Güncelleme Tarihi:
BlackRock CEO'su Larry Fink, ABD ekonomisinin resesyon sürecine girdiğini öne sürdü. Fink, CNBC'ye verdiği röportajda, "Şu anda resesyon eşiğindeyiz, hatta içinde olabiliriz" ifadelerini kullandı.
Fink'in açıklaması, ABD Başkanı Donald Trump'ın uyguladığı tarife politikaları sonrası artan ekonomik belirsizlik ortamında geldi. Geçtiğimiz hafta açıklanan gümrük vergi artışları, finansal piyasalarda sert düşüşlere yol açmıştı.
New York Borsası'nda yaşanan satış dalgası, bireysel yatırımcıların emeklilik portföylerini etkiledi. Çarşamba günü açıklanan 90 günlük erteleme kararı, piyasalarda geçici bir rahatlama sağlasa da Fink'e göre temel sorunlar devam ediyor.
Fink, "Belirsizlik ortamı sürdükçe ekonomik yavaşlama gözlemlemeye devam edeceğiz" derken, bu görüşünü New York Ekonomi Kulübü'ndeki konuşmasında da dile getirmişti.
1.2 milyar dolarlık net servete sahip olan Fink, diğer şirket yöneticileriyle yaptığı görüşmelerde benzer endişelerin paylaşıldığını bildirerek, ekonomik göstergelerin önümüzdeki aylarda daha fazla zayıflama işareti verebileceği uyarısında bulundu.
AB Komisyonu Sözcüsü Olof Gill, Brüksel'de düzenlenen günlük basın toplantısında, ABD tarifelerine ilişkin temaslar konusunda açıklamalar yaptı. AB Komisyonunun ticari konulardan ve müzakerelerden sorumlu yetkilisi Sefcovic'in Pazartesi günü Washington'da ABD'li yetkililerle toplantılar yapacağını kaydeden Gill, AB'nin ABD ile karşılıklı olarak faydalı anlaşma yapmaya istekli olduğunu belirtti.
Gill, Atlantik'in her iki yakasına ve küresel ekonomiye zarar verecek herhangi bir gerginlikten kaçınılması gerektiğini, Sefcovic'in Washington'a iyi niyetle ve herkese fayda sağlayabilecek çözümler bulmak üzere seyahat edeceğini söyledi. Sefcovic'in ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer gibi üst düzey yetkililerle görüşmesi bekleniyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, tarife politikasında iyi gittiklerini belirterek, bu konuda hızla ilerlediklerini bildirdi. Tarife politikasında iyi gittiklerini vurgulayan Trump, "Amerika ve dünya için çok heyecan verici. Hızlı bir şekilde ilerliyor" ifadesini kullandı.
Son olarak geçen hafta her ülke için özel olarak belirlenen ve yüzde 10 ila yüzde 50 arasında değişen karşılıklı tarifeleri duyuran Trump, bu hafta da misilleme yapmayan ülkeler için ek tarifelerin 90 gün süreyle durdurulacağını ve bu sürede yüzde 10'luk temel tarife uygulanacağını belirtmişti. Trump, tarifelere misillemeyle yanıt veren Çin için ise "karşılıklı" tarife oranını yüzde 125'e çıkarmıştı.
ABD borsaları haftanın son işlem gününe düşüşle başladı. S&P 500 endeksi yüzde 0.7 gerilerken, Dow Jones Sanayi Ortalaması 306 puan kaybetti. Nasdaq endeksi ise yüzde 0.4'lük düşüş gösterdi. Piyasalardaki bu hareket, Başkan Trump'ın Çin dışındaki ülkelere uygulanacak tarifeleri erteleme kararının ardından yaşanan toparlanmanın önüne geçti. Yatırımcılar, Çin ile devam eden ticaret savaşının etkilerinden endişe duymaya devam ediyor.
