Ege Cansen: Adam olmaz borsa

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Borsa bir türlü adam olmuyor. Pır pır ediyor, uçamıyor. Kimileri, kısa vadede biraz üçkağıt, biraz şansla nadiren iyi para kazanıyor. Yatırımcıların yüzde doksan beşi avucunu yalayıp duruyor. Önemli bir kısmının ise ciddi zararı var.

Dünyada en garantili yatırım aracı, Amerikan hazine tahvilleri ve bonolarıdır. Son 10 yılda bu káğıtlar yüzde 7 civarında faiz getirdi. Yüzde 7'nin 5 yıllık bileşik getirisi yüzde 40, on yıllığı ise yüzde 97 eder. Yani, hiç başım ağrımasın deyip paranızı bu káğıtlara yatırmış olsanız, beş yılda 100 dolarınız 140, 10 yılda 197 dolar olurdu. Aynı işi Türkiye'de yapmış olsaydınız getiriniz bundan çok fazla olurdu. İşte borsanın alternatifi budur. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, 10 yıldır 1 dolar civarıda geziniyor. Káh iki dolara çıkıyor, káh 70 cente iniyor. Ben de borsa oyuncuları için en emniyetli hareket bandı ‘‘80 ile 120 cent’’ arasındadır diye yazı yazmıştım. Bunun anlamı, bugünkü fiyat seviyesinde endeks 3000'in altına düşünce káğıt almak, 4400'ün üstüne çıkınca satmak demektir. Pek tabii, borsadan para kazanmak için endekse göre hareket etmek yetmez. Önemli olan doğru káğıdı, doğru zamanda yakalayıp, doğru zamanda satabilmektir. Bu iş, hem akıl hem de yürek ister.

Ben bugün, işin bu yönünde durmayacağım. Esas konu olan niçin borsanın 10 yıldır hiçbir yere gitmediğine ve elde tutma maliyeti de hesaba katılırsa, yatırımcısına niçin para kaybettirdiğini anlatacağım.

1. Ülkemizdeki halka açık şirketlerin hiçbiri halka açık değildir. Halka açık, o şirketin kontrol hissesi borsadan satın alınabilir demektir. Bizim şirketlerin sadece azınlık hisseleri halka açıktır.

2. Şirket genel müdürlerinin indinde, azınlık hissedarların ve özellikle şirkete borsa yoluyla yatırım yapmış küçük hissedarların ‘‘sinek’’ kadar kıymeti yoktur. Onlar, sadece çoğunluk hissedarın menfaatini kollamak ve onun gözüne girmek için çalışır. Patron dışındaki hissedarlar, can sıkan bir kuru kalabalıktan başka bir şey değildir.

3. Ülkemizdeki genel müdürler ‘‘anonim şirket’’ yönetmek üzere eğitilmemiştir. Hiçbirinin anonim (halka açık) şirket yönetme nosyonu yoktur. Buna uygun bir bilgi, beceri ve ahlaka sahip olmaları konusunda bir talep de yoktur. Eskaza bu yola sapanların derhal işine son verilir.

4. Ülkemizdeki finansman müdürleri ‘‘anonim şirket finansmanı’’ bilmez. Bilmesine de gerek yoktur, çünkü gerçekte zaten anonim şirket de yoktur.

Halka açık şirketi iyi yönetmenin ölçüsü, hissedarların ellerinde bulunan hisselerin değerinin artmasıdır. Buna İngilizce'de ‘‘best value for the shareholders’’ denir. Hisse senetlerinin değerinin artması için, şirketin kár edip ‘‘temettü dağıtması’’ şarttır. Bu işin şampiyonu Coca Cola şirketine 1989 yılında 100 dolar yatıranlar, halen bu paraya, yılda yüzde 10'dan fazla, Gillette hisselerine 100 dolar yatıranlar ise halen yılda yüzde 11.3 temettü almaktadır. Böyle olduğu için de ellerindeki hisselerin değeri 10 yılda misliyle artmıştır. Şurası unutulmasın, her iki şirket de ancak bu temettü politikaları sayesinde devasa yatırımlarına özkaynak bulmakta hiç sıkıntı çekmemiştir.

SON SÖZ: Süt vermeyen inek, salhaneye gider.



Yazarın Tüm Yazıları