İngiltere'yi sarsan skandal! Yüzlerce ölü doğum, onlarca sakat kalan çocuk...
Güncelleme Tarihi:
İngiltere, Ulusal Sağlık Sistemi'nin (NHS) en büyük skandalı ile çalkalanıyor. İngiltere'deki Shrewsbury ve Telford Vakıf Hastane'sinde (SATH) yapılan bir araştırma, 131 ölü doğum ve 70 yenidoğan ölümü dahil olmak üzere hayatını kaybeden en az 201 bebeğin daha iyi bakımla hayatta kalabileceğini ortaya çıkardı. Dünya gündemine bomba gibi düşen olayın açığa çıkmasıyla birlikte tüm gazete manşetlerinde haber ilk sırada yer aldı.
İngiltere, son yılların en büyük sağlık skandalına sahne oldu. Ulusal Sağlık Sistemi'nin (NHS) ihmal nedeniyle birçok bebeğin ölümünden sorumlu olduğu düşünülüyor.
20 yıllık bir geçmişe dayanan ve günümüze uzanan ihmal zincirinin hayatta tutulabilecek sayısız bebeğin ölümüne sebep olduğunu ortaya çıkması deyim yerindeyse ülkeyi ayağa kaldırmış durumda.
Skandal, İngiltere'deki Shrewsbury ve Telford Vakıf Hastane'sinde (SATH) yapılan bir araştırma, 131 ölü doğum ve 70 yenidoğan ölümü dahil olmak üzere hayatını kaybeden en az 201 bebeğin daha iyi bakımla hayatta kalabileceğinin belirlenmesiyle patlak verdi.
9 ANNE ÖLDÜ, 94 BEBEK BEYİN HASARINA UĞRADI
Hastanenin 20 yıl boyunca tekrar ettiği başarısızlıklardan dolayı 1.592 kötü bakım vakası tespit edildi. Hakkında soruşturma başlatılan hastanede 9 annenin yetersiz bakım nedeniyle öldüğü ve 94 çocuğun da önceden engellenmesi mümkün beyin hasarına uğradığı açıklandı.
NORMAL DOĞUM TAKINTISI, PERSONEL EKSİKLİĞİ, YETERSİZ BAKIM KOŞULLARI...
The Guardian Gazetesi'nde yer alan habere göre, hastanenin sezaryen yerine normal doğum takıntısı, şok edici personel eksikliği ve yetersiz bakım koşulları annelerin ve bebeklerin 20 yıl boyunca gereksiz yere hayatlarını kaybettiği zehirli bir kültüre dönüştü.
Yapılan incelemelere göre, trajik bir şekilde ölü doğan ya da doğumdan kısa bir süre sonra ölen bebeklerin dışında bir çok çocuk ciddi beyin hasarına maruz kalmış, bazıları ise korkunç kafatası kırıkları ile yaşam mücadelesi vermiş.
ÖLÜMLER İÇİN ANNELERİ SUÇLAMIŞLAR
Beş yıllık soruşturmayı yöneten kıdemli hemşire Donna Ockenden, hastanenin korkunç bakım şartları göz önüne alındığında ülkede uzunca süre rakipsiz kalmasının şaşırtıcı olduğunu belirtti ve ekledi;
"Birçok anne ve bebek hastanenin yetersizlikleri nedeniyle ömür boyu mücadele etmek zorunda kalacakları koşullarla baş başa bırakıldı. Bu başarısızlıkların nedenleri açıktır. Hastanede yeterli personel yoktu, devam eden eğitim eksikliği vardı."
Hastanede aileleri dinlememe kültürü olduğuna dikkat çeken Ockenden, "Personelde ortaya çıkan kötü sonuçlar hatta ölümler için anneleri suçlamaya yönelik bir eğilim vardı." ifadelerini kullandı.
SEZARYEN ORANLARINI DÜŞÜK TUTMAK İÇİN ÖLÜMCÜL STRATEJİ
Ockenden'in araştırma ekibi, ailelerin ölümlere ilişkin incelemelerin dışında tutulduğu ve duygusuz personel tarafından kötü muamele gördüğünü tespit etti.
Araştırma ekibinin verdiği bilgilere göre hastane personeli doğum sırasında ilaçları uygun şekilde kullanmamakla kalmayıp defalarca ciddi sonuçlara yol açmasına rağmen, sezaryen oranlarını kasıtlı olarak düşük tutmak gibi ölümcül bir strateji izledi.
Skandalın patlak vermesi üzerine hastane eleştiri oklarının hedefi olurken hastane personelinin konuşmasının yasaklandığı bildirildi. Net sayı bilinmese de, skandaldan şimdiye kadar 600'den fazla kişinin etkilendiği düşünülüyor.
