DYP'liler Ajda Pekkan'ı ısıran fareye dua ediyor

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

DYP'li milletvekili açık yüreklilikle itiraf ediyor: ‘‘Allah Ajda Pekkan'dan ve onu ısıran fareden razı olsun. Yoksa bu çıkın var ya çıkın, bizim canımıza okurdu.’’

Sonra gevrek gevrek gülerek sözlerini şöyle sürdürüyor:

‘‘Kardeşim, Özer Bey komisyonda çıkın mıkın işini karıştırarak büyük bir gaf yaptı. Kıyamet koptu. Hepiniz çıkın diye tutturdunuz. ‘Eyvah yandık. Bu işi nasıl temizleyeceğiz?' diye kara kara düşünmeye başladık.’’

Bütün DYP’liler böyle kara kara düşünürken imdatlarına Ajda Pekkan ve onu ısıran fare yetişiyor.

Basın, çıkın işini bırakıp Ajda Pekkan ile farenin peşine düşünce DYP'liler rahat bir nefes alıyorlar.

DYP'li milletvekiline göre Ajda Pekkan ve fare sayesinde çıkın işi kapanıp gidiyor.

‘‘Yoksa perişan olurduk’’ diyor ve ekliyor:

‘‘Bütün basın çıkını didik didik ederdi. Tekrar söylüyorum, Allah Ajda Pekkan ve onu ısıran fareden bin kere razı olsun.’’

Çiller Ailesi ve DYP, fare sayesinde çıkın fırtınasını atlatmış gibi görünüyor ama bu çok uzun sürmüyor.

Bu karı-koca o kadar çok gaf yapıp çam deviriyorlar ki evvelallah basını hiç malzemesiz bırakmıyorlar.

DYP'liler tam biraz soluk alacakken bu kez de Mehmet Barlas'ın villasındaki cephe işi ortaya çıkıyor.

* * *

Zavallı DYP'liler şimdi de bu cephe olayına kılıf bulmak için kafa yoruyorlar.

Ama bu işi idare etmeleri zor.

Çünkü Tansu Hanım paçayı kurtarmak için sarıldığı RP ipini hiçbir zaman bırakmadı.

Bu parti kapatıldıktan sonra da Fazilet'in ipine sarılmaya devam etti.

Doğrusu akıllılık da ediyor, çünkü başka kurtuluş yolu yok.

Hanımefendi, Yüce Divan'dan ancak dinci milletvekillerinin parmaklarıyla kurtulabileceğini çok iyi biliyor.

Onun için türbanı savunuyor, Erbakan'a af istiyor, iktidara gelirse imam hatipleri yeniden açacağını açıklıyor, hatta türbanlı dev posterlerini miting alanlarına astırıyor.

Tansu Hanım en yakınındakilerden bile saklıyor ama bal gibi Fazilet'le ittifaka oynuyor. Seçim sonrası da dincilerle ikinci koalisyona...

Ancak DYP'liler hâlâ buna inanamıyorlar.

Ne yazık ki Otağtepe'deki cephe toplantısıyla Tansu Hanım'ın bu niyeti ortaya çıkıyor.

DYP'liler yine ayılmıyorlar. Deneyimli politikacı bakın ne diyor:

‘‘Biz demokrat kitle partisiyiz. Radikallerle bu tip yaklaşımlar içinde olmayız.’’

(Zaten Refah partisi ile koalisyonu DYP yapmadı. Erbakan'ı başbakanlık koltuğuna da Çiller oturtmadı. Uzaydan bazı yaratıklar geldi ve bütün bu saçmalıkları onlar yaptı.)

* * *

DYP'li milletvekili devam ediyor:

‘‘Bize halktan büyük bir yönelme var. Tek başımıza iktidara geleceğimize inanıyoruz. Bunun için ittifak filan düşünmüyoruz.’’

Deneyimli dostumuz, sohbetimiz sırasında bir sürü yanlışın yanında bazı doğruları da söylemiyor değil:

‘‘Politikada eksilerin toplamı artı getirmez. İttifaklar getirdiği kadar da götürür, bunun kesin hesabı yapılamaz.’’

Sonra da daha büyük doğruyu söylüyor:

‘‘Bunlar boş uğraşlar. Küçük oranları toplayarak güçlenemezsiniz. Önemli olan büyük birleşmeyi gerçekleştirebilmek. O zaman küçükleri, hatta uç olan büyükleri bile eritirsiniz.’’

Büyük birleşme...

Yani ANAP-DYP, DSP-CHP bütünleşmesi. Yani merkez sağda ve solda iki güçlü parti.

İyi güzel de kim yapacak bunu?













Yazarın Tüm Yazıları