Dünyaya bir şey olmaz ama insanlığa olabilir

KÜRESEL ısınma ve onun sebep olduğu küresel iklim değişiklikleri herkesi tedirgin ediyor. Geçen hafta İstanbul dahil Türkiye’nin dört bir yanında tanık olduğumuz şiddetli fırtına da böyle değişikliklerden biriydi büyük olasılıkla.

Haberin Devamı

Küresel ısınma meselesi dünyada çok uzun zamandan beri gündemde. Türkiye konuyu daha yeni yeni öğreniyor. Henüz bizde küresel ısınmanın azaltılması için etkili çalışmalar yapan siyasi gruplar yok ama emin olun olacak.
Dünyada ise, özellikle Amerika başta gelişmiş Batı ülkelerinde gün geçmiyor ki siyasi bağlamda bir küresel ısınma tartışması yaşanmasın, gün geçmiyor ki herhangi bir hükümet herhangi bir kararını küresel ısınmanın azaltılması adına aldığını açıklamasın.
Tabii küresel ısınma artık varlığı tartışılmayan bir tehdit olmakla birlikte, iklimbilimciler arasında ısınmaya yol açan karbon salınımlarının bu hızda devam etmesi halinde dünyanın ne zaman yaşanmaz olacağıyla ilgili bir tartışma devam ediyor./images/100/0x0/55ea514df018fbb8f878019e
* * *
Çok kötümserler var, 2050’de dünyanın mahvolacağını öngören, daha iyimserler var, süreyi 2100’e kadar uzatan.
Tabii, dünyanın mahvolması çok büyük bir söz. Bu söze ve bu sözün bu kadar uluorta kullanılmasına şiddetle karşı çıkanlardan biri Freeman Dyson oldu. Freeman Dyson çok önemli bir fizikçi. Çok da yaşlı. Kendi konusu olmamasına rağmen iklim konusuna girdi ve iklim bilimcileri eleştirdi. Dyson’ın kuvvetli eleştirilerinden iklim değişikliği önlenmeli temalı siyaset yapan politikacılar da nasiplerini aldılar.
Bu söylediklerimden Dyson’ın iklim değişikliğine ve küresel ısınmaya şüpheyle baktığı sonucu çıkmasın. Hayır, küresel ısınmanın bir gerçek olduğunu o da kabul ediyor ama bunun sonuçları konusunda başkaları kadar endişeli değil.
Aslında Dyson haksız değil. Hepimiz, ister istemez insan merkezli düşünüyoruz. Ama böyle düşündüğümüzü açık açık söylemek yerine, ‘dünya mahvolacak’ diyoruz.
Oysa dünya daha önce ne iklim değişiklikleri yaşadı ve hiç de mahvolmadı. Bunlardan en ilginci, 165 milyon yıl kadar önce dinozorların yok olmasına yol açtı.
* * *
İster bir asteroidin dünyaya çarpması ister büyük bir volkan patlaması yüzünden olsun, bundan 165 milyon yıl kadar önce dünyanın iklimi değişti. Daha önce çok daha sıcak ve nemli olan dünya bir ölçüde soğudu.
Dinozorlar zamanında ot yoktu. Yegane yeşillik yüksek ağaçların yapraklarıydı. İklim değiştikten sonra ot oldu, daha alçak boylu ağaçlar oldu. İklim değişikliğinin sonuçlarından biri, yüz milyonlarca yıldır dünyanın tek hakimi olan dinozorların yok olmasıydı. Onlar yok oldu ama dünya varolmaya devam etti, doğa devam etti.
Tarihte dünyanın iklimi pek çok kez değişti, dünya yerinde kaldı ama içinde yaşayanların tamamı değilse de bazıları sahneden silindiler.
Şimdi insan eliyle gerçekleştirilmiş bir felakete doğru gidiyoruz. Bu felaketin sonunda dünyamıza yine hiçbir şey olmayacak, doğa bir biçimde kendini dengeleyecek, ya dinozorlar zamanındaki gibi çok daha sıcak bir dünyamız olacak ya da yeni buz çağlarına gireceğiz.
Fakat bu arada değişiklikten en çok bizler, yani insanlar etkileneceğiz. Kim bilir, belki sonumuz dinozorlara benzeyecek.
O yüzden, küresel ısınma dediğimiz şey aslında dünyayı tehdit etmiyor; doğrudan insanlığı tehdit ediyor.

Haberin Devamı

Temel bilim eğitimini veremezsek küresel ısınmayla da uğraşmayız

Haberin Devamı

BU, saklanamaz bir gerçek. Öğrencilerimizin ezici bir çoğunluğu, üniversite seviyesine gelene kadar ne adam gibi matematik öğreniyorlar ne de temel bilim.
Benim bu konuda çok keskin sayılabilecek bir görüşüm var: Matematik bilmeyen başka hiçbir şeyi tam anlamıyla öğrenemez bence.
Ama bizde durum tam tersi: Daha küçücük çocuklara, ‘Bu matematik hayatta benim ne işime yarayacak ki’ cümlesini söyletebiliyoruz. ‘Dört işlem bana yeter, türevleri ne yapayım ki?’
Sadece matematikte mi... Fizik, kimya ve biyoloji gibi temel bilim derslerinde de benzer bir tutum söz konusu. Herkes tutturmuş, ‘Kurbağanın iç organlarını öğrenmek ne işime yarar’ sorusunu sorup duruyor.
Oysa ilkokul, ortaokul ve lise seviyesindeki temel matematik becerilerinin iyi öğrenilmesi, öğrenciyi hayatı boyunca etkiliyor. Onun kişisel gelirine bu becerilerin doğrudan katkısı bile hesaplanmış durumda. Aynı şey temel fen dersleri için de geçerli. Buna karşılık matematik ve fen eğitimini yeterince iyi alamamış çoğunlukların hayatları boyunca karşılarına çıkan fırsat ve risklere karşı bir metodoloji geliştiremediği, yeni bilgilere adapte olmakta zorluk çektiği vs de kanıtlanmış bir şey.
Karşınıza küresel ısınma gibi bir durum çıktığında iki türlü düşünmek mümkün: Geçmişe bakmak veya geleceğe bakmak.
Dikkat edin, bizimki gibi toplumlar hemen geçmişe bakarlar; geleceğe değil.
Yeni bilgiye ve duruma çabukça adapte olmak, bu yeni duruma uygun çözümler üretmek yerine, ‘Tabii siz geçmişte dünyayı kirlete kirlete bu serveti edindiniz, şimdi bizim zenginleşmemizi engellemek için ortaya küresel ısınma diye bir şey attınız’ derler.
Geçmişin günahları elbette işlenmiştir ve günahtır ama içinde bulunulan durumda geçmişi konuşmanın durumu düzeltici hiçbir katkısı olmayacaktır. Bunu bizimki gibi toplumlara anlatamazsınız.

Yazarın Tüm Yazıları