Bloomberg'in bildirdiğine göre, altın fiyatlarındaki yükseliş ve doların değer kaybetmesi, piyasalardaki belirsizlik ortamını yansıtıyor. Finansal göstergeler, küresel ticaret gerilimlerinin ekonomik etkilerinin sürdüğüne işaret ediyor. Uzmanlar, Çin'e uygulanan yüzde 125'lik ek gümrük vergisinin küresel tedarik zincirlerini etkilemeye devam ettiğini vurguladı. Hafta boyunca yaşanan dalgalanmalar, yatırımcıların risk iştahının azaldığını gösteriyor.
Michigan Üniversitesi ekonomisti Justin Wolfers, Radio Atlantic programında yaptığı değerlendirmede ticaret savaşını analiz etti. "Küresel ekonomik krizler kolayca çözülemez" diyen Wolfers, benzer süreçlerin daha önce yaşandığını hatırlattı. NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) örneğine dikkat çeken Wolfers, "Trump yönetimi anlaşmayı feshettiğinde, sonunda aslında aynı koşulları içeren yeni bir metin imzalandı" değerlendirmesini yaptı. Wolfers, Kanada ile yaşanan ticaret gerilimlerinin ardından orijinal anlaşmanın yeniden paketlendiğini belirtti.
Piyasa gözlemcileri, son gelişmelerin yatırımcı psikolojisini olumsuz etkilediğini vurguluyor. Wolfers'e göre, hisse senetlerindeki düşüş eğilimi ve tahvil piyasalarındaki hareketlilik, ekonomik belirsizliğin sürdüğünü gösteriyor. Wolfers, ticaret politikalarında yaşanan bu tür dalgalanmaların yeni olmadığı kaydederken, mevcut ölçekteki uygulamaların küresel ekonomi üzerinde daha geniş etkiler yaratabileceğini ifade etti.
ABD doları, Çin'in ticaret vergilerini artırma kararının ardından küresel piyasalarda sert bir düşüş yaşadı. Avro, dolar karşısında 1,14 seviyesinin üzerine çıkarak son üç yılın en yüksek değerine ulaştı.
Pekin yönetimi, ABD'den ithal edilen ürünlere uygulanan ek vergi oranlarını yüzde 84'ten yüzde 125'e yükseltme kararı aldı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, "Amerikan mallarının Çin pazarında artık kabul görmediğini" ifade etti.
Business Insider'ın aktardığına göre, döviz piyasalarında yaşanan hareketlilik sonucunda sterlin yüzde 1,2 değer kazandı ve 1,31 dolar seviyesini gördü. Finansal analistler, doların yaşadığı bu kaybı "piyasa güveninin sarsılması" olarak yorumladı.
ING Bankası ekonomisti Francesco Pesole, "Dolar için güven krizinin artık somut bir gerçek olduğunu görüyoruz" açıklamasını yaptı. Nomura analisti Naka Matsuzawa ise Amerikalı yatırımcılar arasında belirsizlik endişesinin arttığını belirtti. Ekonomi uzmanları, iki ülke arasındaki bu ticaret geriliminin küresel piyasalarda dalgalanmaya yol açtığını vurguluyor. Çinli yetkililer, mevcut vergi artışının son hamle olacağını, daha fazla oran yükseltilmeyeceğini duyurdu
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, tarifeler konusundaki açıklamaları yakından takip ettiklerini, fiyat istikrarı ve finansal istikrarı sağlamak için ellerindeki bütün araçları kullanmaya hazır olduklarını söyledi.
Lagarde, Avro Grubu Başkanı Paschal Donohoe ve AB Komisyonu Ekonomiden Sorumlu Üyesi Valdis Dombrovskis, AB Dönem Başkanı Polonya'nın başkenti Varşova'da düzenlenen Avro Bölgesi ülkelerinin maliye bakanları toplantısı bitiminde basına açıklamalarda bulundu.
Para politikası konusunda bu dönem sessiz kalacağını belirten Lagarde, bununla birlikte tarifelerin ticaret üzerindeki olası veya mevcut etkisini hesaba katmaları gerekeceğini anlattı.
ABD'nin karşılıklı tariflere ara verdiğini anımsatan Lagarde, "ECB durumu izliyor ve elindeki araçları kullanmaya her zaman hazır." ifadesini kullandı. Lagarde, ECB’nin fiyat istikrarını ve finansal istikrarı sağlamak için gerekli araçları olduğunu ve gerekli olması halinde bunları kullanacağını vurguladı.
