Uzmanlar Gazze anlaşmasını Hürriyet’e yorumladı... İsrail sözünü tutacak mı? Trump’ın gözü neden yarın açıklanacak ödülde?

Güncelleme Tarihi:

Uzmanlar Gazze anlaşmasını Hürriyet’e yorumladı... İsrail sözünü tutacak mı Trump’ın gözü neden yarın açıklanacak ödülde
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 2025 13:47

Dünyanın gözü kulağı Gazze'de... Milyonlarca insanın günlerdir nefesini tutup beklediği ateşkes bugün 12.00 itibarıyla yürürlüğe girdi. Uluslararası kamuoyunda bir iyimserlik havası hakim olsa da aynı saatlerde Gazze'deki bombardımanın devam etmesi akıllarda soru işaretlerine neden oldu. Peki bundan sonra ne olacak? Gazze halkı rahat bir nefes alabilecek mi? İsrail verdiği sözleri tutacak mı? Özel harp ve dış politika uzmanları Hurriyet.com.tr için değerlendirdi...

Haberin Devamı

Gazze müzakerelerinde dün akşam saatlerinde anlaşmaya varıldı. Hamas ve İsrail arasında Mısır'ın Şarm el- Şeyh şehrinde yürütülen müzakerelerin sonucunda varılan ateşkes anlaşması, bugün TSİ 12.00 itibarıyla yürürlüğe girdi.

Uluslararası kamuoyunun da büyük bir memnuniyetle karşıladığı anlaşma, Gazze'de 2 yıldır devam eden savaş ve soykırımın sona ereceğine dair iyimserlik yarattı. Ne var ki bir yandan İsrail yönetiminin bölgedeki birliklerini geri çekmeye hazırlandığı açıklanırken, diğer yandan Gazze'deki bombardımanın devam etmesi, iyimserliğe gölge düşürdü.

Son gelişmeleri Hurriyet.com.tr'ye değerlendiren Güvenlik Uzmanı Mitat Ferhat Dur, "Ateşkes karşılıklı anlaşmaya varılan şekilde devam eder. ABD bunun takipçisi olduğu için en azından rehine ve esirlerin takası safhası, üzerinde anlaşıldığı şekilde hayata geçer" dedi.

Haberin Devamı

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Cihan Günyel de Hurriyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada, sürecin işleyişine dair tam olarak açıklanmış bir yol haritası ya da bir madde listesinin henüz bulunmadığına dikkat çekerek, "Öncelikli olarak rehine takasının gerçekleştirilmesi yani Hamas'ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması ve İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutsakların serbest bırakılması üzerinde çok duruldu ve bu konuda mutabık olundu. ABD ve Trump'ın önceliğinin de rehinelerin bırakılması olduğunu görüyoruz. Diğer öncelikler İsrail ordusunun Gazze'de işgal ettiği yerlerden Trump'ın belirlediği çekilme hatlarına aşamalı olarak kayması, günlük 400 TIR'dan oluşacak gıda ve insani yardımın bölgeye girmesi ve İsrail'in Gazze'deki soykırım operasyonlarını durdurması yönünde" ifadelerini kullandı.

İSRAİL KABİNESİNDEN ÇATLAK SESLER ÇIKMAYA BAŞLADI

Ateşkes sonrası en merak edilen konuların başında gelen "İsrail verilen söze uyar mı?" sorusunu Dur şöyle yanıtladı:

"İsrail kabinesinde şimdiden çatlak sesler çıkmaya başladı. [İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze’de sağlanan ve yürürlüğe girmesi beklenen ateşkes anlaşmasına destek vermeyeceğini duyurdu.] Ancak yine rehineleri alana kadar anlaşmaya uyarlar. Sonrası için İsrail iç siyaseti karışabilir."

