Düğüm afta...

SON gelişmeler üzerinde kısmi yorumlar yapılmasına neden olan İmralı görüşmelerinin basına sızan bilgilere göre... AKP iktidarının (aslında Erdoğan) ve Abdullah Öcalan’ın ne istedikleri ortaya çıkmış durumda; esas önemli olan ‘Taraflar ellerini çabuk tutmalı’ çerçevesinde düğümleniyor.

Haberin Devamı

Bu gelişmeleri tahlil edersek, aşağıdaki sonuçlara varabiliriz:

-  AKP/Erdoğan ile BDP/APO ‘az zaiyatlı’ bir kazan-kazan oyununa hazırdır.

-  Mevsim şartları nedeniyle şu anda Türkiye’de dağdaki PKK unsurlarının sayısı oldukça azdır. Bunların çekilmesini kabul etmek bir anlam taşımamaktadır. Bu

BDP ve PKK açısından kolaylıkla kabul edilebilir.

-  Kandil’in bölgedeki PJAK-Barzani-Talabani-PYK dengeleri göz önüne alındığında bölgeyi terk etmesi mümkün değildir. Bunların Avrupa’ya gönderilmesi en az 2-3 yıllık bir süreçte mümkündür. Bu konuda kamuoyunu aldatıcı bir anlaşma yapılabilir, ancak tatbik yeteneği yoktur.

-  AKP, anayasa konusunda BDP’ye sarılmak zorundadır. Bu nedenle BDP’nin hemen hemen tüm kritik yerel yöneticilerine yönelik KCK operasyonlarını durdurabilir. Bu davalara bakan Özel Yetkili Mahkemeler hemen hemen hükümet kontrolünde olup, AKP her istediği anda operasyonları tekrar başlatma inisiyatifini elinde tuttuğu için bu konuda taviz vermekten kaçınmayacaktır.

-  PKK tarafından kaçırılanlara karşı BDP’nin beklediği genel af veya en azından 10 yıla kadar cezaların (Terör suçlularının büyük kısmı 7-10 yıl arasında ceza almıştır) affedilmesidir. Bu müstakbel genel affın da kamuoyuna kabul ettirilmesi için bir aşama olabilir. Şartlar af prosesinin halka kabul ettirebilmesi için önce 5 yıla kadar, sonra 10 yıla kadar cezaların ve nihayette genel af şeklinde uygulanmasını dikte ettirmektedir. (Ayrıca Balyoz gibi davalarda hükümlülerin çoğu 10 yılın üstünde hüküm giymiş olup, 10 yıllık bir aftan istifade edemeyecektir.)

-  Kürtçe eğitim konusunun aslında gerçekçi bir proje olmadığını BDP de gayet iyi bilmektedir. Bu konuda göstermelik bir adım atılması mümkündür.

-  Bölgedeki yerel yönetimler BDP kontrolüne geçmiştir, bu kontrol ilk yerel seçimde daha da artacaktır. Şu anda sorun yerel yönetim üzerindeki genel yönetim vesayetinin kaldırılmasıdır. Bu konuda AKP de tam olmasa bile kısmi tavizler vermeğe hazır gözükmektedir.

-  Anketler, kamuoyunun bu konuda aşırı hassas olduğunu göstermektedir. Atılan her yanlış adım AKP’nin oylarını diğer partilere taşıyacaktır. Bu nedenle bu aşamada daha fazla bir açılım beklenmemelidir.

Netice olarak, kısa vadede gelişmeler şöyle özetlenebilir:

-  PKK elinde tutsak olarak bulundurduğu devlet görevlilerini çok kısa bir sürede bırakacaktır. Buna karşı AKP’nin jesti 5 veya 10 yıla kadar bir af çıkarmak olacaktır. Aslında AKP bu işe 4. Yargı Paketi’ne TBMM’de son dakikada yapacağı bir değişiklik ile 5 yıla kadar cezaların affı ile başlamayı hesaplamaktadır. Hapishaneler hükümlü ve tutuklu doludur ve Adalet Bakanlığı bu konuyu çoktandır düşünmektedir. Ancak BDP kendi yandaşları açısından 10 yıla kadar bir affın çıkması için ödün istemektedir.

-  AKP, AB Yerel Yönetimler Şartı’nı öne sürerek, yerel yönetimler üzerindeki genel idare vesayetinden bazı tavizler vermeye hazırlanmaktadır. Ancak bunun gerçekleşmesi anayasanın referanduma götürülmesi için BDP’nin Meclis’te tam destek vermesine bağlı olacaktır.

-  Mayıs ayına kadar büyük çaplı bir askeri operasyon hava şartları nedeniyle zaten mümkün değildir. Bu itibarla AKP, operasyonların durması konusunda ‘şartlı’ bir söz verebilir.

