Ankara'da Türkmen endişesi

ABD Genelkurmay Başkanlığı tarafından verilen bilgide, Irak'ta vurmayı planladıkları 9 hedeften üçünün Türkmen bölgesinde olduğunun ortaya çıkması Ankara'yı telaşlandırdı. Bakanlar kurulunda, bölgedeki Türkmenleri bilgilendirme ve sıhhi yardım konuşuldu.

ABD Genelkurmay Başkanlığı'nın verdiği bilgide, Irak'ta vurmayı planladığı 9 hedeften 3'ünün Türkmen bölgesinde olduğunun görülmesi, Ankara'yı telaşlandırdı. Hükümet, ABD'nin olası bir saldırısı halinde, Kuzey Irak'taki Türkmen bölgesindeki kimyasal ve biyolojik silah üslerinden yayılacak tehlikeden Türkmenleri korumak için kolları sıvadı.

ABD Genelkurmay Başkanlığı, geçen hafta Ankara'ya ilettiği bilgide, Irak'ın elindeki 9 biyolojik ve kimyasal silahların üssünü de belirtti. Bu üslerden 2'sinin, Türkmenlerin yaşadığı Musul ve Şırketiye bölgesinde olduğu ortaya çıktı. Ayrıca, ABD'nin vuracağı bildirilen füze üslerinden biri de aynı bölgede.

Konu, geçen hafta yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında da gündeme geldi ve alınması gereken önlemler görüşüldü. Konuyla ilgili bir Bakan dün Hürriyet'in sorularını cevaplandırırken şunları söyledi:

‘Bağdat yönetimi biyolojik ve kimyasal silah üslerinden bazılarını Türkmen bölgesinin çok yakınına yerleştirmiş. 36’ıncı paralelin hemen altında bir bölgede bulunuyor. ABD olası bir saldırıda buraları da vuracak. Zaten ABD Genelkurmay Başkanlığını ilettiği bilgide bunlar yer alıyor. Dolayısıyla biran önce o bölgede bulunan Türkmenlere dönük bir tedbir alma gereği hissediyoruz. Bu üslerin vurulması halinde ortaya çıkacak bir çevre kirliliği Türkmenleri etkilememeli. Eğer geniş bir alanı etkileyecekse Türkmenler bu konuda bilgilendirilmeli ve hemen önlem alınmalı. Bunun için onlara bilgi ve sıhhi yardım yapılmalı.'

Aynı Bakan, kimyasal silahların 650 kilometrelik bir alanı etkisi altına aldığını da vurguladı ve şöyle devam etti:

‘Gerci, bombalama anında ABD buradan bir çevre kirliliğinin yayılmayacağını söylüyor. Ama bu bize inandırıcı gelmiyor. Eğer bu kimyasal ve biyolojik silahlar bir füzenin ucuna yerleştirilip atıldığında düştüğü yeri etkiliyorsa, vurulduğu zaman da aynı etkiyi yapacak. Dolayısıyla aktif bir çalışma ile Türkmenleri bu konuda bilgilendirmek zorundayız. Eğer bombalama sonrası kimyasal ve biyolojik bir tehlike yoksa ABD kara harekâtını da yapar. Eğer bir etkileşim varsa o zaman böyle birşeye de girişmez. Çünkü geçen bombalama sırasında 2 bin askerinin kimyasal ve biyolojik silahlardan etkilendiğini kendisi açıkladı. Dolayısıyla birşey olmaz deyip beklememiz gerekiyor.’