımda kuruyan şarkılar
sen aşk. hüzünlü
ve güzel şiirlerin suretisin
gecede ay yüzüne düşer
pırıl pırıl yaşanır kimliğim
biliyorum imkansız
bu aşk yaşanmayacak
biliyorum bir gün benim de
sevgimi çıkarırlar enkaz altından
terkedemem bu kenti, ardımda sen kalırsın
ışıkları kapat ağlamak istiyorum
Ünal ERSÖZLÜ
ORADA OLACAĞIM
Bir gün isyan edeceksin
Herşeyi boşverip gideceksin
Dönüp son kez bakacaksın
Ve ben orada olacağım
Zaman geçecek özleyeceksin
Bir dokunuş isteyeceksin
Tam umudu keseceksin
Ve ben orada olacağım
İlişkinin sonunu bileceksin
Biterse bitsin diyeçeksin
Benden gitmemi bekleyeceksin
Ve ben orada olacağım
Çok sevinip, çok üzüleceksin
Benden sevildiğini dinleyeceksin
Herşeyi kalbine gömeceksin
Ve ben orada olacağım
Kurtuluşun yok bu sevdadan
Sevdan bataklık gibi ruhuma
Bir zaman tam unuttum diyeceksin
Ve ben orada olacağım
Ece İDİL
GÜNEŞE BAKALIM
Ben Ali... anadoludan
Yorgo duy beni
Çıkalım egeye bir gece yarısı
Gece fazla geldi bize
Bekleyelim güneşi.
Mola verelim dağ yamacında, oynayalım
Bir de türkü tutturalım
Oynayalım beyaz oyalı mendillerle
Bunu özledik ikimiz de Yorgo
Sonra, taşa kazıyalım adımızı
Bir anıt gibi yükselsin gökyüzüne
Sonra da uzo ile rakıyı buluşturalım
Sarı saçlı, kara gözlü üzümlerin
Gözyaşları sarsın bizi, Yorgo içelim
Ardından, bir türkü daha tutturalım.
Gece ağır geldi bize
Güneşe bakalım, doğsun
Barış diye içimize
Barıştan gayrısı yalandır Yorgo...
Bir barışa, bir de güneşe bakalım
Güneşten ve barıştan gayrısı
Yalandır Yorgo...
Selahattin SERT
YAĞMUR
Bu berrak yağmur, harika yağmur
Yağıyor bu akşamüstü içime,
Bakın gözlerim yağmurla doludur
Ve şimşekler içimin derinde...
Güller ıslak, garip gönlümde ıblak,
Yağmur camıma gelip, haykırıyor
Damlalarıyla bana sarılarak,
Koynuna al der gibi yalvarıyor...
Koyu gri bulutlara áşığım
Üstümden geçerler, bakar kalırım
O bulutlar ki bir düştür dalarım,
Yağan yağmurun sesine bayılırım...
Oluk oluk akarak gökten düşer
Gül ile bülbüle birşeyler söyler,
Akar berrak yağmur, hıçkırıp gider
Ve durular, kötülükleri siler
Metin DİKİŞ