Türk doktorlar New York’taki salgını anlattı: Savaş alanındaki askerler gibiyiz

Güncelleme Tarihi:

Türk doktorlar New York’taki salgını anlattı: Savaş alanındaki askerler gibiyiz
Oluşturulma Tarihi: Nisan 19, 2020 07:00

ABD’de koronavirüs salgınının merkez üssü olan New York’ta canla başla mücadele eden sağlık ordusunda Türk doktorlar da bulunuyor. Woodhull Hastanesi’nde Dr. Nejat Zeyneloğlu liderliğinde korona hastalarına bakan en az 3 Türk doktor bulunuyor. Mount Sinai Hastanesi’nde de ürolog Dr. Caner Dinlenç gönüllü olarak CovId-19 hastalarını tedavi ediyor. Dr. Sine Aras Akten, “15 saat çalışıp biraz dinlendikten sonra tekrar savaş alanına dönen askerler gibi hissettiğim oluyor” diyor.

Haberin Devamı

ABD’nin New York kentinin Brookly bölgesindeki Woodhull Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Başkanı Dr. Nejat Zeyneloğlu’nun önderliğinde koronavirüs hastalarına müdahale eden ekipte en az 3 Türk doktor daha bulunuyor. Manhattan’daki Mount Sinai Hastanesindeki Türk ürolog Caner Dinlenç, tüm ameliyatlarını erteledi, gönüllü olarak Covid-19 hastalarını iyileştiriyor.

Türk doktorlar New York’taki salgını anlattı: Savaş alanındaki askerler gibiyiz

‘BEN DE HASTALANDIM’

Dr. Nejat Zeyneloğlu, hastanede mart ayı başından bu yana sadece COVID-19 hastalarını kabul ettiklerini belirterek şunları söyledi: “Hastalarımızın çoğu nefes darlığı şikayeti ile geliyor. Oksijene ihtiyacı olan her hastayı yatırıyoruz. Salgın başladığı zaman birkaç gün içinde hastalarımızın sayısı çok arttı ve bu talebe karşılık veremediğimiz için malzeme sıkıntısı yaşadık. Hergün günde 12-15 saat arası maskelerimizi hiç çıkarmadan çalışıyoruz. Salgın ilk başladığında COVID-19 kaptım, ancak iyileşip geri döndüm. Ardı ardına çok hastamız öldü, bunu kabullenmek zor oluyor. Psikolojik destek veren bölümümüz bize yardımcı oluyor.”

Haberin Devamı

Türk doktorlar New York’taki salgını anlattı: Savaş alanındaki askerler gibiyiz

Türk doktorlar New York’taki salgını anlattı: Savaş alanındaki askerler gibiyiz

‘DEPRESİF BİR DURUM’

Dr. Sine Aras Akten, kronik böbrek yetmezliği ve tedavilerinde çalışıyor. New York Film Akademisi’nde belgesel ve filmografi eğitimi de alan Dr. Akten, Harvard Üniversitesi’nin ‘Medya ve Tıp’ programını da tamamlamış. Akten, hastanede yaşadıklarını şöyle aktarıyor:

“Nefes darlığının ciddiyetine göre, acil tedavilere beklenen yanıtı vermeyen hastalarımızın yatışını yapmaktayız. Yüzde 18 ile 25 hastamızı yoğun bakıma alıyoruz. İlk hafta itibarıyle aniden yığılan hasta grupları ve yoğunlaşan nöbetlerde kısa süreli bir korku ben de yaşadım. Çünkü maskemi bir haftaya yakın kullanmam istendi. Bu riskliydi. Ventilatör ve diyaliz makinesi eksikliği halen devam ediyor. COVID-19, çoklu organ yetmezliğine neden olduğundan etkilenen böbrek olunca hastaların diyaliz ihtiyaçları ilk günde başlıyor. Kendi güvenliğimden koktuğum anlar var.

Haberin Devamı

15 saat çalışıp biraz dinlendikten sonra tekrar savaş alanına dönen askerler gibi hissettiğim oluyor. Hastalarımızın çok ağır olması ve ölmeleri, yardım edememe duygusunu artıran ve depresyona sokan bir durum.”

Türk doktorlar New York’taki salgını anlattı: Savaş alanındaki askerler gibiyiz

‘KİMİN İYİLEŞECEĞİNİ KİMSE BİLMİYOR’

Boston Üniversitesi mezunu olan Dr. Caner Dinlenç, New York Mount Sinai Beth Israel Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı. Acil servis ve yoğun bakımın azami kapasitede çalıştığını söyleyen Dinlenç’in aktardıkları şöyle: “Doktorlarımız, hemşirelerimiz ve diğer birçok çalışanımız tek bir görevde toplandılar. Acil olmayan tüm ameliyatlar iptal edildi. Ben de haftada iki kez meslektaşlarım üzerindeki yükü hafifletmek için gönüllü olarak yoğun bakımda çalışıyorum. Bazı meslektaşlarım COVID nedeniyle öldü. Bir arkadaşım hastanede kaptığı virüsü bilmeden eve götürünce anne ve babasını kaybetti. Bu krizin en trajik yönü insanların yalnız acı çekmesini ve ölmesini izlemek. Hastane içine hiçbir aile üyesi giremiyor. Bazen son vedalarını FaceTime’da yapmalarını sağlıyoruz. Yalnız ölmenin soğukluğu bu hastalığın en kötü yanı. Tabii ki herkes ölmüyor ama haftalar geçene kadar hiç kimse, kimin iyileşeceğini gerçekten bilmiyor.”

Haberin Devamı

‘EN ÇOK O AN ZORLANIYORUM’

Doç Dr. Gül Bahtiyar, Cerrahpaşa, Yale, Tuffs Üniversiteleri’ni bitirmiş. Endokrin uzmani olarak çalışıyor. “ABD askerlerinin hastanedeki odamın önünden geçerken ilk gördüğümde ve diğer eyaletlerden gönüllü doktorlar geldiğinde birlik ve beraberlikle bu işin üstesinden geleceğimizi anladım” diyen Bahtiyar şöyle devam ediyor: “Endokrinoloji uzmanı olarak, Covid-19 semptomları ile hastaneye yatırılan hastalara bakmaya başladım. Canla başla çalışırken umutsuzluğa düştüğüm, kızdığım, ağladığım oldu. Elimden bir şeyin gelmemesinin tarif edilemez hissi, hastalarımın ellerini tutarken, nefes alamadan ölmelerini görmek ve ardından başka ne yapabilirdim, gidişatı nasıl değiştirebilirdim diye çok derinden etkilendim. En çok zorlandığım an, ailelere telefon açarak sevdiklerinin hayata veda ettiğini söylemem ya da söyleyecek kelimelerimin olmaması.”

Haberin Devamı

Dr. Yusuf Afacan, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Rochester Üniversitesi’nden mezun. 1995’den beri Woodhull Medical Center’da infeksiyon hastalıkları uzmanı olarak çalışıyor. Tüm hastane artık korona hastalarına baktığı için Afacan da her gün uzun saatler yoğun bakımdaki hastalarla ilgileniyor. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!