Ecevit: Hoşnut dönüyorum

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, dört günlük İskandinav gezisinden dönerken, geriye ne kaldığını da özetledi:

‘‘Bu gezimden genellikle hoşnut dönüyorum..’’

Hoşnut olmasının nedeni belli:

‘‘Gerek İsveç, gerekse Finlandiya'da görüştüğüm başbakanlar, genel başkanlar, politikacılar ve gazeteciler genelde Türkiye'nin AB genişleme sürecinde yer almasını ilke olarak istiyorlar. Art niyetsiz ve iyi niyetle.’’

Ecevit, destek aldı. Ama bunun iç politikaya dönük yaygarasından özenle kaçınıyor, ihtiyatlı davranıyor. Bir zamanlar Gümrük Birliği'ne girişte bunu seçim alanlarına taşımak isteyenleri hatırladıkça, ihtiyatlı olmasının nedeni daha net ortaya çıkıyor.

Dört günün önemli kareleri gözlerimin önüne geliyor.. Stockholm'de PKK yanlısı bölücü küçük bir grup, Başbakanlık önünde bağırıp çağırıyor. 30-40 kişi var yoktu. Yine kadınları ve çocukları öne çıkardılar. AA kameramanı Erhan Hoşgör ve TRT kameramanı Erol Uyanık'ın görüntülerinde var; militan tavırlı biri, ‘‘Ne yapacağız şimdi?’’ diye soruyor. Yanındaki, ‘‘Gelmişken iki slogan atak loo’’ karşılığını veriyor. Ve başlıyorlar, ‘‘Faşist Ecevit, katil Ecevit’’ sloganları atmaya. Terörün hazin filmindeki son kare!..

Finlandiya'da da sıcak ilgi gördük. Nüfusu 5 milyon olan ülkede yaşam süresi erkeklerde 73, kadınlarda 80 yıl. Kişi başına düşen milli gelir 24 bin dolar. Enflasyon oranı geçen yıl sadece yüzde bir. Bizimki yüzde 90'lara tırmanırken burada yüzde bir. İhracat geliri 40 milyar, ithalat gideri 30 milyar dolar. Eh, burada enflasyon canavarı yaşayabilir mi?

Helsinki'de Kazan Türkleri'nin kurduğu İslam Cemaati'nde resepsiyona katıldık. Kazan Tatarları olarak bilinen bu insanların yakalarında ayyıldız ve Atatürk rozetleri, kafa ve yüreklerinde anavatan sevgisi var. 1939-45 yılları arasında Fin ordusunda Ruslara karşı savaşırken şehit düşenlerin isim listesi binanın hemen girişinde dikkat çekiyor:

‘‘Feyzi Kayenuk, Hasan Abdrahım, Samıulla Asıs, Tavfik Fathullah..’’

70 yıllık cemaatin binası kendilerine ait. Bir Kültür Derneği ile bir spor kulüpleri var. Toplam sayıları 800 civarında. Sovyet döneminde Gorki diye bilinen kentten gelmişler. ‘‘En rahat ülkedeyiz’’ diyorlar, ‘‘Türkiye'ye gidince kendimizden geçiyoruz, Orayı iyi koruyun’’ diye ekliyorlar. Ecevit, Kültür Bakanlığı'nın yeni bastırdığı Atatürk fotoğraflı takvimi armağan ediyor, uzun uzun alkışlanıyor:

‘‘15 yıl sonra ortak kültür, ortak dil, ortak inançları yaşatan cemaatinizde bulunmaktan onur ve kıvanç duyuyorum.’’

Gece, Helsinki'nin ünlü Savoy Restaurant'ta Hasan Cemal, Fikret Bila ve Mustafa Balbay ile nefis bir yemek olanağı yaratıyoruz. Üçü rengeyiği eti, ben balığı tercih ediyorum. Hasan Cemal'in, ‘‘Şarabın rengi kırmızı olsun’’ ricasını da kırmıyorum.

Ecevit, uçakta da bu yönde değerlendirmeler yapıyor. Yararlı geziydi.

Yazarın Tüm Yazıları