-  KCK’ya yönelik operasyonların da durdurulması gündemdedir. Polis her ne kadar hükümetin kontrolünde ise de, özel yetkili hâkim ve savcıların bir kısmı bu konuda farklı bir tavır sergileyebilir. Buna önlem olarak zaten oldukça büyük sıkıntılar yaratan özel mahkemelerin kadrosunun HSYK tarafından çok kısa bir sürede değiştirilmesi kaçınılmaz olacaktır.

-  AKP, seçimde Kürt oylarına oynayabilmek için Kürt konusunda daha sevecen mesajlar verecek ve ufak jestler yapacaktır.

Herkes İmralı’nın şifrelerini farklı çözebilir, ancak genel tahlilin ışığında şu anda görünen manzara budur.
Yrd. Doç. Dr. Ergün DEMİREL

Haberin Devamı

AKP tüzüğünde ne yazıyor?

Haberin Devamı

AKP ‘Türk’ adının ırkçılığı simgelediğini savunuyor? AKP sitesinde parti tüzüğünde (http://www.akparti.org.tr/site/akparti/parti-tuzugu#bolum_) madde 4.1’de “AK PARTİ; Türk milletinin en önemli yönetim kazanımının, Cumhuriyet olduğuna ve egemenliğin, kayıtsız ve şartsız milletimize ait bulunduğuna inanır”, madde 4.2’de “AK PARTİ; Türk milletinin ülkesi ve devletiyle bölünmez bütünlüğünü savunur”, madde 4.11’de “AK PARTİ; aileyi Türk toplumunun temeli kabul eder” cümlelerindeki ‘Türk’ isminde ne gibi değişikliklere gitmeyi düşünüyor?

AKP’nin, anayasadan önce parti tüzüğü kongresine gitmesi gerekir, anayasadan Türklüğü çıkarmak isteyen önce kendisinden işe başlamalı.
Macit KUNTER

Haberin Devamı

Merkel ve Anıtkabir

ALMANYA Başbakanı Merkel geldi, Atamızın kabrine çıktı ve saygı duruşunda bulundu. Gazetelerde küçük bir yer işgal etti... Fakat nedense hiç fotoğrafı (Büyük Atatürk’ün huzurunda) gösterilmedi. Neden? Yoksa ben mi görmedim? Belli başlı geçinen TV kanallarında da göremedik neden? (Merkel’in, Ermeni temsilcileriyle görüştürülmemesi de ayrı bir konu.)        Ö. ARARAT

Merkel’e, Volkswagen’i değil Opel’in neden gittiği sorulmalıydı
 
ALMANYA Başbakanı Merkel’e Volkswagen’in Türkiye’ye neden yatırım yapmadığını soracaklarına, Opel’in İzmir’deki fabrikasını neden kapatıp gittiğini sorup öğrenseler ülke ekonomisi için daha hayırlı bir iş yapmış olurlar.

Son 10 senede sadece Opel gitmedi.

Kia, Peugeot, Citroen, Fiesta, Cherry yeni fabrika yatırımları için Türkiye’yi değerlendirmelerine rağmen, hepsi başka ülkelere gittiler.

Bir otel için hala 3,200 imzanın gerektiği ülke bürokrasi krallığı ve yatırım cehennemidir.
Cem TOKER- LDP Genel Başkanı
 
Sirkeci Garı’nın yanındaki kaçak benzinliğe kimse dokunamıyor
 
BUNDAN bir süre önce köşenizde bahse konu olan Sirkeci tren istasyonu yanındaki kaçak benzinlikten söz ettiniz. Size bunun öyküsünü anlatmak isterim:

1999-2004 yılları arasında Eminönü’nün FP’li Belediye Başkani Lütfi Kibiroğlu’nun döneminde, ruhsata bağlanmıştır. Bu yer, partidaşı ve kendisinin başkan yardımcısı Metin Şair’e aittir.

1989-1994 döneminde yine FP’den Eminönü Belediye meclis üyesi olan ve halihazır AKP hükümetinin Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Erdoğan Bayraktar, eski arkadaşı Metin Şair’in bu yerini herhalde yeddine alarak korumuştur ki; eski Kültür ve Turizm Bakanı Günay’ın çok istemesine rağmen bu eski kaçak ve tehlike arz eden bu benzinliği yıktıramamıştır. Bu benzinlik, geçmişte bir çok gazetede manşet olmuş, "Ne Büyükşehir, ne ilçe belediyesi ve ne de Valilik ve Bakanlık planlarda (1/5000 lik, 1/25000 lik, 1/50000’lik ve 1/100000’lik planlarda) yeşil alan olarak gözüken bu benzinliğe neden dokunulamadığı" diye sorgulanmıştır.

