Uluslararası Uyuşturucu Kontrol raporu

Güncelleme Tarihi:

Uluslararası Uyuşturucu Kontrol raporu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2009 18:22

Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulunun (UUKK) uyuşturucu maddelerin kontrol altına alınmasının yüzüncü yıl dönümüne (1909'da Şanghay'da toplanan Uluslararası Afyon Komisyonu) denk gelen yıllık raporunda, uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin uluslararası sözleşmeler sayesinde bir hayli mesafe katedildiği, ancak "hala aşılması gereken önemli birçok sorunun bulunduğu" belirtildi.

Kontrol altında tutulan ilaçlara herkesin ulaşamaması ve uyuşturucu kullanımının engellenmesiyle ilgili sözleşme hükümlerinin uygulamasında karşılaşılan farklılıkların da hala birer sorun olarak gösterildiği 2008 raporunun ilk bölümünde, Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi, 1971 Psikotrop Maddeler Sözleşmesi, 1988 tarihli Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri ile sağlanan ilerleme ve günümüzde karşılaşılan yeni sorunlar ortaya kondu.

“YAKLAŞIK 150 ÜLKEDE AĞRI KESİCİ İLAÇLARA ULAŞILAMIYOR"

BM üyelerinin yüzde 95'inden fazlasının söz konusu sözleşmelere taraf olduğu raporun başarılar bölümünde yer alırken, tıpta kullanılan ve kontrol altına alınan ilaçlara ulaşmada yaşanan sıkıntı önemli sorunlardan biri olarak nitelendi.
Raporda, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) morfin ve kodein dahil kontrol altında tutulan ilaçlara ulaşabilmenin bir insan hakkı olduğunu belirttiği, ancak bu ilaçlara yaklaşık 150'yi aşkın ülkede ulaşabilmenin mümkün olmadığı kaydedildi.
DSÖ'nün bu nedenle her yıl, 30 milyonu hasta olmak üzere yaklaşık 86 milyon kişinin orta ya da şiddetli ağrı tedavisi göremediği tahminine de raporda yer verildi.
Raporda, 1961 ve 1971 sözleşmelerinin kaleme alındığı dönemde henüz HIV ve Hepatit C virüslerinin bilinmediği, ayrıca 1998 tarihli Uyuşturucu Talebinin Düşürülmesinin Ana İlkelerine Yönelik Bildirinin BM Genel Kurulu tarafından kabul edilmediği anımsatıldı.
UUKK, milyonlarca hastanın gereksiz yere ağrı çekmesini önlemek amacıyla hükümetleri, tüketimin az olduğu yerlerde analjezik (ağrı kesici) ilaçların makul oranlarda kullanılmasını teşvik etmeye çağırdı ve etkili ağrı kesici ilaçların daha düşük fiyatlarla üretimi ve böylece yoksul ülke pazarlarına da aktarılabilmesi amacıyla hükümetlerin ilaç sektörü ile daha yakın çalışabileceğini düşündüğünü belirtti.

"İNTERNETİN KULLANIMI"

Uyuşturucu kaçakçıların interneti kullanma yöntemleri raporda öne çıkan çarpıcı noktalardan biri olarak ortaya konurken, internetin, başta gençler olmak üzere dış etkilere açık grupları istismar eden "yasa dışı" eczanelere olanak tanıdığına işaret edildi.
Raporda, önemli bir sorun olarak ortaya çıkan internet suçlarında uyuşturucu kaçakçılarının, emniyet güçlerinin takibine takılmadan haberleşme, sevkiyat ve para aklamak için interneti kullandığı belirtildi. UUKK, bu alanda tüm ülkelerin mücadeleyi ortaklaşa yürütmesi gerektiğini vurguladı.

"TAVSİYELER"

Birinci basamak önleyici tedbirlere öncelik verilmesini öneren UUKK, hükümetleri öncelikle, başta gençler olmak üzere korunma ihtiyacı bulunan grupların uyuşturucu istismarından korunmasına öncelik vermeye ve dünyanın çeşitli bölgelerinde bu alanda atılan başarılı adımlardan yararlanmaya çağırdı.
Raporda hükümetler, soruna kendi başlarına çözüm bulmaya çalışmak yerine tüm sistemin ahenkli ve uyumlu çalışması için çaba harcamaya çağrıldı.

