Son dakika... Ursula von der Leyen AB kurallarını 'kırılma noktasına' kadar zorlamaya hazır! İşte AB'nin Ukrayna'ya can suyu olacak planı

Güncelleme Tarihi:

Son dakika... Ursula von der Leyen AB kurallarını kırılma noktasına kadar zorlamaya hazır İşte ABnin Ukraynaya can suyu olacak planı
Oluşturulma Tarihi: Mart 07, 2025 13:34

İngiliz medyasında yer alan bilgilere göre, Brüksel Ukrayna'ya ayrıcalıklı AB pazarına erişim hakkı sağlamaya çalışıyor. 449 milyon tüketiciden oluşan bu pazara erişimin savaştan yıpranan Ukrayna ekonomisine can suyu olması ayrıca Kiev'in AB üyeliğini hızlandırması bekleniyor.

Brüksel Ukrayna'ya AB pazarına erişim hakkı vermeye hazırlanıyor

Brüksel nihai bir barış anlaşmasının parçası olarak Ukrayna'ya ayrıcalıklı AB pazarına erişim hakkı sağlamaya çalışıyor. İngiliz Telegraph gazetesinde yer alan bilgilere göre, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen bu erişim için AB kurallarını "kırılma noktasına" kadar zorlamaya hazır.

AB'ye katılmaya aday Ukrayna'nın 449 milyon tüketiciden oluşan bu pazara erişiminin, savaştan zarar görmüş ülkeye ihtiyaç duyduğu ekonomik desteği sağlayacağı düşünülüyor.

Telegraph'ın haberine göre, hangi sektörlerin Kiev'e açılacağını ve hangilerinin kapalı tutulacağını bizzat Brüksel belirleyecek.Planın kilit noktası Ukrayna'nın gelişen savunma sanayisi. Plan kapsamında Ukrayna silahlarına gümrüksüz erişim Kiev'e para kazandırırken, savunma harcamalarını ve üretimini arttırmak için acele eden AB ülkelerinin cephaneliklerini de güçlendirecek.

The Telegraph'a konuşan üst düzey bir AB yetkilisi, Avrupa Komisyonu Başkanı'nın Ukrayna için AB kurallarını sonuna kadar esnetmeye hazır olduğunu belirterek, bu planın Ukrayna'nın bir gün bloğa katılmasını da hızlandıracağını öne sürdü.

Rusya: ABD ile silah kontrolü ve stratejik istikrar konularında diyaloğa ihtiyaç var
Rusya: ABD ile silah kontrolü ve stratejik istikrar konularında diyaloğa ihtiyaç var

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, başkent Moskova’da gazetecilere yaptığı açıklamada gündemdeki konuları değerlendirdi.ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya ve Çin'le "nükleer silahsızlanma" görüşmelerine başlamak istediği yönündeki açıklamasını değerlendiren Peskov, "Bu konu gündemimizde. Rusya ile ABD arasında silah kontrolü, özellikle de stratejik istikrar konusunda diyaloğa ihtiyaç var. Bu konudaki diyalog, hem ikili ilişkiler hem de uluslararası güvenlik açısından önemli." dedi. Bazı Avrupa ülkelerinin de nükleer silaha sahip olduğunu hatırlatan Peskov, "ABD ile istişarelerde Avrupa’nın sahip olduğu nükleer cephaneyi de dikkate almak lazım. Bu konu, özellikle (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron’un, Avrupa'nın güvenliği için Fransız nükleer kapasitesini kullanma planlarıyla daha güncel hale geldi." değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa’nın askerileştirilmesi ve askeri sanayi sektörünü güçlendirme yönündeki planları değerlendiren Peskov, bunun endişe verici olduğunu belirtti.Peskov, "Avrupa Birliği (AB), Rusya’yı en büyük düşmanı olarak görüyor. Bu nedenle bu süreci dikkatle takip ediyoruz. Avrupa’nın askerileştirilmesi, Rusya’ya karşı. Güvenliğimizi sağlamak için gerekli önlemleri almak zorunda kalabiliriz. Avrupalı ülkelerin askeri söylemi, Ukrayna meselesinin barış yoluyla çözülmesine yönelik girişimlerle çelişiyor." dedi.

