Avrupa tedirgin
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2005 00:00
Fransa’da polisten kaçan iki gencin trafoda elektriğe kapılıp ölmesinin ardından Paris varoşlarında çıkan eylemler diğer kentlere de sıçrarken, göçmen nüfusa sahip Avrupa ülkeleri de gelişmeleri tedirginlikle izliyor.
9 gün önce Paris banliyölerinde başlayan kundaklama olayları, Strasbourg, Rennes, Rouen, Toulouse, Dijon, Pau, Marsilya ve Normandiya bölgesine de sıçrarken, Avrupa da tedirginlikle olan biteni izliyor. Almanya’nın Brandenburg eyaletinin İçişleri Bakanı Jörg Schönbohm, benzer olayların gettolaşma sürdükçe Almanya’da da yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Fransa’da muhalefetteki Sosyalist, Komünist ve Yeşiller Partisi banliyölerde ‘sıfır tolerans’ politikası güderek olay çıkaranları ‘ayak takımı’ olarak niteleyen İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin derhal istifa etmesini istedi.
Önce bir grup genci sonra da Fransa İslam Konseyi Başkanı Dalil Boubekir’i kabul eden Başbakan Dominique de Villepin dün saat 12.00’de 8 bakanla acil kriz toplantısı yaptı. Paris Cumhuriyet Savcısı Yves Bot, sadece önceki gece 656’sının Paris banliyölerinde toplam 897 aracın yakıldığını ve 253 kişinin tutuklandığını açıkladı. 27 Ekim gecesinden bu yana toplam 2200 araç kundaklandı. Fransız medyası dün olayları çıkaranların profilini ‘14-25 yaş arası, aileleriyle ilişkisini kesmiş, okuldan atılmış, işsiz ve çoğu en az bir kez poliste fişlenmiş kişiler’ olarak verdi.
Öte yandan göçmen nüfusa sahip Avrupa ülkeleri de Fransa’yı endişeyle izliyor. Almanya’nın Brandenburg eyaletinin İçişleri Bakanı Jörg Schönbohm, Almanya’da ikinci ve üçüncü kuşak Türklerin hálá topluma entegre edilemediğine işaret ederek, ‘Almanya’da da uzun bir süre entegrasyon ciddiye alınmadığı için gettolaşma yönünde gelişmeler var’ dedi.
Türk gencinin ifadesi
FRANSA İçişleri Bakanlığı’nın raporunda Traore Bouna (15) ile Zyed Benna’nın (17) öldüğü olayda ağır yaralanan Muhittin Altun’un ifadesi şöyle:
‘Oynadığımız futbol maçı sonunda bir polis ekibinin geldiğini görünce aralarında Traore’nin de olduğu birkaç gençle birlikte bir şantiyeye girdik. Bir süre bekledikten sonra Traore ve Zyed’le ormana doğru koşmaya başladık. Tehlikeli olduğunu bildiğimiz halde yakalanma korkusuyla Traore ve Zyed’le trafoya sığınınca elektrik çarptı, sonrasını hiç hatırlamıyorum’.
Raporda iki gencin olay anında öldüğü Altun’un ise baygın halde bulunduğu belirtilirken olaya 4 ekipten oluşan 11 polisin karıştığı ve hepsinin ifadelerinin alınarak tutanaklara geçirildiği vurgulanıyor.
Fransa bir tane Zidane istiyor
VAROŞ gerillalarının gazabından korktuğu için kimse adını vererek konuşmak istemiyor. Bu banliyölerden birinin futbol kulübü sorumlusu olayı şöyle yorumluyor: ‘Fransa ile ilk çatlak sanıyorum 2001’de oynanan Fransa-Cezayir maçında belirgin olarak Fransa Ulusal Marşı’nın ıslıklanmasıyla ortaya çıktı. Banliyö gençleri, Zinedine Zidane ile yükselen ve 1998 Dünya Şampiyonası’nda ortaya atılan ‘Black-Blanc-Beur: Siyah-Beyaz-Melez (Beur, Fransa’daki Cezayirlilere takılan ad)’ sloganının bir yanılgı olduğunu anladılar. Fransa bir tane Zidane istiyor fazlasını değil, banliyölerin devasa sosyal konutları altında yaşayan işsiz, güçsüz, ismi Ahmet, Muhammed olunca iş verilmeyen, kimsenin ilgilenmediği bu gençler sonunda böyle patladılar.’
