Usame bin Ladin'in gözü Fahd'ın tahtında
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2001 01:55
Suudi terörist Usame bin Ladin'in gizli hedefinin Suudi Kralı Fahd'ı tahtından indirmek olduğu iddia ediliyor. Bin Ladin, Suud sülalesinde bölünmeden fırsat bilip, halk ayaklanmasını körükleyecek, sonra da İran İslam Devrimi'nin lideri Humeyni gibi ülkeye dönüp Taliban tarzı bir yönetim kuracak.
İngiliz Daily Telegraph Gazetesi'nde son krizi yorumlayan Paul Michael Wihbey, Suudi terörist Usame bin Ladin'in gizli hedefinin Suudi Hanedanı'nı devirip, ülkede ‘‘yozlaşmamış’’ bir İslam rejimi kurmak olduğunu öne sürdü.
Usame bin Ladin yaygın görüşün aksine çılgın bir adam değil. Aksine başarı oranı yüksek yerel bir savaş hesabı yapıyor. ABD'nin bölgeye yaptığı askeri yığınayı kendisi açısından stratejik bir avantaja dönüştürme niyetinde. New York ve Washington saldırılarından çok önce Bin Ladin'in Suudi Arabistan'daki etkisi ortaya çıkmaya başladı. 11 Eylül saldırısından birkaç gün önce 25 yıldır Suudi istihbarat şefi olan ve Suudi Dışişleri Bakanı'nın kardeşi olan Prens Türki, görevinden alındı.
Prens Türki, Afganistan ve Pakistan ile ilişkilerden sorumluydu ve ABD istihbaratıyla da ilişkileri yürütüyordu. Prens Türki, Suud Hanedanı'ndaki iki fraksiyon arasındaki iktidar kavgasının üst düzeyde ilk kurbanı oldu.
Bu olaydan iki, saldırıdan bir hafta sonra ise Kral Fahd'ın Cenevre'ye kaçtığı yolunda söylentiler çıktı. Kral Fahd'ın ülkeden uzaklaşması Suudi topraklardan ABD'nin çıkarılmasını isteyen Bin Ladin için bir zafer olarak algılanabilir. Kral Fahd'ın sağlığı iyi değil. 24 saat sağlık kontrolü altında. Muhafazakar ve dindar Veliaht Prens Abdullah ile Kral Fahd'ın öz kardeşi Savunma Bakanı Prens Sultan arasındaki iktidar çekişmesinin bölgenin siyasi geleceğini ve Körfez'deki istikrarı belirleyebileceği söyleniyor.
Bin Ladin, 1991 yılından beri bu anı bekliyor. Çünkü Suudiler'in Saddam Hüseyin'e karşı üslerini açması üzerine Suud ailesiyle arası açıldı. Suudi terörist Suud iktidarının ne kadar kırılgan olduğunu yakından bilen bir isim. Nitekim, Usame bin Ladin'in babası Muhammed, 1960'ların ortasında yozlaşmış Kral Suud'un yerine dindar Kral Faysal'ın tahta oturmasında etkili oldu. Babası Suudi Kralı'nı belirlerken, Usame bin Ladin de Suud ailesinin zaaflarını yakından görme imkanı buldu. Sonra da Suudi Kraliyet ailesinin, alternatif ve dini bir ideolojiyle çökertilebileceğine karar verdi.
SUUDİ MUHALİFLER
Ülkeyi yeteri kadar savunamadığı ve yaşam standartlarını koruyamadığı için genç Suudiler, giderek yönetimden uzaklaşmaya başladı. Çünkü 1980'lerde 18 bin dolar olan kişi başına düşen gelir, 2000 yılında 6 bin dolara kadar geriledi. Bin Ladin, şimdi ülkedeki ekonomik ve siyasi çalkantıyı fırsat bilip, Suudi Arabistan'daki muhaliflerin ayaklandırılma vakti geldiğine karar verebilir. Suudi Arabistan'daki muhalifler isyan edip, petrol rafineleri ve boru hatlarına, hatta ABD'nin ülkedeki sivil ve askeri çıkarlarına saldırı düzenlenebilir.
