Güncelleme Tarihi:
İsrail'de muhalefetteki Demokratlar Partisi Başkanı Yair Golan, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun esir takasının yedinci turunda Filistinli esirleri serbest bırakmama kararıyla Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşmasının birinci aşamasını "havaya uçurduğunu" belirtti.
Golan, X hesabından yaptığı açıklamada, Netanyahu'nun Filistinli esirleri serbest bırakmayı askıya alarak anlaşmayı açıkça ihlal ettiğini kaydetti.
Netanyahu'nun anlaşmanın birinci aşamasını "havaya uçurduğunu" belirten Golan, "İkinci aşama konusunda yürütülen bir müzakere yok. Sadece lafı evirip çeviriyor ve rehinelerin hayatlarını hiçe sayıyor." ifadelerini kullandı.
Golan, Netanyahu'nun İsrailli esirlerin canı pahasına siyasi kariyerini sürdürmesine izin vermeyeceklerini belirterek, "Sana söylüyorum Bibi, eğer anlaşmayı engellersen, cehennemin kapıları açılacak." dedi.
Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet er-Rişk yaptığı yazılı açıklamada, İsrail’in “teslim töreninin aşağılayıcı olduğu” yönündeki gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
Rişk, bunun anlaşmadan kaçınmak için öne sürülen zayıf bir bahane olduğunu vurguladı.
Açıklamada, teslim törenlerinin İsrailli esirleri aşağılayıcı bir yönü olmadığı aksine insani bir çerçevede gerçekleştirildiğini aktaran Rişk, "asıl aşağılamanın Filistinli esirlerin serbest bırakılma sürecinde maruz kaldıkları şiddet, işkence ve bilinçli yapılan kötü muamele olduğuna" dikkati çekti.
Rişk, Filistinli esirlerin elleri kelepçeli ve gözleri bağlı şekilde serbest bırakıldığını, yakınlarının ise karşılama töreni düzenlememeleri yönünde tehdit edildiğini aktardı.
Hamaslı yetkili, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Filistinli esirlerin serbest bırakılmasını erteleme kararının anlaşmayı kasıtlı olarak engelleme girişimi olduğunu ve bunun anlaşma hükümlerinin açık bir ihlali anlamına geldiğini kaydetti.
İsrail ordusunun Gazze kentine düzenlediği baskınlarda hayatını kaybeden ve o dönemde kuşatma nedeniyle kentteki Ehli Baptist Hastanesi yakınında toplu mezara defnedilen 4 Filistinlilerin naaşları resmi mezarlıklara toprağa verilmek üzere çıkarıldı.
İsrail ordusu, İsrail Savunma Kuvvetleri'ne ait tankların İşgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentine gireceğini ve Batı Şeria'nın kuzeyindeki oeprasyonlarını genişleteceklerini açıkladı.
İsrail tanklarının 20 yıl sonra ilk kez Batı Şeria'ya gireceği ifade edilirken tankların yanı sıra iki birliğin de bölgede konuşlandırıldığı belirtildi.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya “önümüzdeki yıl boyunca” işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı mülteci kamplarında kalmaya hazırlanma talimatı verdiğini söyledi.
Katz, Batı Şeria'nın kuzeyindeki üç kamptan yaklaşık 40 bin Filistinlinin yerinden edildiğini ve kampların "sakinlerinden boşaltıldığını" ifade etti.
Katz ayrıca, İsrail ordusunun kamplarda “uzun süre kalmaya” ve “kamp sakinlerinin geri dönmesine izin vermemeye” hazırlanması gerektiğini belirtti.
İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında naaşları teslim alınan Shiri Bibas, Ariel Bibas ve Kfir Bibas’ın ailesi, cenaze törenlerine bakanların ve hükümet yetkililerinin katılmasına karşı olduklarını açıkladı.
İsrail merkezli "Walla" haber sitesine göre Bibas ailesi, cenaze törenine herhangi bir hükümet temsilcisinin katılmasını istemedi, bu talebi de ilgililere iletti.
İsrail ordusunun Gazze'nin güneyindeki Tel el-Hava bölgesinde kısmen yıkılmış durumda olan bir evi askeri amaçla kullandığına dair izler bulundu.
