Seçim hakkı, tam bir yılan hikayesi

Güncelleme Tarihi:

Seçim hakkı, tam bir yılan hikayesi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2017 10:05

Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye’de yapılacak genel seçimler ile cumhurbaşkanı seçimleri ve referandumlarda oy kullanabilmeleri ve seçilme hakkına sahip olmaları çalışmaları yeni bir şey değildir. Bu yıllardır süregelmektedir. Yani bu bir yerde tam bir yılan hikayesidir.

Haberin Devamı

Seçim hakkı, tam bir yılan hikayesi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen hafta Dünya Demokrasi Forumu’na katılmak için geldiği Fransa’nın Strazburg kentinde, partisinin Strazburg örgütü tarafından düzenlenen bir etkinliğe de katıldı.

Kılıçdaroğlu bu etkinlikte, yurtdışında yaşayan Türklerin seçim hakkına da değindi.
CHP lideri, “Yurtdışı Seçim Çevresi Kanunu’nu çıkarmak zorundayız. Yurtdışında 3 milyon mu çalışıyor, 30 milletvekili olmalı. Hazır milletvekili sayısı da arttı zaten, 600’e çıktı. Avustralya’da olabilir, İngiltere’de, Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da, İsviçre’de olabilir. Sandıkları koyarız, 60 milletvekili yurtdışından seçilir gelir. Hangi partiden olursa olsun, parlamentoda oturur, yurtdışında çalışan işçilerin sorunlarını gündeme getirir” dedi.

Haberin Devamı

***
Bunun üzerine CHP hemen harekete geçti.
CHP milletvekili Ünal Demirtaş, yurtdışında yaşayan Türklerin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilmeleri için Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Kanunu’nda ve 2839 Sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’da değişikliği içeren teklifi TBMM Başkanlığı’na resmen sunduklarını açıkladı.
Bu teklifte her il gibi yurtdışının da bir Seçim Çevresi olması yer alıyor.
Yurtdışında yaşayan Türkler için de TBMM’de 30 milletvekili kontenjanı.
Ama iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) de geçen yıl Kasım ayında yurtdışının bir Seçim Bölgesi, Seçim Çevresi olması içen gereken yasal değişikliklerin yapılmasını içeren bir teklif sunmuştu.
Yurtdışından aday gösterilen ve TBMM’ye giren AKP milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bununla ilgili olarak 9 Kasım 2016 tarihinde bir açıklama bile yapmıştı.
AKP’nin teklifinde, yurtdışı Türkler için TBMM’de 15 kişilik bir kontenjan yer alıyordu.

***
Evet yurtdışında yaşayan Türklere Türkiye’deki seçimlere pasif ve aktif olarak katılma, yani hem oy kullanma hem de seçilme hakkı verilmesi yıllardır gündemdedir.
Yurtdışı Türkler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 23 Temmuz 1995 tarihinde yapılan bir değişiklikle Türkiye’deki seçimlerde oy kullanma hakkını resmen kazandı.
Ancak çeşitli bahanelerle pratikte uygulanmaya konulmadığı için bizlerin bu Anayasal hakkı yıllarca sadece kağıt üzerinde kaldı.
Sadece gümrük kapılarında oy kullanma imkanı sağlandı.
Yani, TC Anayasası yıllarca ihlal edildi.
Hem de göz göre göre...

Haberin Devamı

***
2008 yılında yeni bir düzenleme yapılarak yurtdışı Türklerin bulundukları ülkelerde kurulacak sandıklarda veya mektupla oy kullanabilmeleri yolu açıldı.
Ancak Anayasa Mahkemesi aile üyelerinin ve sosyal çevrelerin etkileyebileceği gerekçesiyle mektupla oy kullanmayı iptal etti.
Yurtdışı Türkler ilk kez 2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanı seçimlerinde bulundukları ülkelerdeki Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerinde kurulan sandıklarda oy kullandı.
2015 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde de öyle.
3 milyona yakını Almanya’da olmak üzere Avrupa ülkelerinde 5 milyondan fazla Türk vatandaşı ve Türk kökenli insan yaşamaktadır.
Bu rakam dünya genelinde 6 milyonu bulmaktadır.
Bir milyon 300 bini Almanya’da olmak üzere dünya genelinde 2 milyon 867 bin 658 Türk vatandaşı seçmen vardır.
Türkiye’de politik sorumluluk taşıyanların dünyayı yeniden keşfetmelerine gerek yoktur.
Fransa, İtalya, Hırvatistan, Cezayir, Portekiz, Mozambik, Ekvator, Kolombiya, Tunus, Makedonya, Dominik Cumhuriyeti ve Romanya’nın yanı sıra daha birçok ülke yurtdışında yaşayan vatandaşlarına hem seçme hem de seçilme hakkını çoktan hayata geçirmiştir.
Hem de yurtdışında yaşayan vatandaşları için kontenjan bile ayırmıştır.
Yurtdışında yaşayan Türklerin anavatan ile bağlarını, dil ve kültürlerini korumalarını ve sürdürmelerini Türkiye’de politik sorumluluk taşıyanların da gönülden arzu ettiklerinden kimsenin şüphesi yoktur.
Zaman somut adım atma zamanıdır.
Gereken yasal değişiklik için TBMM’de çoğunluk sağlanması kesindir.
Hem AKP’nin hem de CHP’nin verdiği kanun teklifi bunu çok açık bir biçimde göstermektedir.
O halde hala neden gereken adım atılmamaktadır?

BAKMADAN GEÇME!