Doktor tenor pop ülkesinde

Bizim müzik sektörünün zafiyetlerinden biri de ‘adult contemporary’ (yetişkin kategorisi) kulvarına bilinçli projeler üretemeyişidir.

Candan Erçetin, kadın vokal olarak bu kategorideki tüketiciye yönelik ürünler veren bir sanatçıdır örneğin. Konserlerindeki dinleyiciye bir bakın. Orta yaş üzeri, ağırlıklı olarak A ve B sosyo-ekonomik statüsünde, evli barklı, iş güç sahibi bir tüketici. Bu yetişkin tüketici müzik alışverişini çoğunlukla büyük müzik marketlerden, benzincilerden veya alışveriş merkezlerinden yapar. Kredi kartı kullanır. Diğer bir deyişle internetten mp3 indirmekle, evde korsan kopya üretmekle falan uğraşacak bir eğilimi de vakti de genellikle yoktur. Türk müzik sektörünün korsan karşısında büyük bir açmaz içine girdiği şu günlerde yetişkin tüketici segmentine yönelik projeler üretmek bir zorunluluk haline gelmiştir diyebiliriz öyleyse.

Ferhat Göçer 11 yıldır müzikle uğraşan bir doktor. Tıp fakültesi ile eş zamanlı olarak konservatuar eğitimi almış bir tenor. Albümsüz geçirdiği 11 yıla bakıyorsunuz, İstanbul Anadolu Yakası’nın efsane mekanı Pizza Pina’da, Q Jazz Bar’da, Reina’da sahne almış. Ömer Faruk Tekbilek’le, F1 münasebetiyle Gino Castelli, Alessandro Safina ile konserler vermiş. Kariyerinde 25 ili kapsayan bir Türkiye turnesi bile var. Bir şöhret aslında, albümsüz bir şöhret.

Ferhat Göçer tam 11 yıldır yaptığı işlerle ‘Ben yetişkin kategorisinde albüm yaparsam çok satacağım’ diye bangır bangır bağırıyor. Ama nasıl bir albüm? Yaklaşık iki yıl önce Ozan Doğulu’nun müzik direktörlüğünde stüdyoya giriyor. Albümde, ön plana çıkarmaya çalışılan dört Ferhat Göçer şarkısı var. Bakıyorsunuz şarkılar vasat. Göçer’in yorumu, olmasa öyle dikkat çekici şarkılar değil. Onlar dışında Dalla’nın ‘Caruso’su, Cem Karaca’nın ‘Çok Yorgunum’u, çok iyi bildiğiniz ‘Dök Zülfünü’, ‘Yemen Türküsü’ ve diğerleri...

PROBLEM NEREDE

Bence işin konumlanmasında bir problem var. Bu albümü sanıyorum; Ferhat Göçer’i Türk popüler müzik tüketicisiyle tanıştırma albümü olarak düşünmüşler ve fazlaca riske girmemişler. Haksız mı çıkmışlar? Ferhat Göçer şu anda en hızlı satan albümlerden biri; medya gümbür gümbür ondan söz ediyor. Peki problem nerde?

Problem, uzun vadeli bir pazarlama problemi. Bu adam bunca yıllık albümsüz şöhretini kendi şarkılarıyla mı kazandı? Türkiye turnesine kendi şarkılarıyla mı çıktı? Öyleyse bu çekingenlik niye? Batı ve Türk enstrümanlarıyla oluşturulmuş senfonik bir orkestrayla bir Anadolu aryaları albümü yakışmaz mıydı Doktor Ferhat Göçer’e? Hadi orkestra olmadı diyelim; en azından ‘Caruso’daki, ‘Yemen Türküsü’ndeki düzenleme yaklaşımı tüm albüme yansıtılamaz mıydı? Ama yok!

Bu bir tanışma albümü, ticari kaygılarımız var değil mi? Herkes dinlemeli... O zaman ne yapalım; alalım Ferhat Göçer’i konserlerine gelen onca yetişkin tüketicinin oradan, getirip Serdar Ortaç’ın oralara bir yerlere koyalım; daha çok satsın diye.

Hakkıyla kotarılmış senfonik bir Anadolu aryaları albümünün daha çok satmayacağını kim iddia edebilir ki? İlhan Şeşen’in ilk albümünün tesadüfi başarısı, artık tehlike sinyalleri veren Kayahan sound’u da olmasa; yetişkin kategoride erkek albümleri üretemiyor ki bizim sektör; bilelim, kıyaslayalım...
Yazarın Tüm Yazıları