Dünyanın bütün çiçeklerini getirdim...

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Bugün Öğretmenler Günü... ‘‘Öğretmen’’ denince Ceyhun Atıf Kansu'nun köy öğretmeni Şefik Sınık'ın son sözlerini aktardığı ünlü şiiri hatırlarım:

‘‘Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum

Bütün çiçekleri getirin buraya

Öğrencilerimi getirin, getirin buraya...’’

Bu dizeler beni alıp çocukluğuma götürür. İlkokuldaki ilk günüme... Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmenim Ahmet Akcan'ın coşkulu sözlerine; yurttaşlık ve cumhuriyet bilincine, Atatürk sevgisine taşır:

‘‘Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya

Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya...’’

Öğretmenlik 149 yaşında. Öğretmen Okulu 16 Mart 1848, Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940'ta kuruldu. Öğretmenler Günü 24 Kasım'da kutlanıyor. 24 Kasım 1928, Atatürk'ün başöğretmen olduğu gün. Öğretmenler, Ata'ya bağlılıkları ve O'nun irfan ordularında olmanın onuruna gölge düşmesin diye 24 Kasım'ı benimsediler. Aslında Öğretmenler Günü 16 Mart veya 17 Nisan olmalıydı.

* * *

Dün NTV'de, Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıfat Okçabol ile öğretmen ve eğitim sorunlarını tartıştık. Eğitim toplumunda saygın yerini daima koruyan, Gençlik Sorunları eski Genel Müdürü ağabeyim Mehmet Adem Solak, program öncesi beni uyardı:

‘‘Öğretmenlik güzellikler mesleğidir. En zor koşullarda bile, dünyanın bütün çiçekleri olan öğrencilerini isteyen; sevgi, dostluk ve aydınlığın mesleğidir. Öğretmen, halk aydını olarak yaşama sevincinin, çocuklara ve halka adanmışlığın, Atatürk devriminin meşalesidir.’’

Tüm öğretmenler gibi, o da acı gerçeği hatırlatmadan geçemedi:

‘‘Ne var ki bizde öğretmen; Menemen'de yobazın kestiği Kubilay'dır. 12 Mart'ta balyoz harekâtı ile ezilen örgütlülük, 12 Eylül'de işkence ve zulme maruz kalmış irfan ordusudur. Binlercesi kıyım, yüzlercesi işkence görmüş, aç ve açıkta bırakılmış, horlanmıştır. Hatta şehitler vermiştir. Bilinci, özverisi, içtenliği, savaşçılığı ise tükenmez bir cevher gibi süreklidir.’’

* * *

Prof. Okçabol, YÖK tarafından Dünya Bankası desteği ile yürürlüğe konan öğretmen yetiştirme yöntemine şiddetle karşı çıktı:

‘‘Dünya Bankası hangi sorunumuzu biliyor ki, proje yapıyor. Ülkemizin ihtiyacını bu ülkenin bilim adamları bilir. Dış dayatmayla reform olmaz.’’

Uluğbay da hak verdi, ‘‘Ancak, bunu buldum. İşe bir başlayalım, aksaklık varsa uygulamada düzeltiriz’’ dedi. Eğitim-Sen Genel Sekreteri Cemal Ünlü biliyor; Muğla ve Denizli'de Sekiz Yıllık Eğitime destek için yürüyüş yapan öğretmenler hakkında soruşturma açılmış, iyi mi? Kıdemli bir öğretmenden gelen eleştirileri de Uluğbay'a aktardım:

‘‘Okul müdürüne, öğretmenlere güvenilmiyor, kitap tercihi velilere bırakılıyor. Kitap seçemeyen öğretmen, sınıfta nasıl ders verecek? Okullarda kitap satılmayacak da, leblebi çekirdek mi satılacak?’’

Uluğbay, çok iyi niyetli ve dürüst bir politikacı; ‘‘Haklısınız’’ diyerek, asıl amacın ‘‘öğretmenlerin, çocukların önünde ticari bir alışverişin içinde görünmemesi’’ olduğunu vurguladı. Öğretmenlerden çok sayıda faks geldi:

‘‘Bu bakan Türkiye'nin umudu ve geleceği için imza atarken, kadrosu onu sabote ediyor. Çünkü şeriatçı ve gerici bir ekibin ortasında çalışıyor.’’

Uluğbay, ‘‘Sorun çok, ama merak etmeyin. Gece gündüz çalışıyorum’’ derken çok içtendi. Ve son noktayı ben koydum:

‘‘Dünyanın bütün çiçeklerini getirdim öğretmenim, günün kutlu olsun!’’

Yazarın Tüm Yazıları