Güncelleme Tarihi:
Yüzyıllardır insanlığın en büyük gizemlerinden biri olan Giza Piramitleri, şimdi çok daha derin ve şaşırtıcı bir sırrı barındırıyor olabilir. Antik Mısır’ın simgesi haline gelen bu görkemli yapılar, sadece yüzeydeki ihtişamlarıyla değil, yerin yüzlerce metre altına uzanan olası bağlantılarıyla da bilim dünyasını sarsmaya hazırlanıyor.
Mısır’daki Giza Platosu’nda yürütülen araştırmalarda, yüzeyin yaklaşık 600 metre altında uzanan devasa bir yer altı kompleksine dair iddialar bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. İtalyan bilim insanlarından oluşan bir ekip, Giza’daki üç büyük piramidi birbirine bağlayan bir yer altı şehir ağının varlığını ortaya çıkardıklarını açıkladı.
Araştırmaların merkezinde, daha önce de gizemli yapılarıyla dikkat çeken Kefren ve Menkaure piramitleri yer alıyor. İtalyan araştırma ekibi, mart ayında Kefren Piramidi’nin altındaki yüzlerce metre derinliğe uzanan sütun benzeri yapıların, yalnızca bir başlangıç olduğunu ve bu yapıların benzerlerinin Menkaure’nin altında da bulunduğunu ileri sürdü. Araştırma henüz hakemli bir bilimsel dergide yayımlanmasa da dünya genelinde büyük ilgi gördü.
Mart ayındaki bulgulara dair detaylara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
BU SEFER SONUÇLAR ÇOK DAHA FARKLI! ‘DEV BİR YER ALTI AĞI KEŞFETTİK’
İskoçya’daki Strathclyde Üniversitesi’nden radar uzmanı ve araştırma ekibinin ortak yazarı Filippo Biondi, Daily Mail’e verdiği röportajda, bu yapılar arasındaki bağlantının neredeyse kesin olduğunu belirtti.
Biondi, “Elde ettiğimiz radar verileri, Menkaure’nin altında da Kefren’inkine benzer sütun yapılarının olduğunu gösteriyor. Bu yapıların ortak bir yer altı ağının parçası olduğuna inanıyoruz. Bu da Giza piramitlerinin, yer altında çok daha büyük ve organize bir kompleksin sadece görünen kısmı olduğunu düşündürüyor” dedi.
Biondi’ye göre, bu yer altı sisteminin bir tüneller ağı aracılığıyla birbirine bağlanmış büyük yapılar içerdiği tahmin ediliyor. Özellikle tomografi ve radar analizleri, yapının boyutlarının sanılandan çok daha büyük olduğunu ve derinlik açısından bugüne dek görülmemiş bir mimari plan içerdiğini ortaya koyuyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nden jeolog Dr. James Kennett, bu teoriye destek vererek, aynı dönemde Kuzey Amerika’daki Clovis kültürünün ani bir şekilde ortadan kaybolduğunu hatırlattı.
EDFU METİNLERİ VE KADİM TUFAN ANLATILARI
Tarihin karanlık dönemlerine ışık tutmaya çalışan bir başka isim de tarih öncesi medeniyet araştırmacısı olan Andrew Collins.
Collins’e göre, Giza’nın yaklaşık 1280 kilometre güneyindeki Edfu Tapınağı’nda yer alan hiyeroglifler, çok eski bir tufan felaketinden bahsediyor. Efsaneye göre bu tufan, ‘En Yaşlılar’ olarak bilinen bir uygarlığı yok etmişti. Metinlerde, bu medeniyetin karanlığa sürüklendiği ve ‘düşman yılan’ adlı sembolik bir güç tarafından yutulduğu anlatılıyor.
Collins, “Ortaçağ insanları gibi görünüyor ve davranıyorlardı. Bu da bize insanlık tarihinin düşündüğümüzden çok daha eski ve gelişmiş olabileceğini gösteriyor” diye konuştu.
TÜM ARAŞTIRMALAR VE YORUMLAR, ARKEOLOJİ ÇEVRELERİNDEN SERT ELEŞTİRİ ALDI
Tüm bu araştırmalara dair açıklamalar, özellikle geleneksel arkeoloji çevrelerinden sert eleştiriler de aldı. Mısır’ın önde gelen arkeologlarından Dr. Zahi Hawass, söz konusu keşfi ‘bilim dışı’ olarak nitelendirdi. Hawass, “Yerin bu kadar derinine nüfuz eden radar teknolojisi henüz mevcut değil. Bu araştırmalar spekülasyondan öteye geçmiyor” diyerek ekibin bulgularını açıkça reddetti.
TÜM İDDİALAR DOĞRUYSA İNSANLIK TARİHİNE DAİR BİLGİLER KÖKTEN DEĞİŞEBİLİR
Sonuç olarak Giza’da keşfedildiği iddia edilen yer altı şehri, hâlâ bilimsel olarak kesinleşmiş değil. Henüz hakemli yayınlarda yer almayan bu bulgular, arkeoloji dünyasında ciddi tartışmalara neden olmuş durumda. Ancak şu kesin: Giza piramitlerinin sırları hâlâ tam olarak çözülebilmiş değil. Bu iddialar doğruysa, insanlık tarihine dair bilgilerimizi kökten değiştirecek bir sürecin başında olabiliriz.