ABD Başkanı Donald Trump ve üst düzey ticaret danışmanları, Perşembe günü Beyaz Saray'da çok sayıda ülkeyle ticaret müzakerelerini başlattı. Yetkililer, önümüzdeki haftalarda en az bir düzine ülkeyle görüşmelerin sonuçlanmasını bekliyor.
Beyaz Saray kaynakları, Çin ile devam eden ticaret savaşında gerilimin azalmadığını belirtirken, bazı müzakerelerin birkaç hafta içinde tamamlanabileceğini ifade etti. Trump yönetimi, Çarşamba günü ara verilen yüksek tarifelerin etkisinden kaçınmak isteyen ülkelere ABD'de yatırım yapma teklifinde bulundu.
Trump yönetimi, Çarşamba günü ara verilen yüksek tarifelerin etkisinden kaçınmak isteyen ülkelere ABD'de yatırım yapma teklifinde bulundu. Müzakere şartlarıyla bilgi veren kaynaklar, diğer ülkelerin ticaret engellerini kaldırma ve ABD tarifelerinden etkilenmemek için çözüm arayışında olduğunu aktardı.
Çin'de Temmuz ayında ticari konuların görüşüleceği bir zirve düzenleneceği açıklandı. Avrupa Konseyi Sözcüsü, Avrupa Birliği'nden (AB) üst düzey yetkililerin, zirvede Çinli bürokratlarla bir araya geleceğini duyurdu. AB, Çin ile bir zirve düzenlemeyi planladıklarını ilk olarak Ocak ayında duyurmuştu.
AFP'nin haberine göre, bir Avrupa Konseyi yetkilisi, "Temmuz ayının ikinci yarısında Çin'de gerçekleşmesi beklenen toplantı için bir tarih belirlemek üzere Çin ile koordinasyon halinde olduklarını belirtti.
AB'nin iki ana kurumu olan Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu'nun başkanları, 2024 yılı boyunca Çinli üst düzey yetkililerle bir araya gelmemişti.
Uzmanlar, dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının, her iki ülkeye de ciddi zarar verme riski taşıdığına dikkat çekti. Eski ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, sürecin küresel ekonomi üzerinde yaygın etkiler yaratabileceğini belirtti.
CNN International'a açıklamalar yapan Yellen, Trump yönetiminin ABD'ye zarar verme pahasına ticaret savaşı başlattığını vurgulayarak, şunları dile getirdi:
"Şu anda Çin ile büyük bir ticaret savaşındayız. Çin'e uygulanan tarifeler benim yasaklayıcı olarak adlandıracağım türden. Bunlar ABD ve küresel ekonomi üzerinde büyük etkilere yol açacak. Bu politikaların nelere yol açacağını kimse bilmiyor."
Obama yönetiminde Ekonomik Danışmanlar Konseyi'ne başkanlık eden Jason Furman ise, "ABD şu anda dünyadaki herkes için inanılmaz derecede güvenilmez bir ortak ve nasıl tekrar güvenilir hale geleceğimizi bilmiyorum" değerlendirmesini yaptı.
Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü, Cuma günü yaptığı açıklamada ABD Başkanı Donald Trump'ın uyguladığı tarifeleri "şaka haline gelecek bir sayı oyunu" olarak değerlendirdi. Sözcü, bu ifadeleri Pekin'in ABD menşeli ürünlere uyguladığı vergileri yüzde 125'e çıkarmasının ardından kullandı.
Bakanlık yetkilisi, Washington'un Çin mallarına yönelik gümrük vergilerinin "ekonomik açıdan pratik bir etkisi olmayan rakamsal bir gösteriye" dönüştüğünü belirtti. Sözcü, "Bu uygulama yalnızca ABD'nin zorbalığını ve baskıcı tavrını ortaya koyuyor. Sonunda şaka konusu haline gelecek" diye konuştu.