Böyle bir kaçağın ortadan kaldırılması için tek güç kalıyor; o daBaşbakan Erdoğan’dır.
İhsan MAÇİN- E.Eminönü Belediye Başkan Yardımcısı
 
Kartal Kaymakamlığı’nın kararına iptal

Haberin Devamı

KARTAL Kaymakamlığınca, Belediye Başkanlığı aleyhine 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’na muhalefet edildiğinden bahisle soruşturma başlatılmıştı.

Başlatılan bu soruşturma kapsamında Uğur Mumcu Yaşam Kalitesini Yükseltme Merkezi’nde bulunan depomuza usulsüz ve hukuka aykırı arama gerçekleştirilmişti. Hukuka aykırı arama işlemine karşı Kartal Belediyesince ilgililer aleyhinde suç duyurusunda bulunuldu. İncelemeler halen sürüyor.

Kartal Kaymakamlığınca 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunun 29. Maddesine aykırılık nedeniyle Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz hakkında, 19.09.2012 tarih ve 2012/122 karar sayılı idari yaptırım kararı ile 950,00 TL idari para cezası ödenmesine ilişkin karar verilmişti.

Belediye Başkanı Altınok Öz tarafından bu idari yaptırım kararına süresinde itiraz edilmiş olmakla Kartal 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/1017 D. İş sayılı dosyası ile itiraza konu karar incelendi. Yapılan inceleme üzerine Kartal 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nce ‘5393 Sayılı Belediye Kanununa göre belediyelerin yönetim organları, belediye başkanı, belediye meclisi ve belediye encümeni olup, idari yaptırım kararının belediye tüzel kişiliğini temsilen Kartal Belediye Başkanlığı yerine, Belediye Başkanı olan gerçek kişi hakkında düzenlenmesinin usul ve yasaya uygun bulunmaması, ayrıca 5393 Sayılı Kanunun 53. maddesi göz önüne alındığında belediyelerin, belediye sınırları dışında yangın ve doğal afetler meydana gelmesi durumunda... bu bölgelere gerekli yardım ve destek sağlayabileceklerinin düzenlenmiş olması ve bunun herhangi bir izin koşuluna bağlanmamış olması gerekçesi ile... Kartal Kaymakamlığınca düzenlenen 19.09.2012 tarih ve 2012/122 karar sayılı idari yaptırım kararına karşı yapılan itirazı yerinde görerek, itirazın kabulüne ve 19.09.2012 tarih ve 2012/122 karar sayılı idari yaptırım kararı ile düzenlenen idari para cezasının kesin olmak üzere iptaline karar verdi.

Belediye Başkanı Altınok Öz karar hakkında bir yorumda bulunmadı.

Haberin Devamı

Bugün 28 Şubat’ın yıldönümü!..

YAKIN tarihimizin önemli bir kilometre taşı olan "28 Şubat 1997 Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı" ve onu izleyen yaklaşık dört aylık heyecan dolu siyasal sürece peşin peşin ‘darbe’ yaftası yüklemek vicdana sığır mı?

Çünkü nesnel siyaset bilimi verileriyle ve Atatürk Cumhuriyeti’ni tepeden tırnağa anayasal bir çizgide, meşruiyet sınırları içinde kalarak köktendinci öz taşıyan apaçık bir karşıdevrim saldırılarından esirgemiş o tarihsel MGK toplantısını ve onu izleyen dramatik siyasal süreci bir ‘darbe’ diye niteleyemez.

Dönemin sorumlu ve dirayetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in o günden bugüne bu yalın gerçeği ısrarla vurgulayan demeçleri, ‘28 Şubat’a ilişkin ortadaki yalın hukuksal ve siyasal durumu, tarihe silinmez biçimde kaydetmiştir.

Değerbilir ve soylu Türk ulusunun 28 Şubat olgusuna bakışı da, çok büyük çoğunluğuyla bundan farklı değildir. Ulusal yaşamımızdaki belirleyici en büyük güç olan ‘ulusun genel iradesi’ o gün de bugün de böyle tecelli etmiştir ve bu temel ‘nokta’ asla göz ardı edilmemelidir.
Aziz Naci DOĞAN-Düzeltmen/Yazar

Mesaj Panosu

-  KADIN Araştırmaları Derneği’nin düzenlediği ‘89. Yılında Üstü Çizilen 3 Mart Devrim Yasaları’ konulu panel 2 Mart Cumartesi 15.00’te Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde yapılacak. Gülsen Tuncer’in sunuşundan sonraki konuşmacılar; Prof. Dr. Necla Arat, Prof. Dr. Yakut Irmak Özden, Meriç Velidedeoğlu, Vural Savaş, Orhan Bursalı, Prof. Dr. Süheyl Batum.

-  SOSYALİST Enternasyonel Başkanı Yorgo Papandreu, SODEV ve TÜSES’in davetlisi olarak yarın, İstanbul Grand Cevahir Otel’de ‘Günümüzde ve Gelecekte Sosyal Demokrasi’nin Yolu’ adlı bir konferans verecek.

Yazarın Tüm Yazıları