Evde, evleri bombalamada kullanılan bir araç ve aletler, evin duvarlarında yazılı İngilizce ve İbranice yazılar ve yönergeler bulundu.
İsrail’in Kanal 14 Televizyonu’nun, adına yer vermediği özel kaynaklara dayandırdığı haberine göre, İsrail hükümeti, Batı Şeria'nın kuzeyinde devam eden askeri operasyonlara tankların da dahil edilmesi için baskı yapıyor.
Söz konusu kaynaklar, İsrail tanklarının yakın zamanda Batı Şeria’daki operasyonlara katılabileceğini belirtti.
İsralli haber sitesi Walla'ya konuşan bir İsrailli yetkili, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun güvenlik şeflerinin tavsiyelerini dikkat almayarak Filistinli mahkumların sertbest bırakılmasını durdurma emri verdiğini söyledi.
Güvenlik yetkililerinin tavsiyelerini Netanyahu'nun dinlemediğini ifade eden yetkili, Netanyahu'nun bu kararı Savunma Bakanı Yisrael Katz, Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Shas partisi lideri Aryeh Deri ile yaptığı bir toplantı sırasında aldığını belirtti.
Yetkili, Netanyahu'nun toplantıdan önce güvenlik şefleri ve bürokratlarla konuştuğunu ve konuşmada yer alanların Filistinli mahkumların serbest bırakılacağını düşünerek toplantıya katılmadıklarını aktardı.
İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, Filistinli esirlerin serbest bırakılmasının ertelendiği bildirildi.
Açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki diğer İsrailli esirlerin teslim edilmesi ve teslimlerin törensiz yapılması garanti altına alınana kadar Filistinli esirlerin serbest bırakılmayacağı duyuruldu.
Kararın Hamas'ın "İsrailli esirleri küçük düşüren törenler ve onları propaganda amacıyla kullanması" sebebiyle alındığı iddia edilerek Hamas'ın anlaşmayı ihlal ettiği öne sürüldü.
Serbest bırakılması beklenen esir sayısı ise 602 olarak telaffuz edildi.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, saldırının İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkesi ihlal eden Hizbullah'a yönelik olduğu iddia edildi.
Açıklamada, Hizbullah'ın Suriye'den Lübnan'a silah kaçırmaya çalıştığı ileri sürüldü.
Lübnan basını ise saldırının Suriye sınırı yakınlarında, Bekaa ilinin Kusaya beldesi kırsalında bir bölgeye düzenlendiğini aktardı.
İsrailli Esir Aileleri Heyeti, "Bibas ailesi, Shiri ve çocuklarının öldürülmesiyle ilgili olarak resmi makamlardan herhangi bir ayrıntı almadı." açıklaması yaptı.
Açıklamada, ailenin daha fazla ayrıntıya girmek istemediği, kendi isteklerine saygı gereği cesetlerin parçalanmasına ilişkin herhangi bir bilginin paylaşılmamasını talep ettiği belirtildi.
Filistinli Esirler Cemiyetinden yapılan açıklamada, "İsrail'in yedinci turda Filistinli esirlerin serbest bırakılmasını geciktirme kararının, İsrail'in özellikle dondurucu soğuklar nedeniyle serbest bırakılan esirlere ve ailelerine karşı uyguladığı organize terörizm ve kötü muamelenin bir biçimi" olduğu kaydedildi.
İsrail'in esirlere ve ailelerine karşı her türlü aşağılama, kötü muamele ve işkence aracını kullandığı ifade edilen açıklamada, "İsrail cezaevi sisteminin esirlere işkence etmeye devam ettiği ve tüm işgal teşkilatlarının esirleri ve ailelerini tehdit etmeyi sürdürdüğü ve son dönemde de bunun artışa geçtiği" aktarıldı.
Açıklamada ayrıca, "İsrail'in esirlere karşı işlediği suçlarla sınırlı kalmadığı, tutuklama ve öldürme düzeyine varan tehditlerle, evlere baskınlarla sabotaj ve yıkım eylemleriyle esirlerin ailelerine karşı da organize terörizm uyguladığına" işaret edildi.