Ertuğrul Özkök 'Barışçıl Ejder'in koynunda

Güncelleme Tarihi:

Ertuğrul Özkök Barışçıl Ejderin koynunda
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2013 10:38

Hayatınızda hiç 'Druk Yul' diye bir ülkenin adını duydunuz mu? Türkçe adı 'Barışçıl Ejderha’nın Ülkesi'.

Haberin Devamı

DUA ET... YE... SONRA GERİSİNİ HAYAL ET


Ertuğrul ÖZKÖK


Hayatınızda hiç 'Druk Yul' diye bir ülkenin adını duydunuz mu? Türkçe adı 'Barışçıl Ejderha’nın Ülkesi'.
Ben işte bu ülkeye iltica ettim. Bir haftalığına... Çünkü kendi ülkemden fena halde sıkılmıştım. Her geçen gün burnunu biraz daha hayatıma sokmaya çalışan ceberut bir devlet, boğmaya başlamıştı beni...

Her şey bir gazetede okuduğum haberle başladı. Bir de fotoğraf gördüm. Bir yerlerde öyle bir ülke varmış ki... Bu ülke, öteki ülkelerin gelişmişlik göstergesi diye bildiği “gayrisafi milli hasıla” kavramını reddediyormuş. İnancın baskıya dönüşmediği, elinde güç olanların, inanç adına insanların hayatına burnunu sokmaya cüret dahi edemediği, tam aksine insanı özgürleştirmenin aracı olduğu bir ülkeymiş.


Onun yerine “gayrisafi milli mutluluk” diye bir kavram bulmuşlar. Sonra “mutluluğun” ne olduğunu araştırmaya, tarif etmeye ve bunun kriterlerini belirlemeye çalışmışlar. Bense, ekonomisi büyüdükçe insanlarının mutluluğu küçülen bir ülkede yaşadığım için merak ettim.

Haberin Devamı

Sonra bir de fotoğraf gördüm... 3.200 metre yükseklikte, bir dağın tepesine kurulmuş bir manastırdı. Adı “Kaplan Yuvası”ydı. Bir estetik harikasıydı. Yolu, 12 Eylül’ün karanlık günlerinde bana vaha gibi gelen, 30 yıldan beri seyretmeye doyamadığım ‘Indiana Jones’ filmlerinde görülebilecek bir patikaydı.


O an karar verdim. Yine 12 Eylül modundaydım. Yerel adı “Druk Yul” olan bu ülkenin resmi adı “Butan”dı ve oraya kaçacaktım.

Şimdi koltuğunuza rahatça oturun, sizi olağanüstü bir ülkeye götüreceğim. Alçaklardan kurtulup yükseklere çıkacaksınız... Dini ve inancı, insanların hayatını zehir eden, cendereye çeviren bir sistem olmaktan çıkarıp huzur veren renkli bir iç yolculuğa dönüştüren insanların yurduna gideceğiz... Gayrisafi milli hasılalardan manevi hakkını alamayan bir milletin çocukları olarak biraz “Alis Harikalar Diyarında” takılacağız.

Samimi bir uyarı... Mutluluğu, bazı liderlerin yarattığı salı kâbuslarında bulan, öfke belagatinin hâlâ bir siyaset sanatı olduğuna inanan biriyseniz, boşuna zahmet etmeyin. Bu yazı dizisi, mutluluğu gayrisafi huzurlarda arayanlara yazılmıştır.

Haberin Devamı

Son yıllarda bir kitap hepimizin kafasına üçlü bir güzergâhı taktı: Elizabeth Gilbert’in “Ye, dua et, seviş...” adlı kitabı... Ben bu yolculuğa ortasından başlıyorum. Bu birinci yolculuktan sonra, üçlemenin ilkine geçeceğim... Yani “yeme” kısmına... Onun için de “yemeğin Kâbe’si”ne gideceğim. Yemeğin felsefesini konuşacağım, daha çok dinleyeceğim.

Geriye bu olağanüstü hayat yolculuğunun üçüncüsü kalacak... “Sevmek...” Allah bu konuda bana fazlasıyla, hatta ıstırap verecek kadar cömert davranmış. Tabii bunun bir de “sevişmek” kısmı var. Allah’ın insanlara verdiği en güzel duygu ve hazlardan biri... O zaten bitmeyen bir yolculuk. Tabii ki onu yazmayacağım...

Haberin Devamı

Ama siz isterseniz bu üçlemeyi tamamlayabilirsiniz. Nasıl mı? Hayal ederek... İster kendi adınıza, ister benim adıma...


Benim adıma istediğiniz senaryoyu yazabilirsiniz... Hatta istediğiniz fantezileri de kurabilirsiniz... İzin veriyorum...
Zaten beni biraz tanıyorsanız... Fazla da yanılmazsınız... Yine de dikkat edin. Bir komşunuz ihbar edebilir, birileri, yükseklerdeki birileri öfkelenebilir...

http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/75597/2/1/ertugrul-ozkok-bariscil-ejderin-koynunda

BAKMADAN GEÇME!