Doğrusu Lütfi Ömer Akad

Geçen gün kaybettiğimiz usta yönetmeni çoğumuz, basın organları da dahil olmak üzere Ömer Lütfi Akad olarak biliyor.

Haberin Devamı

Ama bu isim sıralaması usta yönetmenin en kızdığı şeymiş.
Kendisine Ömer Lütfi Akad diyenleri hemen düzeltirmiş, “Bana Lütfi Ömer Akad deyin” diye. Bu gerçeği Sadi Çilingir’den öğrendim. O da Lütfi Ömer Akad hocanın öğrencilerinden Alican Sekmeç’ten duymuş.
O sırada sohbete dahil olan Hülya Koçyiğit de doğrulamış bu gözden kaçan detayı.
Onu aynı istediği şekilde uğurlayalım... Lütfi Ömer Akad nur içinde yatsın.

Herkeste anısı var

Her yönetmenin kendine özgü üslubu vardır.
Ama hepsi de genetik kodlarında, hafızalarında ustaların izlerini taşır.
Kendi binasını bu temel üzerinde kurar.
Türk sineması, işte üzerine pek çok bina inşa edilen o temellerin en sağlamlarından birini, Lütfi Ömer Akad’ı kaybetti.
95 yaşında aramızdan ayrılan Akad’ın “Kanun Namına”, “Vesikalı Yarim”, “Hudutların Kanunu”, göç meselesini ele alan “Gelin”, “Düğün”, “Diyet” üçlemesi ve “Vurun Kahpeye” filmleri Türk sineması için önemli yapı taşları.
Akad’ın ilk yönetmenliğinin ürünü “Vurun Kahpeye” filmi Başak Groupama ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı işbirliğiyle yenilenmiş ve yıllar önce İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti. 1950 öncesindeki En İyi Kurtuluş Savaşı filmi kabul edilen “Vurun Kahpeye”yi, Emek Sineması’nda çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu salonda izlemiştik. Yobazlığın karşısında dik duran Türk kadınını ne de güzel tasvir ediyordu Lütfi Ömer Akad.
Sinemamızın en güzel aşk filmlerinden “Vesikalı Yarim” hem Türkan Şoray hem de izleyiciler için bir milattı. Türkan Şoray “kalıplaşmış melodram oyunculuğundan sonra kendimi geliştirmemi sağladı, bu film benim için bir dönüm noktasıdır” diye boşuna demiyor.
Günümüz yönetmenleri arasında, Lütfi Ömer Akad’a duyduğu sevgi, saygının hakkını en güzel teslim eden isim ise kuşkusuz Çağan Irmak oldu.
Türk sinemasının en önemli filmlerinden birini, hem gişe hem festival ödüllü “Babam ve Oğlum”u ona ithaf etti.
“Lütfi Akad’la çalışmasam, onun çırağı olmasam bile, onu ustam gibi hissediyorum” diyordu Çağan Irmak. “Onun ‘Gelin’, ‘Düğün’, ‘Diyet’ filmlerini çok küçükken izlemiştim. O çocuk yaşımda bu filmlerin diğerlerinden farklı olduğunu hissettim. Ben Lütfi Akad’ın bir dâhi olduğunu düşünüyorum. Bugün bile ‘Vesikalı Yarim’i izlediğimde şaşırıyorum nasıl o dönemde böyle bir çağdaş film çekebilmiş diye. Bunun için ben de filmimde ona teşekkür etmek istedim.”
Lütfi Ömer Akad’a Türk sinemasına kattıkları, kazandırdıkları için biz de teşekkür ediyoruz.

Haberin Devamı

Yarını not edin

Haberin Devamı

Vakti uyan, sinemadan ve müzikten hoşlanan herkesi yarın akşam 22.00’de Beyoğlu Hayal Bistro’ya bekliyorum.
Müzik ağırlıklı, sinema soslu güzel bir program hazırladık. Veda Busesi’nden, Ain’t No Sunshine’a, Sabır’dan Eye of the Tiger’a repertuvarımızdaki farklı şarkıları birleştiren en önemli şey hepsinin de film müziği olması. Bu şarkılar öyle etkileyici sahnelerle geldiler ki beyazperdeye. Hepsini yarın birlikte söyleyecek, konuşacağız.

Çarşı her şeye karşı, Van’a yakın

Beşiktaş’ı sadece kazandığı zaman alkışlamak için tutmuyor taraftarı.
Taraftarıyla birlikte gelişen farklılıklarını, değişkenliğini, ince zekasının ürünlerini alkışlamak için de tutuyor.
Bunun son örneği, pazar günkü Beşiktaş-Galatasaray derbisiydi.
Van’ın plakası 65.
Çarşı, 65. dakikada Van için soyundu... Acıyı, soğuğu paylaştıklarını, unutmadıklarını, unutturmayacaklarını anlatmak için.
Beşiktaş-Galatasaray derbisine öyle şahane bir futbol yoktu, sahaya atılan gereksiz maddeler de vardı. Ve 65. dakikada olanlar maçın en iyi şeyiydi.
Çarşı yaptığı duyuruda, “Galatasaray maçının 65. dakikası, Van’da naylon çadırda -15 derecede kalan insanların çektiği acılara ortak olduğumuzu ve onlarla beraber bizim de üşüdüğümüzü göstermek için üstlerimizi çıkarıyoruz. Ve aynı anda kapalıda açacağımız güneş pankartını bir süre sonra sağ tarafa doğru elden ele uzatarak yeni açığa yolluyoruz. Ve bu şekilde pankart bütün stadı dolaşacak” demişti.
Belki de ilk kez bir derbiden sonra futboldan daha çok bir taraftar grubunun örnek davranışı konuşuldu. Çarşı’ya helal olsun...

Yazarın Tüm Yazıları