Beyaz Saray-CIA savaşı

Güncelleme Tarihi:

Beyaz Saray-CIA savaşı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2005 00:00

Kaynağını açıklamadığı için hapis yatan NY Times muhabiri Judith Miller’in aylar sonra yazdığı ilk haber gazetesinde yayınlandı. Miller, hapis yatmasına neden olan ‘CIA ajanının adının sızdırılması’ olayını yazarken, Irak yüzünden Beyaz Saray ile CIA arasında nasıl bir savaş yaşandığını ortaya koyuyor.

BİR ajanın adının basına sızdırılmasıyla patlak veren CIA skandalı ile ilgili yeni unsurlar, ABD’de, devletin ‘en güçlü’ iki kurumunun birbirine karşı ‘medya yoluyla savaştığını’ gün ışığına çıkardı. Haber kaynağını açıklamadığı için üç ay hapis yattıktan sonra Büyük Jüri önünde ifade veren New York Times gazetesi muhabiri Judith Miller’in, Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin Özel Kalem Müdürü Lewis Libby ile bir sohbeti, Irak savaşı nedeniyle Beyaz Saray ile CIA arasında yaşanan inanılmaz mücadelenin boyutlarını gösteriyor.

Miller, haberinde Libby ile bir buluşmasını anlatırken ‘Cheney’nin sağ kolu’ olan adamın CIA’dan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.

SAPIK BİR SAVAŞ

Miller’ın notlarına göre, Libby, CIA’nın ‘basına özel olarak seçilmiş haberler’ sızdırdığından şikayet etti ve istihbarat kurumunun Beyaz Saray’a karşı Irak nedeniyle ‘sapık bir savaş’ yürüttüğünü söyledi. Aynı sohbet sırasında, Libby, CIA’nın, Irak’ın kitle imha silahlarıyla ilgili daha önceki değerlendirmelerinden uzaklaştığını da söyledi.

CIA ajanı Valerie Plame’in adının Başkan Bush’un siyasi danışmanı Karl Rove ile Lewis Libby tarafından sızdırıldığına kesin gözüyle bakılıyor.

Ancak, Judith Miller, Plame’in adını Libby’den değil de bir başka kaynaktan duyduğunu ve bu ‘başka’ kaynağın kim olduğunu hatırlayamadığını savundu. Miller’ın, Irak savaşı öncesinde, ABD Yönetimi’ndeki ‘savaş yanlısı’ ekip ile yakın ilişkileri ve Irak’ta kitle imha silahları bulunduğuna ilişkin haberleri ise özellikle dikkatleri çeken bir diğer unsur olarak sivriliyor. Judith Miller, Libby’nin, Plame’den sadece ‘Wilson’un eşi. CIA’da, WINPAC Bölümü’nde çalışıyor’ diye söz ettiğini kaydetti. Karl Rove da, Time dergisi muhabiri Matthew Cooper’a, Valerie Plame için ‘Wilson’un karısı. CIA’da çalışıyor’ demişti. Karl Rove da, Lewis Libby de ‘isim belirtmedik’ diyorlar. Bir CIA ajanının kimliğini açıklamak suç.

Özel Savcı Patrick Fitzgerald’ın soruşturması çerçevesinde, Büyük Jüri’nin 28 Ekim’de konuyla ilgili karar vermesi ve resmen suçlamada bulunması bekleniyor. Rove ve Libby’yi, daha önceleri ‘şiddetle savunan’ Beyaz Saray, şimdi, ‘Yorum yok’ demekle yetiniyor.

Eski Büyükelçi Joseph Wilson, CIA adına, Nijer’in, Irak’a nükleer silah yapımında kullanılan maddeler verip vermediğini araştırmış ve somut bir kanıt elde edememişti. Wilson, daha sonra New York Times’da bir makale yazarak, Beyaz Saray’ı Irak’ta savaş için istihbaratı çarpıtmakla suçlamıştı. Beyaz Saray’ın, bir Demokrat Parti yanlısı olan Joseph Wilson’dan intikam almak için eşinin kimliğini basına sızdırdığı iddia ediliyor.

Hapis sonrası masaj, manikür ve temiz hava

Haber kaynağını açıklamadığı için 85 gün hapis yatan New York Times muhabiri Judith Miller, özgürlüğüne kavuştuktan sonra ilk iş olarak kendisine masaj ve manikür yaptırdı. Martini içmeyi ve akşam yemeğinde biftek yemeği çok sevdiğini dile getiren Miller temiz havayı çok özlediğini söyledi. New York Times Gazetesi ise, son iki buçuk yıl içinde, yalan haber yazdığı ortaya çıkan Jayson Blair’den sonra ikinci kez kendi muhabiri hakkında okuyucularını bilgilendirmek için geniş bir yazı yayımladı. Yazıda muhabirin tekrar işinin başına döndüğü kaydedilirken 57 yaşındaki Miller, olayla ilgili olarak kendisini savundu ve ‘Yaptıklarımdan gurur duyuyorum ve özür dileyecek bir şey yok’ dedi. Miller 2002 yılında Ortadoğu’daki çalışmalarından dolayı Pulitzer ödülü olan ekipte yer alıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!