Haberin Devamı

Dr. Günyel ise geçmişte varılan ateşkes anlaşmalarında yaşananları hatırlatarak, "Bugüne kadar uluslararası ve bölgesel anlaşmalarını bir bahaneyle bozan, bunlara riayet etmeyen bir İsrail'le karşı karşıyayız. En son ateşkes süreci üç aşamalıydı. Birinci aşamada yine bir esir takası, ikinci aşamada kalıcı bir ateşkes ve barışa giden yol, üçüncü aşamada da Gazze'nin yeniden inşası hedeflenmişti. Fakat o dönemde İsrail rehine takasından sonra ikinci aşamaya geçmeyerek yani anlaşmaya uymayarak saldırı ve soykırımına devam etmişti. Benzer bir endişeyi yine görüyoruz" ifadelerini kullandı.

"HER AN BİR HUSUS BAHANE EDİLEBİLİR"

Gaziantep Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Gökçe de İsrail'in ilan edilen ateşkese uyup uymayacağı konusunda şunları söyledi:

Haberin Devamı

"Gazze'de soykırımın durması için taraflar arasında ilan edilen ateşkes sağlık ve gıda yardımlarının ulaşması ve can kaybının önlenmesi açısından oldukça önemli. Ancak İsrail'in geçmişte ilan edilen ateşkesler sonrası izlediği 'bahane uydurma' politikasının devam etme ihtimali oldukça yüksek. Çünkü İsrail'de ne Başbakan Netanyahu ne de şiddet yanlısı bakanlar bu ateşkesi içlerine sindirebildiler. Her an bir husus bahane edilebilir."

ATEŞKES NE KADAR SÜRER?

Gökçe bu soruyu, "Netanyahu'nun nihai amacının bölgeyi Filistinsizleştirme ve tamamen işgal etme olduğunu düşündüğümüzde, ateşkesin kısa vadeli olabileceğini düşünebiliriz. Vadesi ise belki de Trump'ın başkanlık döneminin sonuna kadar olabilir" sözleriyle yanıtladı.

Haberin Devamı

Dr. Günyel de İsrail'in iki devletli çözümü reddeden tavrına dikkat çekerek, "İsrail'in kurulduğu günden beri gelen yayılmacı politikası bağlamında Gazze ve Batı Şeria'nın işgal ve ilhakı ile beraber iki devletli çözümün mümkün olmadığı, hatta Filistin'in tamamen İsrail haritasına katıldığı bir yaklaşımı maalesef bulunuyor. Bu politikadan vazgeçmiş değiller. Zaten Netanyahu'nun en büyük itiraz noktalarından biri Filistin devleti. Bu yaklaşımdan dolayı ilhak olasılığını dışlayamıyoruz" dedi.

TRUMP'IN AMACI NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ'NÜ ALMAK MI?

Mitat Ferhat Dur da asıl amacın ilhak olduğunu ancak uluslararası kamuoyundan tepkilerin şimdilik bunu frenlediğini, İsrail ve ABD ilişkilerinin seyrine göre konunun tekrar dillendirilebileceğini vurguladı.

Haberin Devamı

Dur, Trump'ın asıl amacının Nobel Barış Ödülü'nü almak olduğunu belirterek, "Diğer tüm hususları bunu destekleyecek birer girdi olarak görüyor. Ödül yarın açıklanacak. Gazze sürecinin hızlandırılması ve taraflara baskı yapılması bu sebepten" ifadelerini kullandı.

Dr. Günyel ise "Trump'ın Nobel Barış Ödülü'nü almak gibi kişisel bir hırsı olabilir ama ABD'nin karar alıcılarının sadece kişisel istekleri doğrultusunda hareket ettiklerini düşünmek de durumu çok basite indirgemek olur" dedi ve şöyle devam etti:

"2 yıldır yaşanan soykırım süreci içinde İsrail'in bir cezai müeyyideye maruz kalmamasının da bir sonucu olarak Batı hegemonyasının tartışmaya açıldığını gördük. Çünkü uluslararası savaş hukukunun, sivil hukukun, insancıl hukukun hiçbir şekilde uygulanmadığını, insanlığın gözü önünde bir soykırım yaşandığını gördük. Diğer açıdan uluslararası kamuoyunda tepkilere maruz kalan ülkelerden birinin ABD olduğunu da gördük. Özellikle İsrail'in Katar saldırısı sonrası ABD'nin Orta Doğu'daki güvenlik şemsiyesi tartışmaya açıldı. Bir diğer etken de ABD iç siyasetinde sol rüzgarın yükseliyor olması. Bunun gibi birçok faktör olduğunu düşündüğümüzde, Trump'ın rolü sadece kişisel çıkarlarıyla açıklanabilecek gibi değil."