Ukrayna krizinin çözümü için ABD ile temaslarını sürdürdüklerini dile getiren Peskov, Rusya'nın ABD ile Ukrayna konusundaki müzakereler için özel temsilcisini henüz belirlemediğini söyledi.Peskov, İstanbul’da sağlanan anlaşmaların müzakereler için başlangıç noktası olabileceğini dile getirerek, "Rusya’nın kendi çıkarları var. Güvenliğimizi sağlamak zorundayız. Bunun için (Ukrayna’da) özel askeri operasyonu sürdürüyoruz. Elbette hedeflerimize siyasi diplomatik yöntemlerle ulaşılması tercih edilir ancak Ukrayna diyaloğu reddediyor." ifadelerini kullandı.Suriye ordusu ile devrik rejim güçleri arasında yaşanan çatışmalara da değinen Peskov, Suriye'deki askeri üslerde bulunan Rus askerlerinin güvenliğinin gerekli şekilde sağlandığını kaydetti.

Avrupa'ya nükleer güvenlik vadeden Fransa ile Rusya arasında dengesizlik dikkati çekiyor

Trump yönetiminin Avrupa'daki güvenlik şemsiyesini çekme ya da zayıflatma tehdidi karşısında kıtada lider askeri güç rolü üstlenmeye çalışan Fransa'nın nükleer kapasitesi ile Rusya arasında görülen dengesizlik, Macron yönetiminin işini zorlaştırıyor.

Fransa, 1960’ta gerçekleştirdiği ilk nükleer denemesinden bu yana nükleer aktörler arasında sayılıyor.Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne (SIPRI) göre Fransa'nın envanterinde yaklaşık 290 nükleer savaş başlığı bulunuyor.Washington merkezli Nükleer Tehdit Girişimi (NTI) adlı kuruluşa göre, bu başlıklar, dört Triomphant sınıfı nükleer tahrikli balistik füze denizaltısı (SSBN) ve hava kuvvetlerine ait 40 Rafale BF3 kara konuşlu savaş uçağı ile 10 Rafale MF3 uçak gemisi konuşlu savaş uçağı tarafından taşınabiliyor.Fransa, 1996’da nükleer kapasiteli kara tabanlı balistik füzelerini envanterden çıkarmasına rağmen caydırıcılığını, 48 denizaltıdan fırlatılan balistik füze (SLBM) ve 50 havadan fırlatılan seyir füzeleri (ALCM) ile sürdürüyor.

ABD'nin Avrupa'daki nükleer caydırıcılık politikası, NATO'nun kolektif savunma taahhüdüne dayanırken, Trump yönetiminin Avrupa'ya yönelik askeri angajmanı azaltma açıklamaları, bu taahhüdün sürdürülebilirliği hakkında Avrupalıların kuşkularını artırdı.Kıta Avrupası'nın kendi ayakları üzerinde durabileceği yeni bir Avrupa güvenlik mimarisi tartışması kıtanın en önemli gündem maddesi oldu. Ancak Almanya'nın, Avrupa güvenliğini İngiltere ve Fransa'nın üstlenebileceğine dair yaklaşımına karşın, bu ülkelerin nükleer kapasiteleri, ABD'nin sağladığı kapsamlı caydırıcılık güvencesiyle karşılaştırıldığında sınırlı kalıyor.

