Sağlıkta nerden nereye

Güncelleme Tarihi:

Sağlıkta nerden nereye
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2008 20:23

Geçen gün bir arkadaşım odama geldi. Elindeki sağlık karnesini sallıyor ve "artık benim de sağlık karnem var!" diyordu. Çok az bir ödeme ile özel hekim muayenesi oldu ve yine para ödemeden ilacını alıp gitti. Bahsettiğim arkadaşım 2009 yılında emeklilik hakkını kazanacak. Neredeyse 25 yıldır Sosyal Sigortalar Kurumu’na prim ödüyor. Bu "sosyal güvenlik hakkı"ndan ilk yararlanışı idi. Arkadaşım gibi yüz binlerce insan var. Sürekli prim ödemelerine rağmen ne SSK’nın ne Bağ-Kur’un sağlık imkanlarından bir kere bile yararlanmamışlar. Ne bir kere hastanelere gitmişler ne bir kere ilaç yazdırmışlar. Nedeni belli. Kamunun sağlık imkanlarının yetersizliği. Öte yandan ülkenin özel sektöründe çok geniş sağlık hizmeti olanakları var. İşte arkadaşımın yüzündeki gülümseme sosyal güvenlikte gelinen noktaya dair memnuniyetin işareti. Gerçektende ülkemizde son dönemde sosyal güvenlikte önemli açılımlar sağlandı.Herkes için sosyal güvenlik Özel sağlık kuruluşlarına gidebilme imkanı kadar belki de daha önemli bir değişim de "Genel Sağlık Sigortası Sistemi".Büyük olasılıkla 2008 yılı içerisinde yürürlüğe girecek yeni sosyal güvenlik yasası ile herkes için sosyal güvenlik sistemi olarak adlandırılabilecek yeni sistem de başlıyor. Günümüze kadar sosyal güvenlik üç kurum yani SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı aracılığı ile verildi. Bu şekilde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 85’lik kısmı sosyal güvenlik kapsamındaydı. Artık geri kalan yüzde 15’lik kısım da sağlık imkanlarından yararlanabilecek. Sistem nasıl işliyor?Sağlık ihtiyacı olanlar doğrudan dilediği özel ya da kamu sağlık kurumuna başvurabiliyor. Devlet memurlarının kendisi dışında hiç kimseden sevk evrakı istenmiyor. Bazı özel sağlık kuruluşları küçük bir katkı payı talep edebiliyor. Muayene sonrasında yazılan ilaçlar dilenen eczaneden alınabiliyor. Sağlık sistemindeki önemli bir değişim de aile hekimliği. 60’lı yıllardan beri sağlık alanında önemli bir boşluğu dolduran "sağlık ocakları" da tarihe karışıyor ve sağlık ocaklarının yerini "aile hekimleri ve toplum sağlığı merkezleri" alıyor. Sağlık ocakları sağlık ihtiyacında ilk başvuru noktası olma daha da önemlisi izleme ve koruyucu hizmet verme noktası olma özelliği taşıdılar. Desteklenmeleri gerekirken kaldırılmaları tercih edildi. Yeni sosyal güvenlik yasasında özel sağlık kuruluşlarınca talep edilecek katkı paylarında sınırlama yapılması öngörülüyor. Sonuçta bunlar ticari organizasyonlar. Para kazanmayı umuyorlar. Ancak tahsilat sürelerindeki gecikmeler, bu kuruluşları zorlayan olumsuzluklar. Yeni düzenlemeler yapılırken bunlara "sağlık hizmetindeki boşluğu dolduran kuruluşlar" olarak bakmanın gerekliliğini de hatırlatmak isterim.KONUK  YAZAR Dr. Mehmet Bektur
Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!