Tüm bu faktörler sürecin artık bir soykırım üzerinden gidemeyeceğini, bir barışın ve normalleşmenin adımlarının atılmasının gereklilik olduğunu Trump'a da gösterdi. Trump'ın başarılı olup olamayacağını da süreç bize gösterecek. Temennimiz eşit egemen iki devletin olduğu, Filistinlilerin kendi yönetimlerini kendilerinin sağladığı yani "kendi kaderini tayin hakkının" hayata geçirildiği bir çözüm.

Dr. Cihan Günyel

TÜRKİYE'NİN BU ATEŞKESTE KONUMU NE?

Mitat Ferhat Dur, Türkiye'nin tavrının ve pozisyonunun başından beri değişmediğini, Ankara'nın süreci yakından takip ederek Filistin'in menfaatine olacak her şey için elinden geleni yapacağını söyledi.

Ali Fuat Gökçe ek olarak, "Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan nezdinde Filistin ve Gazze politikasından bugüne kadar sapma göstermedi. Dolayısıyla öncelik iki devletli çözüm. Ama karşı tarafın dilinden bu konuda hiçbir şey duyulmadı. Türkiye bu politikaya devam edecektir. Gazze'de konuşlanması muhtemel insani ve askeri gücün içerisinde Türkiye olacaktır" dedi.

Dr. Cihan Günyel de anlaşma çerçevesinde iki devletli çözüme atıf olduğunu ancak haritanın nasıl şekilleneceğinin belirlenmiş olmadığını hatırlatarak, "Muğlak konular var. Örneğin teknokratlardan oluşan bir Filistin yönetiminin belediyecilik ve altyapı hizmetlerini sağlaması, genel itibarıyla Gazze'nin yönetiminin ise Trump'ın başında olduğu uluslararası bir konsensusa bırakılması masada. Bunun Filistin devletine gidecek bir süreci başlatıp başlatmayacağını, başlatırsa bunun ne kadar bir süre zarfında alacağını zaman gösterecek. Bunun Batılıların hakim olduğu bir manda yönetimi fikrini uyandırması da bir güvensizlik problemi yaratabilir. Ancak Türkiye'nin süreçteki varlığı Gazzeliler için bir güven kaynağı oluşturacaktır. Türkiye'nin rolünü ben çok önemsiyorum. Türkiye olması gereken yerde oldu. Daha önceki ateşkeslerin ilerlememe sebebi belki de Türkiye gibi bir aktörün masada olmamasıydı" yorumunu yaptı.

Bence dün akşam varılan ateşkes anlaşmasında, Türkiye'nin iki yıldır her uluslararası platformda, yaşanan soykırımı, Gazze'deki gerçekleri dile getirmesi önemliydi. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımız'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaKörfez ülkelerinin liderleriyle ve Beyaz Saray'da Trump'la gerçekleştirdiği toplantıları, sürecin ilerlemesine önemli katkılar sağladı. Bundan sonra yaşanacak süreçte de Türkiye'nin masada yer alması sürecin başarı şansını yükseltecek faktörlerden biri olacak.

Dr. Cihan Günyel

İSRAİL'İN GAZZE'DE İSTEMEYECEĞİ TEK ÜLKE TÜRKİYE

Trump'ın da Türkiye'nin Gazze'deki varlığı konusunda istekli olduğunu ekleyen Gökçe sözlerini şöyle noktaladı:

"Ancak İsrail'in belki de Gazze'de istemeyeceği tek ülke Türkiye olacaktır. Türkiye bölgesel bir güç olarak izlediği barışçıl ve insancıl politikasını bu olayda da göstermektedir. Türkiye arabuluculuk görevinden sonra garantör devlet olarak sorunun sürecinin işletilmesinde rol alabilir. Muhteviyatı ise hem insani yardımların koordinesinde hem de askeri açıdan olabilir."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!