Fransa, 300'ün altında; İngiltere ise 250'nin altında nükleer savaş başlığına sahipken, ABD'nin nükleer cephaneliği bin 700'den fazla konuşlandırılmış savaş başlığıyla çok daha büyük bir kapasiteye sahip.Rusya'nın nükleer envanteri karşısında ise Fransa'nın tek başına ya da İngiltere'yle birlikte oldukça geride kaldığı görülüyor.SIPRI tarafından yayımlanan rapora göre, dünyadaki toplam nükleer silahların yaklaşık yüzde 90’ı ABD ve Rusya’nın envanterinde bulunuyor.Ocak 2024 itibarıyla ABD'nin 3 bin 708, Rusya'nın ise 4 bin 380 nükleer savaş başlığına sahip olduğu belirtiliyor.Her iki ülke de askeri stoklarını büyük ölçüde korurken, Rusya’nın operasyonel kuvvetlerinde önceki yıla göre yaklaşık 36 nükleer başlık daha konuşlandırdığı tahmin ediliyor.Raporda, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna-Rusya savaşının ardından, ABD ve Rusya'nın nükleer güçleriyle ilgili şeffaflık seviyesinin azaldığı vurgulanıyor.

Ayrıca, 2023 yılı boyunca Rusya’nın Belarus topraklarına nükleer silah konuşlandırdığına dair iddiaların gündeme geldiği ancak bu iddiaları doğrulayan kesin kanıtların bulunmadığı ifade ediliyor.ABD ve Rusya’nın askeri envanterlerinin dışında, 1200’den fazla kullanımdan çıkarılmış nükleer başlığı daha olduğu ve bunların kademeli olarak imha edildiği tahmin ediliyor.

İngiliz medyası: Trump Kanada Başbakanı'nı ağlattı

ABD Başkanı Donald Trump’ın Meksika ve Kanada'dan ABD'ye yüksek seviyelerde uyuşturucu girişi olduğu gerekçesiyle uygulamayı planladığı gümrük vergilerinin 4 Mart’ta yürürlüğe girdiği açıklanmıştı. Trump, Meksika ve Kanada’dan ithal edilen ürünlere yüzde 25 gümrük vergisi uygulanması kararını yürürlüğe girdikten kısa bir süre sonra askıya aldı. Trump, dün akşam saatlerinde Meksika ve Kanada'ya yönelik gümrük vergisi tarifelerinde ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCA) ile uyumlu malların 2 Nisan'a kadar muaf tutulmasını öngören düzenlemeleri imzaladı. Ancak bir ticaret savaşının eşiğinde olan Kanada ve Meksika'da gerilim devam ediyor. 
İngiliz Dailymail gazetesinde yer alan habere göre,Trump'ın vergi savaşıyla adeta eziyet ettiği Kanada Başbakanı Justin Trudeau, bugün düzenlediği basın toplantısında gözyaşlarına hakim olamadı. Toplantıda yolun sonunu açıkça gördüğünü ve duygulandığını belirten Trudeau "Bu ofiste bulunduğum her gün Kanadalıları ilk sıraya koydum. Bu yüzden burada size, hükümetin son günlerinde bile yanınızda olduğumuzu, Kanadalıları bugün ve gelecekte asla hayal kırıklığına uğratmayacağımızı söylemek için bulunuyorum" dedi ve gözyaşlarına boğuldu.

Mail Online Kanadalı liderin duygusal anlarını "Trump, Trudeau'yu gözyaşlarına boğdu: Kanada'nın görevden ayrılan başbakanı, ABD ile yaşadığı aşağılayıcı gümrük vergisi savaşının ardından basın toplantısında ağladı" başladığı ile okuyucularına servis etti.

TRUMP AYLARDIR DALGA GEÇİYOR

Trump aylardır Kanada Başbakanı Trudeau ile açıkça alay ediyor, Kanada'yı 51. eyalet olarak değerlendirmekle kalmayıp başbakana 'Vali Trudeau' diye sesleniyor. Kanadalı lider partisinde artan memnuniyetsizlik nedeni ile geçtiğimiz haftalarda istifasını açıkladı ancak başkan Trump bu konuya şüphe ile yaklaşıyor ve "İster inanın ister inanmayın, Kanada'da çıkardığı korkunç işe rağmen, Justin Trudeau'nun büyük ölçüde kendisinin neden olduğu Tarife sorununu Başbakanlığa yeniden aday olmak için kullandığını düşünüyorum. İzlemesi çok eğlenceli!" ifadelerini kullanıyor.