Fransa’da muhalefetteki Sosyalist, Komünist ve Yeşiller Partisi banliyölerde ‘sıfır tolerans’ politikası güderek olay çıkaranları ‘ayak takımı’ olarak niteleyen İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin derhal istifa etmesini istedi.
Önce bir grup genci sonra da Fransa İslam Konseyi Başkanı Dalil Boubekir’i kabul eden Başbakan Dominique de Villepin dün saat 12.00’de 8 bakanla acil kriz toplantısı yaptı. Paris Cumhuriyet Savcısı Yves Bot, sadece önceki gece 656’sının Paris banliyölerinde toplam 897 aracın yakıldığını ve 253 kişinin tutuklandığını açıkladı. 27 Ekim gecesinden bu yana toplam 2200 araç kundaklandı. Fransız medyası dün olayları çıkaranların profilini ‘14-25 yaş arası, aileleriyle ilişkisini kesmiş, okuldan atılmış, işsiz ve çoğu en az bir kez poliste fişlenmiş kişiler’ olarak verdi.
Öte yandan göçmen nüfusa sahip Avrupa ülkeleri de Fransa’yı endişeyle izliyor. Almanya’nın Brandenburg eyaletinin İçişleri Bakanı Jörg Schönbohm, Almanya’da ikinci ve üçüncü kuşak Türklerin hálá topluma entegre edilemediğine işaret ederek, ‘Almanya’da da uzun bir süre entegrasyon ciddiye alınmadığı için gettolaşma yönünde gelişmeler var’ dedi.
Türk gencinin ifadesi
FRANSA İçişleri Bakanlığı’nın raporunda Traore Bouna (15) ile Zyed Benna’nın (17) öldüğü olayda ağır yaralanan Muhittin Altun’un ifadesi şöyle:
‘Oynadığımız futbol maçı sonunda bir polis ekibinin geldiğini görünce aralarında Traore’nin de olduğu birkaç gençle birlikte bir şantiyeye girdik. Bir süre bekledikten sonra Traore ve Zyed’le ormana doğru koşmaya başladık. Tehlikeli olduğunu bildiğimiz halde yakalanma korkusuyla Traore ve Zyed’le trafoya sığınınca elektrik çarptı, sonrasını hiç hatırlamıyorum’.
Raporda iki gencin olay anında öldüğü Altun’un ise baygın halde bulunduğu belirtilirken olaya 4 ekipten oluşan 11 polisin karıştığı ve hepsinin ifadelerinin alınarak tutanaklara geçirildiği vurgulanıyor.
Fransa bir tane Zidane istiyor
VAROŞ gerillalarının gazabından korktuğu için kimse adını vererek konuşmak istemiyor. Bu banliyölerden birinin futbol kulübü sorumlusu olayı şöyle yorumluyor: ‘Fransa ile ilk çatlak sanıyorum 2001’de oynanan Fransa-Cezayir maçında belirgin olarak Fransa Ulusal Marşı’nın ıslıklanmasıyla ortaya çıktı. Banliyö gençleri, Zinedine Zidane ile yükselen ve 1998 Dünya Şampiyonası’nda ortaya atılan ‘Black-Blanc-Beur: Siyah-Beyaz-Melez (Beur, Fransa’daki Cezayirlilere takılan ad)’ sloganının bir yanılgı olduğunu anladılar. Fransa bir tane Zidane istiyor fazlasını değil, banliyölerin devasa sosyal konutları altında yaşayan işsiz, güçsüz, ismi Ahmet, Muhammed olunca iş verilmeyen, kimsenin ilgilenmediği bu gençler sonunda böyle patladılar.’