Çin hükümeti, karşılıklı tarife artışlarının daha ileri götürülmeyeceğini açıkladı.
Çin, ABD mallarına gümrük vergisini %125'e çıkardı. Çin, ABD mallarına ek gümrük vergileri 12 Nisan'dan itibaren uygulanacak.
ABD Başkanı Donald Trump, küresel piyasalardaki dalgalanmaların ardından birçok ülkeye uygulanması planlanan tarifeleri 90 gün ertelerken, Çin'e yönelik ithalat vergilerini yüzde 145'e çıkardı. ABD basını, Trump'ın uyguladığı tarifelerin, Çin ile ticaret savaşını yoğunlaştırırken ABD'nin geleneksel müttefikleriyle ilişkilerini zayıflattığını belirtti. Trump yönetiminin, son dönemdeki korumacı önlemleriyle Pekin'e manevra alanı sağladığı öne sürüldü.
Associated Press'e (AP) göre, Çin, bu süreçte farklı bir strateji izliyor. Pekin, piyasalarını küresel yatırımcılara daha fazla açacağını ve küresel istikrar için güvenilir bir aktör olduğu mesajını verdi. Çin hükümeti, yaptığı açıklamada, "Dünya adaleti benimsemeli ve hegemonyacılığı reddetmeli" ifadelerini kullanarak, ABD'nin politikalarını eleştirdi.
Trump yönetiminin tarife politikaları, Dünya Sağlık Örgütü'nden çekilme ve çeşitli uluslararası kuruluşlardaki faaliyetleri azaltma gibi hamlelerle birleşince, ABD'nin küresel nüfuzunun zayıfladığı yönünde değerlendirmelere yol açtı. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt ise, "Dünya Çin'i değil, ABD'yi arıyor çünkü bizim pazarlarımıza ihtiyaçları var" açıklamasını yaptı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen, Perşembe günü yaptığı açıklamada AB'nin misilleme önlemlerini 90 gün askıya alacağını doğruladı. Von der Leyen, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Kurtuluş Günü" açıklamalarının ardından yaptığı konuşmada, Brüksel'in çelik gümrük vergilerine karşı ilk misilleme paketini hazırladığını belirtmişti.
Politico'nun haberine göre, erteleme kararı, taraflara müzakereler için zaman tanımayı amaçlıyor. Politico, "Tweet attığınızda değil, hazır olduğumuzda karşılık vereceğiz" değerlendirmesi yaptı.
Trump, AB'yi Amerikan fosil yakıtlarına yılda 350 milyar dolar harcamaya çağırdı. Bu miktar, ABD'nin mevcut yıllık petrol üretimini aşıyor. Avrupalı yetkililer, son aylarda Washington'a yaptıkları ziyaretlerde daha fazla gaz alımını görüştü. Ancak görüşmelere katılan kaynaklar, ABD yönetiminin anlaşmaya ilgisiz kaldığını belirtti.
Çin'in devlet haber ajansı Xinhua'nın bildirdiğine göre, Devlet Başkanı Xi Jinping, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile Pekin'de bir araya geldi. Toplantının arından düzenlenen basın toplantısında konuşan Xi, ABD Başkanı Donald Trump tarafından uygulanan tarifelere atıfta bulunarak, Avrupa Birliği'ni "tek taraflı zorbalığa" direnmek için Pekin ile el ele vermeye çağırdı.
Xi, Çin'in vatandaşlarının meşru haklarını savunmaya devam edeceğini ifade eden Xi, şu ifadeleri kullandı:
"Çin ve Avrupa uluslararası sorumluluklarını yerine getirmeli ve tek taraflı zorbalık uygulamalarına birlikte direnmeli. Bu, yalnızca "kendi meşru haklarımızı ve çıkarlarımızı korumak değil, aynı zamanda uluslararası adaleti korumak demektir.
"Sanchez ise İspanya ve AB'nin Çin ile ticaret açığını 'düzeltmesi' gerektiğini kaydetti. Sanchez, Çin ve AB arasındaki ticaret gerilimlerinin iş birliğini engellememesi gerektiğini de sözlerine ekledi.