Dünyanın en meşhur iskemlesi nedir

"DÜNYANIN en meşhur iskemlesi nedir?"

Yazarın(*) bu sorusu kafamı karıştırdı. Kafanızı yormadan yanıtını vereyim:

Plastik bir iskemle.

Açık hava kahvelerinden, yazlık bahçelerden tutun yazlık evlerin bahçelerine, balkonlarına kadar her yerde rastladığımız, beyaz, plastik tek parçalı iskemleler.

En hafifi 2.5, en ağırı 5.5 kilogram; ucuz, taşıması kolay, yağmura dayanıklı.

Yazara göre tasarım tarihçileri bu gerçeği görmezden geliyorlarmış.

Herkes evine tanesi 200.000 dolardan Marc Newson'ın tasarım harikası iskemlelerinden alacak kadar zengin değil ki!

Plastik iskemleler çevrecilerin de kábusu.

İnsanların zevklerini ya da zevksizliklerini eşitleyen bir yüzyıl.

Yazıdan, sergisini gezdikten sonraki sohbetimizde iyi ressam Aydın Ayan'a söz ettim. Bana bir anekdot anlattı.

ÖNDER KÜÇÜKERMAN

AKADEMİ'DEKİ

İSKEMLELERİN ESTETİK

ENVANTERİNİ ÇIKARMIŞ

ÖNDER KÜÇÜKERMAN, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
'nde kullanılan bütün iskemleleri incelemiş, hatta onu bir kitap haline getirecek, bir de sergi açacakmış. Keşke yapsa!

Binada, Ankara'daki Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin mimarı Bruno Taut'un (1880-1938) tasarımını yaptığı iskemleler hálá duruyormuş, onları Küçükerman toplamış, ressam Zeki Kocamemi (1901-1959) birçok iskemlenin tasarımını çizmekle kalmamış, marangozluğunu da kendi yapmış.

Gene Kocamemi, hocalar için bir mektupluk yapmış. Mektupluğu MSGSÜ'de Resim Bölümü Başkanlık Odası'nda duruyormuş.

İskemleler bende geçmiş yıllardan bir anıyı çağrıştırır.

Yenikapı'da Kemal Bey'in Kahvesi'nde -1950 Kuşağı'nın toplanma mekánlarından biriydi- depoya iskemleler koydurmuştuk, Ali Poyrazoğlu'nun Pirendello'dan çevirdiği Ağzı Çiçekli Adam oynamıştı. Depoya konulan her iskemle, genç tiyatrocuların başarısını artırıyordu sanki.

Eugene Ionesco'nun (1909-1994) İskemleler oyununu anımsamadan iskemle üzerine yazılır mı?

İskemleler'de İhtiyar Adam ile İhtiyar Kadın ıssız bir adada konuşuyorlar. Görünmez konukları gelince ne yapacaklar, nasıl oturtacaklar?

Yalnızlığı gidermenin trajedisi, zaten eleştirmenler onu trajik fars olarak tanımlamışlar.

Theodore Dreiser'in, yazdıklarından ötürü aç kalınca, taviz verdiğini Doctorow, romanında tek cümlede tasvir etmişti.

Dreiser'in iskemlesini sol'dan sağ'a çevirdiğini yazar.

İskemleleri çok severim. Göçebedirler. Koltuklar durmuş oturmuş bir karakteri temsil ederler, salonların aristokratlarıdır.

İskemleler kurulur, kaldırılır, müşteri gelmezse, seyirci bulunmazsa nüfusları azalır, ayıbı göstermezler. Koltuklar gibi teşhirci değildirler.

* * *

ŞİMDİ oturduğunuz iskemleye bakacak mısınız?

(*) Celebrating the Everychair of chairs, in cheap plastic, Alice Rawsthorn, International Herald Tribune, Monday, February 5, 2007.
Yazarın Tüm Yazıları