Bu durumda ABD, Usame bin Ladin, Taliban ve bölgedeki diğer terör ağlarına saldırı düzenlemeyi yeniden gözden geçirme zorunda kalabilir. Arabistan'da yaratılacak böyle bir karmaşa ABD'nin yumuşak karnı olabilir. Suudi ailesi içinde anlaşmazlık büyüdükçe Suudi muhaliflerin de ayaklanma olasılığının arttığına işaret ediliyor. Böyle bir senaryo, Ladin için ateşle sarılı Afganistan'dan bir kaçış yolu hazırlayacaktır. Usame bin Ladin'in ülkede ‘Mehdi’ gibi karşılanacağı ve jeopolitik yapıyı dramatik bir şekilde değiştireceği öne sürülüyor.
Usame bin Ladin yaygın görüşün aksine çılgın bir adam değil. Aksine başarı oranı yüksek yerel bir savaş hesabı yapıyor. ABD'nin bölgeye yaptığı askeri yığınayı kendisi açısından stratejik bir avantaja dönüştürme niyetinde. New York ve Washington saldırılarından çok önce Bin Ladin'in Suudi Arabistan'daki etkisi ortaya çıkmaya başladı. 11 Eylül saldırısından birkaç gün önce 25 yıldır Suudi istihbarat şefi olan ve Suudi Dışişleri Bakanı'nın kardeşi olan Prens Türki, görevinden alındı.
Prens Türki, Afganistan ve Pakistan ile ilişkilerden sorumluydu ve ABD istihbaratıyla da ilişkileri yürütüyordu. Prens Türki, Suud Hanedanı'ndaki iki fraksiyon arasındaki iktidar kavgasının üst düzeyde ilk kurbanı oldu.
Bu olaydan iki, saldırıdan bir hafta sonra ise Kral Fahd'ın Cenevre'ye kaçtığı yolunda söylentiler çıktı. Kral Fahd'ın ülkeden uzaklaşması Suudi topraklardan ABD'nin çıkarılmasını isteyen Bin Ladin için bir zafer olarak algılanabilir. Kral Fahd'ın sağlığı iyi değil. 24 saat sağlık kontrolü altında. Muhafazakar ve dindar Veliaht Prens Abdullah ile Kral Fahd'ın öz kardeşi Savunma Bakanı Prens Sultan arasındaki iktidar çekişmesinin bölgenin siyasi geleceğini ve Körfez'deki istikrarı belirleyebileceği söyleniyor.
Bin Ladin, 1991 yılından beri bu anı bekliyor. Çünkü Suudiler'in Saddam Hüseyin'e karşı üslerini açması üzerine Suud ailesiyle arası açıldı. Suudi terörist Suud iktidarının ne kadar kırılgan olduğunu yakından bilen bir isim. Nitekim, Usame bin Ladin'in babası Muhammed, 1960'ların ortasında yozlaşmış Kral Suud'un yerine dindar Kral Faysal'ın tahta oturmasında etkili oldu. Babası Suudi Kralı'nı belirlerken, Usame bin Ladin de Suud ailesinin zaaflarını yakından görme imkanı buldu. Sonra da Suudi Kraliyet ailesinin, alternatif ve dini bir ideolojiyle çökertilebileceğine karar verdi.
SUUDİ MUHALİFLER
Ülkeyi yeteri kadar savunamadığı ve yaşam standartlarını koruyamadığı için genç Suudiler, giderek yönetimden uzaklaşmaya başladı. Çünkü 1980'lerde 18 bin dolar olan kişi başına düşen gelir, 2000 yılında 6 bin dolara kadar geriledi. Bin Ladin, şimdi ülkedeki ekonomik ve siyasi çalkantıyı fırsat bilip, Suudi Arabistan'daki muhaliflerin ayaklandırılma vakti geldiğine karar verebilir. Suudi Arabistan'daki muhalifler isyan edip, petrol rafineleri ve boru hatlarına, hatta ABD'nin ülkedeki sivil ve askeri çıkarlarına saldırı düzenlenebilir.
Bu durumda ABD, Usame bin Ladin, Taliban ve bölgedeki diğer terör ağlarına saldırı düzenlemeyi yeniden gözden geçirme zorunda kalabilir. Arabistan'da yaratılacak böyle bir karmaşa ABD'nin yumuşak karnı olabilir. Suudi ailesi içinde anlaşmazlık büyüdükçe Suudi muhaliflerin de ayaklanma olasılığının arttığına işaret ediliyor. Böyle bir senaryo, Ladin için ateşle sarılı Afganistan'dan bir kaçış yolu hazırlayacaktır. Usame bin Ladin'in ülkede ‘Mehdi’ gibi karşılanacağı ve jeopolitik yapıyı dramatik bir şekilde değiştireceği öne sürülüyor.