Büyükelçi Aydın aşure sofrası kurdu

BERLİN Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, büyükelçilik binasında düzenlediği ‘Aşure Sofrası’nda’, Hz. Hüseyin ve ehli beytin uğradığı zulmü değinerek, “Muharrem ayı matem ayıdır. 1337 yıl önce Hz. Hüseyin ve beraberindeki 72 kişi Kerbela’da önce susuz bırakılmış, sonra da zalimce katledilmiştir. Aradan geçen onca süre Müslümanların içindeki acı ve matemi dindirmemiştir. Her Muharrem’de önce şehitlerimizi yad ediyor, acılarını yüreğimizde hissediyoruz. Özellikle Alevi kardeşlerimizi Hz Hüseyin’in ve ehli beytin uğradığı zulmü kendi kalplerinde hissetmekteler. Onların susuz bırakıldıkları günlerin anısına Muharrem ayında oruç tutmakta yine onların çektikleri acı ve sıkıntılara ortak olmakta” dedi.

KERBELA’DAN DERS ÇIKARMALIYIZ
Kerbela’dan ders çıkarılması gerektiğini belirten Büyükelçi Aydın, şöyle dedi:
“Kerbela’yı doğru okumak, doğru anlamak ve ondan dersler çıkarmak hepimiz için önemli. Zulüm ve haksızlığın karşısında durmak da bu derslerin başında gelir. Hz Hüseyin’in önem verdiği değerlere de sahip çıkmak ve yeni nesillere de bu manevi değerleri aktarmak hepimizin görevi olmalı. Özellikle bizler gibi yaşamlarını anavatanından uzakta geçiren insanlar için inanç ve kültürün yaşatılması daha da önemlidir. Avrupa ve Almanya’da Müslümanlara karşı önyargıların arttığı, ayrımcı tavırların yaygınlaştığı zor bir dönemden geçiyoruz. İnancımızı bulunduğumuz topluma doğru anlatmamız, bunu davranışlarımızla sergilememiz her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Bu toplumdaki saygın yerimizi ancak bizi birbirimize bağlayan din, dil ve aynı kültür coğrafyasında aidiyetin getirdiği ortak değerler etrafında birleşirsek elde edebiliriz. Farklılıkların bizi bölmesine izin vermemiz gerekir. Vermemiz durumunda ise üzülerek söylemiyim ki daha da dışlanır, ezilir ve marjinal duruma düşebiliriz. Unutmayalım ki Kerbela’nın bize öğrettiği en kıymetli ders; birlik, beraberlik ve kardeşliktir. Eğer bu mesajı hayata geçiremezsek İslam dünyasında bugün şahit olduğumuz hüznün ve acının örneklerini yaşamaya devam ederiz.”

FARKLI RENKLERİMİZLE UYUM İÇİNDE YAŞAYALIM
“Nasıl ki aşure acısı, ekşisi ve tatlısıyla ortak bir tat oluşturuyorsa bizler de milletimizin ortak ve farklı unsurlarını oluşturan renklerimizle uyum içinde yaşayalım. Kardeşlik bağlarımızı sağlam tutalım. Aramıza ekilmek istenen nifak tohumlarının yeşermesine izin vermeyelim. Birbirimizi dinleyelim, anlayalım. Farklı mezheplere mensup kardeşlerimizin ortak düzenledikleri aşure sofralarına birbirimize karşı önyargılardan arınarak daha iyi anlamak ve empati geliştirerek katılalım.”
Aşure Sofrası’nda Alevi Bektaşi Kültür Akademisi’den Dede Haydar Soylu ise dua okudu.