Çevre

Güncelleme Tarihi:

Çevre
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 02, 2000 00:00

Ali KAYADİBİ
Haberin Devamı

Rüzgarın kanatları

ENERJİ açığının en temiz ve ekonomik yöntemlerle kapatılması için yeterli rüzgarımız var. Ancak, her alanda olduğu gibi bürokratik yolların mesafesi, rüzgar enerji santrallarında da havamızı bozuyor.

ÇEŞME Otoyolu'nun kenarındaki dev türibinler, Türkiye'de işleyen toplam 8.5 megawat gücündeki rüzgar santralının 7 megawatını üretiyor. İşlevi küçük de olsa, alternatif enerji üretimi için büyük bir model.

GÜÇSİRLİĞİ Holding tarafından kurulan Alaçatı Rüzgar Enerjisi Santralı (ARES), iki yıl önce yap - işlet - devret modeliyle devreye sokuldu. Enerji şebekesindeki kayıpları azaltan ve gerilimi yükselten santralın üretimi TEDAŞ'a satılıyor. Çeşme ve Alaçatı'nın ihtiyacının 3 / 4'ünü karşılıyor. Çevreci enerji üretim kaynağı, rüzgar parkıyla yılda 1 milyon ağaca eşit oksijen tasarrufu sağlıyor.

Bu yıl tamamlanıyor

200 megawat gücünde 10 rüzgar santralı daha kurmak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na başvuran Güçbirliği, her birinin teknik yapım süresi altı ay süren rüzgar santralının bir kısmını 2000 yılında tamamlayacak.

RÜZGAR enerjisinin önünde uzun ve yorucu bürokratik yollar var. Dört mevsimi aşan ölçüm dönemi, hazırlanan fizibilite raporlarının ve uygunluk durumunun devletin ilgili birimlerince incelemesi, uygulama sözleşmeleri gibi süreçler kısaltılmalı. Enerjinin zaman kaybına tahammülü olamaz.

DÜNYA standartlarında altyapısını hazırlayan ciddi kuruluşların önündeki bürokratik yol kısaltılıp, teşvik edilmeli. Ege'de Datça'dan Çanakkale'ye kadar rüzgar potansiyeli var. Rüzgarları enerjiye dönüştürmek, nükleer tartışmalarıyla açılan yarayı saracaktır.

ALAÇATI Rüzgar Enerjisi Santralı'nın kurulu gücü 7.2 megawat, yatırım bedeli 8 milyon 750 bin dolar. Alaçatı'da yıllık ortalama rüzgar hızı yaklaşık 7 metre / saniye. Rüzgar hızı 3.5 - 4 metre / saniye hıza erişince santral üretime başlıyor. Yani günde ortalama 4 - 5 saat çalışıyor. Dakikada 29 tur atan yarı çapı 22 metreyi bulan kanatlar, 0 - 90 derece arasında sürekli ayarlanarak rüzgar hızı değişse de dönüş hızı ve enerji üretimi sabit kalıyor. Kule yüksekliği 45 metreyi bulan türbinler, yıldırıma karşı tepeden tırnağa paratonerle korunuyor. Türbinlerde üretilen elektrik enerjisi, 12 adet transformatörle TEDAŞ şebekesine aktarılıyor. Santralın yıllık üretimi 18.9 milyon kilowatsaati buluyor.

Doğa Savaşçısı yeni dünyada

YENİ dünyanın geniş otoyolları üzerindeki benzin istasyonlarında turkuvaz ve firuze taşlardan kolyeler, yüzükler satan, özgün motiflerle bezenmiş çanak-çömlekleri, el dokuması halıları turistlere beğendirmeye çalışanlar hep kızılderililer. Konuşmayı pek sevmeyen, sözcükler yerine simgeler kullanan bu insanların içinde yaşattıkları, doğada kaybedilenlerin hepsidir. ‘‘Yaşam nedir?’’ diye sorarsanız, hepsi de doğaya dayanan öyküler anlatır. Oturanboğa, Gümüşayak, Üşüyenbulut ya da Ayışığı'nın göç öncesinden kalan yeşil vadinin süslediği hayallari canlanır berrak zihinlerinde. İçinde yaşadıklarıyla, içinde yaşattıkları dünyaları sürekli çatışır.

‘‘BİR zamanlar bir savaşçıydım ben de’’ diye söze girer Üşüyenbulut. Anlamak isteyenlere öyküsünü anlatır:

‘‘ÜSTÜ açık kamyonetleri seyrederken kızıl, siyah ya da beyaz yeleli fırtına gibi koşan atlar görüyorum. Oysa burada atlar sadece fotoğraf çektirmek için bekliyor. İnsanlar 2 dolar verip, albümlerine cesur bir savaşçı katabiliyor. Yeşil vadideki küçük gölden kaç bahar geçti balık tutamadım. Buradaki nehirlerden ölü balıklar çıkıyor. Ağaçları yakıp, büyük mesaj bulutları yayıyorlar. Kimse anlamıyor. Yüreğim daralıyor. Zifiri karanlıkları aydınlatan ay ışığı, solgun düşüyor kent ışıklarının arasına. Yaşadığımız yeşil vadinin, hayali de soldu. Dedim ya, bir zamanlar bir savaşçıydım ben de. Oysa hiç tuzak kurmadım, öldürmedim kimseyi. Ben doğa savaşçısıydım. Şimdi, herşey bitti. Yenilgiyi kabul etmekse, onurlu bir savaşçıya yakışmaz. Kısacası, ben yeni dünyanın içinde, kayıp düşlerini arayan gönüllü savaşçıyım.

Sen ne dersin Ayışığı!’’

Gözyüzünden enerji yağıyor

NÜKLEER enerji kaynaklarının, doğa ve canlılar üzerindeki olumsuzlukları çeyrek asırdır tartışılıyor. Türkiye'de 6 - 7 yıldır nükleer karşıtı platform oluşturuldu. Akkuyu Nükleer Santralı ihalesinin iptaliyle sivil insiyatif, kendi dinamikleri içinde enerji yüklendi. Ekonomik temeli, teknik dayanağı olmasa da ilkeleriyle tutarlı görünen çevreciler, uzun ve maceralı yolculukta mola hakkını elde etti. Önemi yeterince anlaşılmayan rüzgar enerjisi için da atak başlatılmalı. ‘‘Havadan para kazanmak’’ diye sözedilen rüzgar enerji santralı, en temiz kaynak görülüyor. Çevre estetiği ve hava temizliği yönünden sorun olmayan rüzgar enerji santrallarının, hızla kurulup üretime geçebileceği Alaçatı'da kanıtlandı. Geriye gözyüzünün enerjisini yeryüzüne indirmek kalıyor.

Seferihisar’ın tepesindeki çöp

BELEDİYELERİN en büyük derdi olan çöp, Seferihisar'da adeta başüstünde tutuluyor. İlçenin kıraç tepelerine bırakılan çöpler, çevreye saçılıyor. İlçe merkezine 2 kilometre bile uzaklıkta olmayan çöpler, bırakıldığı yerde durmuyor. Çöpten kazanç sağlayanların içlerini boşalttığı poşet, plastik ve hafif katı atıklar, rüzgarın etkisiyle ya geri dönüyor, ya da tepeleri sarıyor. Sağlık, estetik ve çevresel etkileriyle Seferihisar'ı tehdit eden çöpleri gözden uzaklaştırdığı düşüncesinde olanlara göstermek istedik.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!