Ukrayna'ya seçim çağrısı yapan Musk, Zelenski'nin "çok büyük farkla" kaybedeceğini savundu
Ukraynaya seçim çağrısı yapan Musk, Zelenskinin çok büyük farkla kaybedeceğini savundu

ABD'li milyarder iş insanı ve Trump'ın kıdemli danışmanı Elon Musk, Ukrayna'nın seçime gitmesi gerektiğini ve Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin ise olası bir seçimi "çok büyük farkla" kaybedeceğini savundu.X sosyal medya hesabından "Ukrayna muhalefetinin Trump yönetimi ile yaptığı görüşmenin doğrulandığı" bir paylaşımı alıntılayan Musk, Zelenski'yi hedef aldı.Musk, Ukrayna'nın seçime gitmesi gerektiğini paylaşarak, Zelenski'nin olası bir seçimi çok büyük farkla kaybedeceğini savundu.

Norveç, Ukrayna'ya 4,6 milyar dolar ek yardım yapacağını duyurdu
Norveç, Ukraynaya 4,6 milyar dolar ek yardım yapacağını duyurdu

Norveç hükümeti, Ukrayna’ya yönelik desteğini artırma kararı aldığını açıkladı. Hükümetinin internet sitesinden yapılan açıklamada, Norveç’in Ukrayna’ya yapacağı ek yardım tutarı 4,6 milyar dolar olarak duyuruldu. Karar, Norveç Meclisi’nde yapılan oylama sonucunda alındı. Norveç’in Ukrayna’ya yapacağı yeni yardım, ülkenin toplam desteğini iki kattan fazla artıracak. 2025 yılı için yapılan bu ek yardımla birlikte, Norveç’in Ukrayna’ya yönelik toplam yardım tutarı 7,8 milyar dolara ulaşmış olacak.

 

 

 

Ukrayna enerji ve doğal gaz altyapısı yoğun hava saldırısı altında
Ukrayna enerji ve doğal gaz altyapısı yoğun hava saldırısı altında

Ukrayna Enerji Bakanı German Galuşçenko, Rus ordusunun ülke genelindeki enerji ve doğal gaz altyapısına yönelik yoğun hava saldırısı düzenlediğini bildirdi.Bakan Galuşçenko, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda, Rus ordusunun Ukrayna'nın enerji ve doğal gaz altyapısına yönelik hava saldırısı başlattığını belirtti.Saldırıda füze ve insansız hava araçlarının (İHA) kullanıldığını aktaran Galuşçenko, "Ukrayna'nın çeşitli bölgelerindeki enerji ve doğal gaz altyapısı bir kez daha yoğun füze ve insansız hava aracı saldırıları altında." dedi.Galuşçenko, Rusya'nın amacının Ukrayna'da halkı elektriksiz ve ısıtmasız bırakmak olduğunu ifade etti.

Harkiv Belediye Başkanı Igor Terekhov da aynı platformdan yaptığı açıklamada, Rus ordusunun kentin sivil altyapısına füze saldırısı düzenlediğini aktardı.Terekhov, mevcut bilgilere göre, 8 kişinin saldırı sonucu yaralandığını kaydetti.Ukrayna Ordusu Hava Kuvvetlerinden yapılan açıklamada ise ülkenin farklı bölgelerine yönelik füze ve İHA saldırı tehlikesinin sürdüğü belirtildi.