BÖLGESEL GELİŞMELER

-Afrika-

Raporda, Avrupa'ya sokulan kokainin ana güzergahını Afrika'nın oluşturduğu; Batı Afrika'nın, Güney Amerika'dan Avrupa'ya kokain kaçakçılığının ana merkezlerinden biri haline geldiği vurgulandı.
Afrika'da dikkati çeken bir sorun da sahte ilaçların her yerde satılması olarak anlatılırken, soruna bugüne kadar bir çözüm bulunamamasının nedenleri yönetim eksikliği ve söz konusu sahte ilaçları takibe alacak, piyasayı düzenleyecek sistemin oluşturulması için gerek duyulan maddi kaynakların yetersizliği olarak sıralandı.
UUKK, uluslararası toplumu Afrika ülkelerini uyuşturucu ile mücadele alanında desteklemeye çağırdı.

-Amerika-

Raporda, Orta Amerika ve Karayipler'in, kaçakçıların Güney Amerika'dan Kuzey Amerika ve Avrupa'ya uyuşturucu sevkiyatında kullandıkları ana güzergah olma özelliğini sürdürdüğü belirtildi.
Artan uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetleri sonucu Orta Amerika ve Karayipler'deki bazı ülkelerde uyuşturucu kullanımında da artış görüldüğü kaydedilen raporda, Kuzey Amerika'daki sorunların başında da uyuşturucu kartelleri ve uyuşturucu kaçakçılarının kendi aralarındaki çatışmaların, emniyet güçlerinin söz konusu örgütlerle mücadelelerinin giderek daha fazla şiddet içermeye başlamasının sorunların başında geldiği kaydedildi.
Raporda, ABD'de reçete ile satılan ilaçların istismarından bahsedilerek, bu alandaki istismarın özellikle gençler arasında görüldüğü belirtildi.
ABD'de "üreticiden tüketiciye" sloganlı reklam kampanyalarına bir çare bulunmasının gerektiği vurgulanan raporda, aksi takdirde hem ABD'de, hem de dünyanın diğer bölgelerinde ilaçların gereksiz yere tüketilmesi için kapının açılacağı uyarısında bulunuldu.
Raporda, Güney Amerika'da Kolombiya'nın dünyada en fazla koka yaprağı üreten ülke olma özelliğini koruduğu, Venezuela'nın da suç örgütleri tarafından Güney Amerika dışına uyuşturucu sevkiyatı için ana merkez olarak kullanıldığı ifade edildi.

ASYA

Rapora göre Çin, Malezya ve Vietnam en fazla eroin kullanılan ülkelerin başında geliyor. Söz konusu ülkelerde ayrıca amfetamin türü uyarıcı ilaçların kullanımında da artış görülüyor.

AVRUPA

Avrupa'da en fazla kullanılan uyuşturucunun esrar olduğu belirtilen raporda, Avrupa'nın en büyük esrar, ikinci en büyük kokain pazarını oluşturduğu kaydedildi.

OKYANUSYA

Raporda, son dönemde Kanada'dan Avustralya'ya uyuşturucu trafiğinde artış olduğunun gözlendiği belirtildi.

"AFGANİSTAN'DA GÜVENLİK SAĞLANAMIYOR, AFYON ÜRETİMİ ENGELLENEMİYOR"

Afganistan'da afyon ekim alanlarında yaşanan daralmaya rağmen, dünya geneline dağılan yaşa dışı eroinin yüzde 90'ının bu ülke çıkışlı olduğu belirtilen raporda, Afganistan'daki güvenlik sorunu nedeniyle uyuşturucuyla mücadelede ciddi sorunlar yaşandığı vurgulandı.
Raporda, uyuşturucu ile mücadele alanında faaliyet gösteren kesimlerin giderek daha fazla tehlikeye girdikleri belirtilerek, 2007-2008 hasat döneminde, afyon imha ekiplerinde çalışırken yaşamını yitirenlerin sayısının eskiye oranla altı kat artarak 78'e ulaştığı bildirildi.

UUKK'NIN ROLÜ

Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu, BM'nin uluslararası uyuşturucu kontrol sözleşmelerinin uygulanmasındaki bağımsız ve yargı benzeri gözetim organı olarak biliniyor.
Kurul, 1961 tarihli Uyuşturucu Maddelere Dair Birleşmiş Milletler Tekli Sözleşmesi'ne dayanarak 1968 yılında kuruldu.
Hükümetlerden ve BM'den bağımsız bir kuruluş olan UUKK'nin 13 üyesi, hükümetleri adına değil, kendi adlarına faaliyet gösteriyor.
DSÖ tarafından aday gösterilen uzmanlar listesinden tıp, ilaç ve eczacılık deneyimine sahip üç üye ve hükümetler tarafından aday gösterilen uzmanlar listesinden de on üye seçimle belirleniyor.
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Sevil Atasoy, 2005 yılından bu yana Kurulun üyesi ve halen Kurulun Birinci Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!