Ecevit hep buydu Cindoruk da böyleydi

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Körfez bunalımı, koalisyon ortakları arasındaki görüş ayrılıklarını da açığa çıkardı. Başbakan Mesut Yılmaz, ‘‘Tam bir uyum içinde olduğumuzu gördük’’ demiş olsa da, bu bir resmi açıklamadan ibaret kalıyor.

Uyum içinde değiller! Türkiye'yi savaşa sürükleyebilecek asıl konuda üç parti lideri farklı yerlerde duruyorlar. DSP lideri Bülent Ecevit ile DTP lideri Hüsamettin Cindoruk, kendi politikalarıyla hiç çelişmiyorlar. Ecevit zaten buydu. Cindoruk da böyleydi.

TERS DEĞİLLER

Geçmişleriyle ters düşmüyorlar:

‘‘İncirlik'ten kalkacak keşif veya eğitim amaçlı uçuşlar için değil, ama Irak'ı bombalamak için kalkacak uçaklara izinde TBMM kararı gerekir.’’

7 yıl önce, Körfez müdahalesinde güçlü olan Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ‘‘Bir koyup üç alacağız’’ derken, parlamentoda 7 milletvekili bulunan Ecevit, ‘‘Bu Türkiye için yeni felaketlerin başlangıcı olur’’ diyordu. Bunun canlı tanığıyım. Ve Çekiç Güç serüvenini destekleyenleri de uyarıyordu:

‘‘PKK terör örgütü militanları Suriye sınırından iki-üç kişi birlikte zor geçiyordu. Kuzey Irak bölündükten sonra dağlık sınır bölgemizden toplu olarak ve üstelik ellerini kollarını sallayarak içeri gireceklerdir.’’

Aynen böyle oldu. Ecevit, haklı çıktı; siyasetimiz gençleşelim derken henüz acemileşmemiş idi.

Dönemin TBMM Başkanı Cindoruk da Cumhurbaşkanı Özal ve Başbakan Yıldırım Akbulut'a, ‘‘İncirlik Üssü'nün savaşta kullanılması konusunda TBMM kararı alınması mecburiyeti vardır’’ diye resmi yazı göndermişti. Övünmek gibi olmasın, resmi yazıları yolladığını ilk açıkladığı gazeteciyim. Cindoruk, bugün de aynı görüşte, ‘‘Bu Meclis'ten öyle bir kararın çıkacağını da hiç sanmıyorum’’ diyor. Yani ikisi de kendi politikalarının arkasında:

‘‘Irak'ın bugünkü konumu ABD için başka türlü değerlendirilebilir. Ama yarın bu değerlendirme değişir. Oysa, Türkiye ile Irak'ın komşu oldukları gerçeği asla değiştirilemez.’’

Cindoruk'la önceki gece beraberdik. Uzun uzun konuştuk. Sohbete, ‘‘Savaş çıktı çıkacak’’ diye girdim, ‘‘Çıkacak mı diyorsun?’’ diye sordu. Acemilere ders olacak önemli şeyler söyledi. Bazılarını buraya alıyorum:

- ‘‘Biz bölge barışına hizmet etmek, BM kararına uymak için çok gayret gösteren bir milletiz. BM'nin kararı var diye; 50 yıl önce Kore'ye asker gönderdik. Sonraları Somali ve Bosna-Hersek'e asker gönderdik. Bizim kalkıp da BM kararlarına bağlılığımıza, duyarlılığımıza kimsenin şüphesi olamaz.’’

- ‘‘Bizim orada başka talebimiz, isteğimiz var... BM kararı uygulanırken bizim Irak'la komşu olduğumuz gerçeği bu defa unutulmasın! Topraklarımız kullanılmasın. İkincisi; Irak'ta kitle imha silahları olabilir, ama S-300 füzeleri de var. Türkiye'nin turizm bölgelerinin hepsini imha edecek kadar S-300 füzesi de Güney Kıbrıs'a yerleştirildi. BM ve dostlarımız, onlara da aynı duyarlılığı göstersin.’’

- ‘‘Yunan adaları askerlikten arındırılmış ve silahlandırılmıştır. Buna da duyarlı olsun dostlarımız. İran'da da kitle imha silahları varsa aynı kararı alsınlar. Biz, tümüne yaptırımlar uygulansın istiyoruz.’’

DENEYİM FARKI

Deneyimli siyaset adamlığı budur. Kalkıp, ‘‘Bu hükümet dış politikada acemilikler yapıyor’’ diye soyut konuşanların, yani asıl acemilerin işi değil bu! ABD bizim yardımımız olmadan da kimyasal silahları imha edebilir.

Irak bize saldırmadıkça, biz bu pisliğe niye bulaşalım?













Yazarın Tüm Yazıları