RUSYA DA DOĞRULADI

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna'nın savunma sanayisi alanındaki gaz ve enerji tesislerini uzun menzilli yüksek hassasiyetli silahlar ve insansız hava araçlarıyla (İHA) vurduklarını bildirdi.Bakanlıktan yapılan açıklamada, Rus ordusunun Ukrayna'ya yönelik eylemleri hakkında bilgi paylaşıldı.Rus birliklerinin Ukrayna'ya yönelik saldırılarına devam ettiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Rus Silahlı Kuvvetleri, gece havadan, denizden ve karadan uzun menzilli yüksek hassasiyetli silah ve İHA'lar ile Ukrayna'nın savunma sanayisi alanındaki işletmelerinin çalışmasını sağlayan gaz ve enerji tesislerine grup şeklinde saldırı düzenledi. Saldırının hedefine ulaşıldı. Belirlenen tüm hedefler vuruldu."

İtalya Başbakanı'ndan Ukrayna'nın üye olmadan NATO'nun güvenlik kapsamına alınması önerisi
İtalya Başbakanından Ukraynanın üye olmadan NATOnun güvenlik kapsamına alınması önerisi

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Ukrayna'nın NATO üyesi olmadan ittifakın üye ülkeler için öngördüğü güvenlik kapsamı altına alınmasını önerdi.Ukrayna'ya Avrupa'dan barış gücü askerleri göndermek yerine daha kalıcı çözümler düşünmeleri gerektiğini ifade eden Meloni, bunu etkili bir çözüm olarak görmediğini söyledi.

Meloni, NATO üye ülkelerinin, Avrupa veya Kuzey Amerika'da bir veya daha fazlasına karşı yapılacak silahlı bir saldırının hepsine karşı yapılmış sayılacağı konusunda mutabık olmasını ve saldırıya uğrayan üye ülkeye yardımcı olunmasını düzenleyen 5. maddeye işaret ederek, "NATO'nun 5. maddesinin genişletilmesi daha kalıcı bir çözüm olabilir. Bu NATO'ya girmekten farklı bir şey ancak NATO ülkelerinin sahip olduğu kapsamın, Ukrayna'ya da genişletilmesi anlamına geliyor. Bu istikrarlı, kalıcı ve etkili bir güvenliğin garantisi olacaktır. Bu nedenle masaya koyduğumuz önerilerden biri bu." diye konuştu.

"Avrupa liderleri Ukrayna'ya 15 dakika ayırdı"

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin liderleri, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana birliğin güvenliği için en kritik anlardan birinde, yeni bir savunma planı oluşturmak amacıyla acil bir zirvede bir araya geldi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, birlik üyesi 27 ülkenin liderlerinin 800 milyar Euro’luk yeni savunma planına destek verdiği AB Liderler Zirvesi’nin ardından yaptığı açıklamada, "Bugün tarih yazılıyor" dedi.Liderler Ukrayna'ya desteği artırma taahüdünde bulundu. Ancak Politico'ya göre büyük vaatler veren Avrupa Birliği Ukrayna'yı hayal kırıklığına uğratabilir:

"Kucaklaşmalar... Fotoğraf çekimleri.... Ukrayna'ya silah vermeye devam etme sözü...Trump'ın peş peşe hamlelerinden sonra dün Brüksel'de düzenlenen acil zirvede yaşananlar hemen hemen hepsi bundan ibaretti. Avrupalı liderler yakın gelecekte Ukrayna'nın elini güçlendirecek herhangi bir yeni taahhütte bulunma konusunda anlaşmaya varamadılar.

Avrupa'nın en büyük önceliğinin Ukrayna'dan önce ABD güvenlik garantisini kaybetmemek olduğunu öne süren Politico konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberinde "Ukrayna'nın savaş alanındaki ve müzakere masasındaki konumunu güçlendirmeye yardımcı olmak ikinci dereceden bir endişe haline geldi. Brüksel'deki toplantıda savunma görüşmeleri 10 saatin büyük bölümünü kapsıyordu; liderler, 800 milyar avroluk savunma yatırımının nasıl finanse edileceğini ve yatırımların ne kadarının Avrupa kaynaklarına, ne kadarının dış kaynaklara harcanacağı konusunda tartıştı. Bir AB diplomatına göre, 10 saat süren zirvede Ukrayna ile ilgili görüşmeler yaklaşık 15 dakikada tamamlandı. Bu her şeyi anlatıyor..." ifadelerini kullandı.

