Doğan Hızlan: Yerel kültür patlaması

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Yerel kültür renklerinin toplamı, ulusal bir gökkuşağını oluşturur mu? Hem evet, hem hayır.

Etkileşim oranı, bu sorunun cevabını belirliyor.

Son yıllarda müzik, tarih alanında gerçekleştirilen çalışmalar, yerel kültürlere, yöresel renklere olan eğilimin yükselişinin habercisi.

Özellikle 75'inci yıl kapsamındaki incelemeler, denemeler, ulusal tarihin daha doğru yazılmasını sağlayarak, ayrıntıların; gözden, bilimden kaçmasını önledi.

Sözgelimi, sayısı gittikçe artan İzmir'le ilgili kitaplar, o kentin değişik yönlerini ele aldı. Kurtuluş Savaşı'na katkılarından tutun, sinemalarına kadar Ege'yi bu kitaplardan tanıdım.

Artık şehirleri Türkiye haritasında doğru yere oturtabiliyoruz.

Cumhuriyetin 75'inci yılı dolayısıyla Tarih Vakfı'nın açtığı liselerarası yerel tarih yarışmasında, öğrenciler, Türkiye'nin dünden bugüne uzayan, ekonomisiyle, insanıyla gerçekten bilmediğim niteliklerini öğrettiler bana.

Gene son zamanlarda çok sayıda şehrin ayrıntılı tarihi yayımlandı.

Soğuk, resmi yüzlü tarihler değil bunlar. Müziğinden edebiyatına kadar bütün renkleri toplayan çalışmalar.

Son örneklerden biri de 'Taşın ve İnancın Şiiri Mardin'. Kent Gıda'nın katkılarıyla Tarih Vakfı tarafından yayımlanmış. Fotoğraflar Bünyad Dinç'in, metin Refik Durbaş'ın.

Ankara, Bursa, Edirne, İstanbul, Van, Trabzon. Hemen hatırladığım çalışmalar. Hele semtler, bölgeler üzerine yapılan çalışmalar çok daha fazla ilgimi çekiyor.

* * *

KOZMOPOLİT İstanbul. Ben bu iki kelimeyi ömrümce bir arada yaşamak isterim.

'İstanbul Laternası' (Kalan Müzik) CD'sini dinlerken, ilk gençlik günlerimin Beyoğlu meyhanelerini, orada buluşup konuştuğum edebiyatçı dostlarımı anımsadım.

Lefter'in Meyhanesi'ndeki laternada çalınan 'Adalardan bir yar gelir bizlere'nin anasonlu sesi kulaklarımdan gitmez.

Beyoğlu'na dair ne varsa, onun içinde biraz da laterna sesi vardır.

'Balkan Düşleri' (Balkan Dreams) CD'si de (Ada Müzik) tarih içinde bütün zamanlara yayılabilen, zaman zaman gerçeğin bozduğu bir düş dünyasının içinde aynı acıları ve sevinçleri yaşamış insan yüreğinin sese dönüşmesidir.

'Ela gözlüm pirim geldi' türküsünü dinlerken, Ruhi Su'nun yasaklar içinden gelen güzel sesi kulaklarımda yankılandı.

Enver Izmailov'un bestelerinden oluşan Burhan Öçal'ın aranjmanıyla dinlediğim 'Karadeniz' (Ada Müzik), kendine özgü, ses yakınlıkları olan iki adın 1991 Litvanya Kaunas Jaz Festivali'nde buluşmasının ürünü.

Her üçü de anılarınızı ve ses dünyanızı zenginleştirecek nitelikte.

* * *

YEREL tarih, yerel ve bölgesel sesler.

Mozaik sözünü yavaş yavaş anlamaya, doğru algılamaya başladık.



Yazarın Tüm Yazıları