Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda savunma sanayi alanındaki hamleleri Türkiye’nin önemini, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olmasının ve coğrafi konumunun ötesine taşımaya başladı. Ukrayna savaşı konusunda başından bu yana izlediği politika da farklı çizgisiyle dikkat çekiyor. Önceki gün Londra’da yapılan Ukrayna ve Avrupa savunması odaklı toplantıya davet edilmesi Türkiye’nin bu iki konudaki önemine ilişkin farkındalığın arttığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Avrupa savunma ve güvenlik mimarisinde daha fazla rol üstlenme isteğini gizlemeyen ve bu konudaki resmi taleplerini yıllardan bu yana Avrupa Birliği’ne ileten Türkiye’nin eli, uluslararası konjonktürün de etkisiyle giderek güçleniyor. Buna karşın aşılması gereken engeller de var.
TÜRKİYE’NİN ARTILARI
Türkiye, NATO’nun komuta ve kuvvet yapısına, harekât ve misyonlarına en fazlı katkı sağlayan ülkelerden biri. Karadeniz’de etkin rol üstlenmiş durumda. Montrö Sözleşmesi’nden kaynaklanan haklarını kullanarak oluşturduğu denge gözlerden kaçmıyor. Bir ateşkes ve barış sonrasında Ukrayna’da konuşlandırılması olası bir barış gücü için de Türkiye’nin adı sıkça geçiyor.
DESTEK DE VAR ENGEL DE
Silahlı kuvvetlerinin kapasitesi, savaş hazırlığı ve barış koruma kabiliyeti en yüksek ülkelerden biri olmasına rağmen Türkiye’nin AB savunma girişimlerine tam katılımı bazı engellerle karşı karşıya. Son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında bu alanda olumlu ilerleme kaydedilmesi için zemin eskiye oranla daha uygun. Bununla birlikte güvensizlik ortamı tam kırılabilmiş değil. Aralarında İspanya, İtalya ve Polonya’nın da yer aldığı bazı ülkelerin işbirliğinin arttırılmasına sıcak bakmasına rağmen Fransa ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin engellemeleri sürüyor.
EDIP BEKLENTİSİ
Türkiye, AB ülkelerini ortak silah üretim ve alımına teşvik etme amaçlı Avrupa Savunma Yatırım Planı’na (EDIP) katılmak istiyor. Başta bu girişimin üçüncü ülkelere kapalı tutulmasını isteyen Fransa geçtiğimiz aylarda itirazını çekti. Fransa’nın itirazı Türkiye’nin yanı sıra ABD, İngiltere, Güney Kore ve İsrail gibi ülkelerin EDIP kapsamında faaliyetini engelleyecek türdendi. Türkiye’nin üretim kapasitesinin yüksek olması ve yenilikçi bir yaklaşım benimsemiş olması önemli bir avantaj olarak görülse de projeye katılımına onay verilip verilmeyeceği net değil. EDIP’e ilişkin onay sürecinin 2025’te tamamlanması bekleniyor.
DÖRT YILDIR BEKLİYOR
Türkiye’nin bir başka beklentisi ise “Askeri Schengen” olarak da adlandırılan Askeri Hareketlilik projesine katılmak için 2021’de yaptığı başvurunun kabul edilmesi. Koordinasyonu Hollanda tarafından yürütülen Askeri Hareketlilik, AB’nin savunma odaklı Yapılandırılmış Daimi İşbirliği (PESCO) projelerinden biri. Proje, NATO’nun da son dönemde üzerinde önemle durduğu askeri unsurların bürokratik engellere takılmaksızın bir ülkeden diğerlerine hızlı geçişinin sağlanmasına dayanıyor. Askeri personel ve unsurların AB genelinde kara, demir, deniz veya hava yoluyla hızlı bir şekilde hareket etmesi hedefleniyor. Türkiye’yi yıllardır bekleten AB, son olarak İsviçre’nin katılımına yeşil ışık yaktı. Savunma alanında AB’nin çoğu ülkesinden çok daha fazla tecrübe ve kabiliyete sahip olan Türkiye’nin projeye katılımı bazı ülkelerin vetosuna takılmış durumda.