Almanya'nın nükleer silah çıkmazı

ABD başkanı Trump'ın Rusya'ya desteği, Avrupalıların güvenliklerini yeniden gözden geçirmelerine neden oldu. Nükleer silahlara sahip tek Avrupa Birliği üyesi olan Fransa’nın tüm Avrupa ve Ukrayna güvenliğinin garantörü olma rolünü üstlenirken, Almanya'nın gelecek şansölyesi olmaya hazırlanan Friedrich Merz Almanya'nın kendi cephaneliğini kurması gerekip gerekmediği sorusuna kaçamak bir yanıt verdi ve 'Henüz buna gerek yok' dedi.

Almanya, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Fransa ve İngiltere'nin aksine, kendi nükleer cephaneliğini oluşturmak yerine Amerikan nükleer şemsiyesi altında kalmayı tercih etti. ABD taktik nükleer silahları şu anda Almanya'nın batısındaki Büchel Hava Üssü'nde bekliyor ve ABD Başkanı'nın emri halinde Alman Hava Kuvvetleri tarafından konuşlandırılmaya hazır durumda. Ancak ABD başkanı Trump'ın Avrupa'dan çekilme sinyalleri vermesi ile Berlin'de endişelere neden oldu. ABD'li Wall Street Journal gazetesine göre ülke yıllar sonra nükleer silahları yeniden tartışmaya başladı.

Fransız cephaneliği, ABD'ye bağımlılığı azaltmak için Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle döneminde geliştirilmiştir ve İngiltere'nin aksine NATO'dan bağımsızdır. Yine de, sayıları yüzlerle ifade edilen savaş başlıklarıyla ne İngiliz ne de Fransız cephaneliği Rusya'nın elindeki yaklaşık 6,000 savaş başlığıyla boy ölçüşemez.Almanya için güvenliğini Fransa ve İngiltere'ye emanet etmek, onu tıpkı şu anda Trump'ın kaprislerine maruz kaldığı gibi, Paris ve Londra'daki siyasi değişimlerin kölesi haline getirebilir.

Almanya, nükleer silah geliştirmesini yasaklayan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'nın imzacılarından biri, ayrıca Almanya'nın yeniden birleşmesinin yolunu açan antlaşma kapsamında bu silahlardan vazgeçmiştir. WSJ'ye göre, Berlin nükleer bir cephanelik geliştirmeyi seçerse, bunu gizli bir şekilde yapmak zorunda.Ancak Berlin bir savaş başlığı geliştirse bile bunu test edemeyebilir. Zira Avrupa gibi yoğun nüfuslu bir bölgede bunu güvenli bir şekilde yapmak zor ve uluslararası örgütler tarafından yapılan sismik, uydu ve radyasyon izlemeleri göz önüne alındığında bunu gizlemek neredeyse imkânsız.

Macron'dan Putin'in Napolyon hatırlatmasına cevap: Tarihi yanlış yorumluyor
Macrondan Putinin Napolyon hatırlatmasına cevap: Tarihi yanlış yorumluyor

Avrupa Birliği (AB) liderleri, Belçika'nın başkenti Brüksel'de olağanüstü bir zirve için bir araya geldi.Zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında Macron, "Avrupa'da ciddi bir dönemden geçtiğimizin hepimiz farkındayız." dedi.

