Dünkü yazının devamı!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Sevgili okuyucularım, ‘‘gazeteci'' geçiniriz ya, bu mesleğin bütün inceliklerini kavradığımızı zannederiz. Yazdığımız bir yazının o gün ve daha sonra ne gibi yankılar uyandıracağını bildiğimizi düşünürüz.

Dün bir kez daha gördüm ki, biz bu meslekte henüz pişmemişiz! Olup biteni ve gelecek tepkileri kavrama yeteneğine henüz ulaşmamışız. En azından ben bu durumda kalmışım!

Dünkü yazımın başlığı ‘‘Kamu Bankalarının Dramı'' idi. Bir devlet bankası olan Emlakbank'la ilgili bir raporu özetleyerek yayınlamış ve daha sonra bazı örnekler vererek devlet bankalarının soyulduğunu, büyük yolsuzluklar olduğunu, bunların özelleştirilmesi gerektiğini, ancak hiçbir siyasal iktidarın bunu yapmadığını, çünkü hortumlama işlemine kendisinin devam ettiğini vurgulamıştım.

* * *

Bazı yazılar yazarım, yazının çıktığı gün tepki gelmesini beklerim. O yazı bence önemlidir. Birilerinin ses vermesi, yanıt göndermesi gerekir! Beklerim, ilgililerden bir tek ses gelmez.

Bir veya birkaç gün sonra aynı konuyu bir kez daha gündeme getiririm. Yine ses gelmez. Israr ederim, kimseden tık yoktur!

Peki böyle durumlarda o yazı boşa mı gitmiştir? Hayır, hedefi tam 12'den vurmuştur. Vurmasına vurmuştur da, karşı tarafın hasarı büyük olduğu için yanıt vermesi mümkün olmamıştır!

* * *

Dünkü yazım çıktı. Bana sorarsanız, öyle fazla ses getirecek ve dün bütün günümü alacak bir yazı değildi.

Fakat sabah saatlerinde gazeteye bir geldim ki, kıyametler kopuyor!

Telefonda bakanlar, Emlakbank'ın eski ve şimdiki yöneticileri, eski ve yeni çalışanları...

Acayip yoğun bir telefon trafiğinin içine gömüldüm.

Kişi ve kuruluşlardan fakslar... Vatandaşlar, siyasetçiler, dünkü yazıda adı geçen müteahhit firmalar...

Birbirlerine karşı inanılmaz suçlamalar... Emlakbank konusunda herkes birbirini suçluyor. Bir tarafın ak dediğine öbür taraf kara diyor...

‘‘Bankanın bugünkü yönetimi büyük bir yolsuzluk tezgâhının içindedir...''

‘‘Hayır efendim, eski yönetim çok büyük yolsuzluk yapmış, bankanın paralarını peşkeş çekmiştir. Yolsuzluklar belgelidir...''

‘‘Bugünkü yönetimde Emlakbank rezil olmuştur. Zarar trilyonlara ulaşmıştır...''

‘‘Banka çok kârlıdır...''

‘‘Konut ihalelerinde büyük rüşvet dönüyor...''

‘‘Bugünkü hükümet genel müdürü değiştirmek istiyor, ama Baba engel oluyor. Baba'yı da Bayındır Holding etkiliyor. Onlar bu yönetimin kalmasını istiyor. Kararname sevkedildi, ama Baba'da takıldı...''

‘‘Eski genel müdür kendi hesabına 200 milyar geçirmişti. Banka müfettişleri bu durumu ortaya çıkardı...''

‘‘Şimdiki genel müdür sık sık Ankara'ya gelip görevde kalabilmek için kulis yapıyor...''

‘‘Efendim, Emlakbank yolsuzlukları bitmez. Engin Civan'la hız almıştır. Engin şimdi firardadır. Yolsuzluk ondan önce de vardı, şimdi de var. Bu bankada yolsuzluğu kimse önleyemez...''

Bunlardan bazıları haber olarak medyada yayınlanmış!

Öğle saatlerinde Emlakbank Genel Müdürü arıyor, bana gazetecilik dersi vermeye kalkışıyor! Hemen ardından banka yönetimi yazılı bir açıklama yapıyor ve bütün basın kuruluşlarıyla birlikte bana da fakslıyor. Özetliyorum:

‘‘Sayın Çölaşan, her iktidar değişikliğinde Emlakbank'ı büyük bir pasta gibi görenlerin mücadelesi bitmiyor. Sizi de bu işe ortak ederek pastadan pay almaya çalışanların, sizi bu konuda yazı yazmaya sevketmeleri bizi üzmüştür...

Eski genel müdür falancanın (Engin Civan değil. İsim veriliyor, ama yazmıyorum) yaptığı işlemlerle servetine nasıl servet kattığını belgeleriyle size göndermemiz mümkündür...''

Bak bak bak!.. Ben de bu işe ortak edilmişim, Emlakbank pastasından ben de pay almaya kalkışıyormuşum!

İşin acı tarafı, devletin bankası adına yazılı açıklama yapanlar -herhalde genel müdür- bunun altına imza bile atamamışlar! Üç sayfalık açıklama imzasız geliyor!

Hemen ardından Emlakbank'ın bağlı olduğu Devlet Bakanı Refaiddin Şahin telefon ediyor ve yazım için teşekkür ediyor.

Bu yoğun trafik beni şaşırtıyor.

* * *

Yazımda isim vermemişim, kimseyi hedef alıp suçlamamışım. Sadece devlet bankalarının soyulması ve hortumlanması gerçeğini vurgulamışım.

Var mı Türkiye'de bunu inkâr edecek bir babayiğit?

Nitekim bu konuda isim vermeden yazdığım bir yazı bile olay yaratıyor, kıyamet koparıyor. Belli ki Emlakbank'ta çok büyük bir çıkar kavgası var. O kavgada kimin haklı kimin haksız olduğunu, kimin yalan kimin doğru söylediğini ben elbette bilemem.

Dünkü yoğun telefon ve faks yağmuru bana bir kez daha gösteriyor ki, Emlakbank birileri tarafından yağma edilmiştir ve bundan sonra da edilecektir. Herkes birbirini suçlamaktadır. Bu yağmada bilerek veya bilmeyerek taraf olanlar arasında bu kuruluşu geçmişte ve şimdi yönetenler, medya kuruluşları, siyasetçiler, holdingler, müteahhitlik firmaları, işadamları, bürokratlar vardır.

Dün bir şey daha öğrendim. Yılmaz hükümeti, Emlakbank yönetimini görevden almaya çalışıyor, ama Baba kararnameyi imzalamıyor.

Ortalıkta binbir dümen, binbir kulis dönüyor. Herkes birbirini suçluyor. Bu amaçla ekipler halinde parti başkanlarına, siyasetçilere ve etkili makamlara ziyaretler yapılıyor, Ankara'da ‘‘Emlakbank kavgası'' yaşanıyor!

Bunlar boşuna mı oluyor? Bu kavga niçin veriliyor?..

Çünkü konut ihaleleri çok büyük. Pasta tatlı ve lezzetli!.. Bu görkemli pastayı kapmayı başaran, parmağını yalıyor. Hortumun faturasını ödemek ise bizlere düşüyor.

Yazarın Tüm Yazıları