Bir martı uçtu Alsancak'tan Cunda'ya

Güncelleme Tarihi:

Bir martı uçtu Alsancaktan Cundaya
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2007 00:00

Ege'nin en sevilen sevimli sanatçı dostlarından, "Gülay Galeri"nin sahibi ve müthiş güzel insan Engin Vural'ı, doğduğu Cunda'ya (Alibey Adası) uğurladık. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde uzun yıllardır eşi Gülay ile birlikte "Gülay Galeri"yi işleten ve sanatçı yüreğine yerleşen bu tertemiz, sevimli insanı unutmayacağız..

ENGİN VURAL'ı sevmeyen yoktu.. 10 Aralık günü Alsancak Hocazade Camii, tıka basa onun için doldu. Gözyaşları, gizli gizli akarak yürek boşluklarını tıka basa doldurdu. "Denizi, balığı, Ayvalık'ı, çayı, sohbeti, muhabbeti, dışkulvarı, startı, finişi, insanları, hayatı sevmeyi senden öğrendik, seni çok seviyoruz" diye yazılı ve "Çocukların" imzalı 29 kişilik ilan, Engin Vural'ı tanımayan binlerce gazete okuyucusunun bile gözlerini ıslattı.

Ege Üniversite Makina Mühendisliği'ni bitirip, ünlü ressam Fikri Göksay'ın kızı eşi Gülay ile birlikte Kıbrıs Şehitleri'nde "Gülay Galeri"yi açan Engin Vural, uzun yıllar içinde hem binlerce sanat dostunun yüreğine yerleşti, hem de plastik sanatların sunumunda önemli bir etken olan çerçeve estetiğinin kentimize yerleşmesinde ve keseye uygun armağan tablo piyasasında önemli bir etken oldu.

SANATÇI YUVASI

"Gülay Galeri", sanatçıların uğrak yeri, kültürün bir sığınağı, dostluğun zirvesinde sohbetlerin kaynatıldığı bir mekan idi. Benim içinse, Alsancak dediğim zaman ilk aklıma gelen sığınaklarımdan biriydi, 80 sonrası ilk sanat muhabirliği dönemimden itibaren uğramadan edemediğim bir demli çayın keyifli yudumuydu.

Tüm galeri çalışanları, Gülay Abla, oğulları Yalım ve Volkan, kapısının dibindeki boyacı kasasında altılı ganyan rüyaları gören Şero Dayı, çaycı Refik, Berber Vahit, kurukahveci Osman Dayı, Kasap Yalçın, Profesör Tuncer, fotoğrafçı Şadan Durkan, gelen giden herkes, afili ve fiyakalı ressamlar, çekingen fotoğraf sanatçıları, yığınla insan, hepimiz, Engin Ağabey'in çevresinde bir aile gibiydik..

Korkunç hastalığa karşı 8 Aralık gününe kadar, onu bir saniye yalnız bırakmayan büyük insan Gülay Abla’nın desteğinde direndi. Ve bir martı gibi yaşadığı Alsancak'tan, doğup büyüdüğü Alibey Adası'na doğru (Ayvalık-Cunda) uçtu gitti.

O olmadan, şimdi Çeşme'den gelip hemen koştuğum Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ne nasıl gireceğim, ayaklarım beni nasıl "Gülay Galeri"ye götürecek inanın bilemiyorum..

Tanrı'nın tüm nurları toprağının üstüne yağsın!.

Her yılın sonunu pasta ile kutlardık

Her yıl sonunda, aralığın son günü bir pasta alır, Gülay Galeri'ye götürürdüm. Geçen sene tüm çalışanlarla alkışlar arasında Engin Abi’ye pastayı kestirmiştik. Bu yıl, onsuz pastayı ne yapacağız?

Gülay Galeri'nin yaratıcıları

Gülay ve Engin Vural, kent kültüründe önemli bir sanat yuvası olan "Gülay Galeri"yi, omuz omuza kurdular.

Ardından söylenenler

Æ Şero Dayı

(Ayakkabı boyacısı):

Babamı kaybettim. Bundan böyle altılı ganyan vursam da tadı kalmadı!

Æ Çaycı Refik:

Cunda'ya kadar gidip onu yumşacık toprağına emanet ettik. Kalbimiz Ayvalık'ta takılı kaldı.

Æ Berber Vahit

(Ayvalık Berberi):

Hastalığında defalarca onu ziyaret edip, bağrımıza bastık. Bizi öksüz kıldı.

Æ Kasap Yalçın

(Mert Kebap):

Ağabeyimiz, canımız, ciğerimiz, babamız, dostumuz, büyüğümüz, bazen de küçük kardeşimiz gibiydi

Æ Ayşen Göründü

(Sanat Yönetmeni): İzmir'in, hatta Ege'nin plastik sanatlarına büyük hizmetler yapmış nefis bir dostumuzdu.

Æ Şadan Durkan

(Fotoğrafçı):

Onsuz bir Alsancak'ı, hele Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ni tasavvur bile edemiyorum.

Æ Cavit Kürnek

(Fotoğraf sanatçısı):

Günlerdir onu düşünüp, sürekli ağlıyorum. Ahh, ne güzel insandı!

Æ Fahri Sümer

(Ressam):

Özellikle resim ve fotoğraf sanatının İzmir'de kaliteli bir sunuma kavuşmasında büyük emeği vardır.

Æ Tuncer Yonar

(Profesör):

Yılın her günü, pazar hariç, mutlaka uğradığım bir yerdi. Onun dizi dibinde otururdum.

Æ Serhat Karaaslan

(Çeşmeli fotoğraf emekçisi):

Biz genç fotoğraf sevdalılarına ağabeylik, ustalık yapmış evliya gibi bir adamdı.

Æ Armağan Durkan

(Gazetem Çeşme Reklam Müdürü):

Böyle bir kaybı nasıl içimize sindireceğiz, bilemiyorum!

İşte muhteşem beşli

Her saniye Gülay Galeri'de gördüğümüz beş sevimli insan. Şedo Dayı, Engin Vural sevgili oğulları Yalım ile Volkan arasında ve Mert Kebap sahibi Kasap Yalçın. (Fotoğraf: Yaşar Aksoy, 2002)

Peder Bey'i çok severdi

Babam, sağlığında tekerlekli sandalyesini iterek götürdüğüm Alsaıncak'ta, en çok Gülay Galeri'nin önünü severdi. İşte babamı çevreleyen Engin Vural, Şero Dayı ve Çaycı Refik (2003)

Gülay Galeri

sanatın sımsıcak durağı,

demli refik çayı'nın buharında

engin mi, "engin" sevginin

"gül" gibi, "ay" gibi yalın yuvası,

dostluğun "volkan"ımsı "yalım"ı..

gelir gider afilli ressamlar,

şero dayı'dan altılı ganyanlar..

*

bir alibey adası martısı sanki

konmuş kıbrıs şehitleri'ne

diriltmiş tüm ressamları tuvalinde

dedim ya, sanatçının sığınağı olmuş

hadi, uğramadan geç bakalım!

Yaşar Aksoy

(Alsancak Şiirleri Kitabı, 2003)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!