Macron, "Ruslar, Ukrayna'yı tarafsız bir ülke olarak görmek istediklerini söylüyorlar. Bu da küçültülmüş bir ordu anlamına geliyor." dedi.Putin'in, "(Napolyon'un Moskova seferi bozgunu) Hala nasıl bittiğini unutarak Napolyon'un zamanlarına geri dönmek isteyen insanlar var." sözlerinin hatırlatılması üzerine Macron, şöyle konuştu:"Tarihi yanlış yorumladığını düşünüyorum ve bu beni şaşırtıyor. Napolyon fetihler gerçekleştirdi ancak bugün Avrupa'da gördüğüm tek emperyalist güç Rusya'dır. O tarihe revizyonist ve emperyalist bir bakış açısıyla yaklaşan bir liderdir."

"Kısa vadede önceliğimiz, Ukrayna ve ordusunu desteklemek." diyen Macron, AB'nin bu yıl Ukrayna'ya 30,6 milyar avro destek sağlayacağını duyurdu.Macron, "Ukrayna'da ne olursa olsun, tehdidi göz önünde bulundurduğumuzda, savunma kapasitelerimizi artırmalıyız. Önümüzdeki birkaç yıl içinde Avrupalılar için bağımsız savunma kapasitelerini oluşturmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Scholz: Avrupa, uluslararası alandaki değişimlere tepki vermede kararlı ve birlik içindedir
Scholz: Avrupa, uluslararası alandaki değişimlere tepki vermede kararlı ve birlik içindedir

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Scholz, Belçika'nın başkenti Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesinin ardından basın toplantısı düzenledi.Avrupa'daki liderlerin, Brüksel, Paris ve Londra'dan sonra dördüncü kez Brüksel'de dünyanın ve özellikle Avrupa'nın içinde bulunduğu zor durumu görüşmek için bir araya geldiklerini belirten Scholz, "Avrupa düzeyinde yakın koordinasyon içinde olmamız ve İngiltere, Norveç ve Türkiye gibi AB dışındaki ortaklarla da görüşmemiz iyidir." dedi.

Scholz, net bir ortak mesajın verilmesinin de önemli olduğuna işaret ederek, "Avrupa, uluslararası alandaki değişimlere tepki vermede kararlı ve birlik içindedir." değerlendirmesinde bulundu.Zirvede Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldiklerini aktaran Scholz, Zelenskiy'nin herkesten "Ukrayna'yı yarı yolda bırakmayacakları" sinyalini aldığını kaydetti.

Ukraynalı ve ABD'li yetkililer haftaya Suudi Arabistan'da barış planlarını görüşecek
Ukraynalı ve ABDli yetkililer haftaya Suudi Arabistanda barış planlarını görüşecek

Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, gelecek hafta Ukraynalı ve Amerikalı yetkililerin Rusya'yla savaşı sona erdirmeyi amaçlayan görüşmelere başlayacağını söyledi. Zelenski, Telegram uygulamasında yaptığı açıklamada Pazartesi günü planlı bir ziyaret için Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman ile görüşmek üzere bu ülkeye gideceğini belirtti.


Ukrayna lideri "Bundan sonra, ekibim Amerikalı ortaklarımızla çalışmak üzere Suudi Arabistan'da kalacak. Ukrayna barışla çok ilgili" dedi. Zelenski ayrıca, Ukrayna'nın "hızlı" ve "kalıcı" bir barış için ABD Başkanı Donald Trump ile "yapıcı" bir şekilde çalışacağını da kaydetti.

Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff da Ukrayna'yla Rusya'yla üç yıldır süren savaşı sona erdirmek için bir barış anlaşması çerçevesi üzerinde görüşmeler yapıldığını ve gelecek hafta Suudi Arabistan'da Ukraynalılarla bir toplantı planlandığını vurguladı.

Zelenski'nin üst düzey Suudi yetkililerle görüşmek için yapacağı gezi aslında geçen ay için planlanmıştı. Ancak 18 Şubat'ta Kiev'in davet edilmediği ABD-Rusya görüşmelerinin gerçekleşmesi nedeniyle ertelenmişti.Zelenski'nin ardından Beyaz Saray'da açıklama yapan ABD Başkanı Trump da "Bence Ukrayna bir anlaşma yapmak istiyor çünkü seçenekleri yok" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!