Doğan Hızlan: Neşet Günal'a Onur Ödülü

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

TEPEBAŞI TÜYAP Fuar alanında açılan Sanat Fuarı, Türk resminin ustalarını, onların renk dünyasını bize tanıtacak genişlikte ve kalitede.

Fuarın benim için çok özel yanı var.

Neşet Günal'a Onur Ödülü verildi.

Türk resminin büyük ustasına ben her zaman saygı, sevgi ve minnet duydum. Zevkimi, bilgimi, bilincimi zenginleştirdiği için.

Toprak Adamları'na her bakışımda, Anadolu'nun makus talihinin izdüşümünü o hüzünlü ama dirençli yüzlerde gördüm.

Resim tarihi ile Anadolu insanının tarihi onun resimlerinde, olağanüstü bir dayanışmayı gerçekleştirmiş.

Toprak Adamları, yıllardır, belki de yüzyıllardır ressamlarını beklermiş. Onlar gibi/onlardan birinin, ancak kendilerini resmedebileceğini bir rüya gibi zaman zaman görürlermiş.

O resimlere her bakışta bir serüvenin öyküsünü okudum, taş basması bir kitaptaki yarı kutsal figürleri hayal ettim.

Fuarın kataloğunun başında resme şiir gibi bakan, bazan da düzyazı şiir gibi eleştiriler yazan Sezer Tansuğ'un ‘‘Neşet Günal'ın Toprak Adamları'na Destan’’ ından son bölümü almadan edemedim.

Kadir ve değer bilir Neşet Günal, bu çok az kişinin bildiği metnin yayınlanmasını istemiş.

‘‘Bir manastır var ötede/Kapadokya güneşi altında sararmış/Toprak adamları ışık hasadında aziz biçmekteler/Mütevekkil, düşünceli/Birer yiğit olmaktan ötede...

.....

Hele bir de rahmet olursa/Elbet güneşe meydan okumadan/Kemik tozları akar, bedenlere su gelirse/Yoksul ağız kıyılarında kıpırdamaya başlar/Alnı kırıştıran keder...’’

Yüzleri, elleri, bakışları, omuz omuza verdiklerinde var oluşları.

Fuara giderseniz - lütfen gidin - Neşet Günal Bölümü'nü gezin, onun resim albümünü de alın.

Yaşadığınız toprağın insanlarını tanımanız için bulunmaz, ele geçmez bir fırsat.

Neşet Günal'ın ödül töreninde yaptığı konuşma, iyi bir ressamın, Türkiye'nin sorunlarını, sanatını özümlemiş bir aydının içten notlarıdır:

‘‘Yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Çocuk yaşımda yokluğun acısını çektim. Beş yaşında anamdan ayrı düştüm; ana özleminin karmaşık duygularını yaşadım.

Çaresiz bir yaşam ortamının acılarıyla yüklüyüm.

Anadolu kültür ortamında oluştu özbenliğim. Köklü bir tarihin duyarlığını taşıyorum. Geçmişim kimliğimdir. Ben bu kimliğin ressamıyım; bir başka kültürün, bir başka duyarlığın adamıyım.

Tümü birden Toprak Adamları'nın öyküsüdür. Bu öyküde Toprak Adamları'nın varolma direncini resimledim.

Benim bu insan gerçeği ile yazgı birliğim var. Onların acılarını, umutlarını paylaştım.

Resimlerimdeki abartılı vurgular, iri el ve ayaklar, sorgulayıcı bakışlar emeğin gücünü simgeleyen plastik oluşumlardır.

Yoksulluk edebiyatı yapmıyorum.

İnkarcı olmadım, ustalarımıza saygılıyım.

Kuşaktan kuşağa tarihsel ve yazgımızın çelişkilerini anlıyorum.’’

Neşet Günal gibi bir sanatçının, sanatı insanın merceğinden algılayışının kısa, özlü mesajıdır bu kounuşma.

GELİŞEN FUAR

Sanat Fuarı her yıl biraz daha gelişiyor, biraz daha yaygınlık kazanıyor.

Bir çok ressamın eserlerini bir arada görebilmek, heykellere dokunabilmek, Modern Sanat Müzesi'nden yoksun bir ülke için de önemli bir işlev üstleniyor.

Sadece ziyaretçiler değil, resim alıcıları da koleksiyonlarını zenginleştirebilirler.

Heykelin Türkiye'deki yeri hakettiği düzeyde değil.

Resim alanlar, yavaş yavaş evlerine heykel de koyuyorlar, bence altı çizilmesi gereken bir gelişme.

Heykelcilerin artışı, fuarda kendini belli ediyor.

Bazı galeriler tek sanatçıyla katılmışlar fuara.

O zaman ziyaretçi belli bir ressamın atmosferinde dolaşıyor, onun dünyasındaki ayrıntılara inebiliyor.

Türkiye İş Bankası Sanat Galerisi, sadece Şeref Akdik'in eserlerini sergiliyor. Ustaya saygı yoğunlaşması.

Karsu Tekstil Galerisi'nde Orhan Taylan'ın eserlerini görebilirsiniz.

Orhan Taylan'la bir eksiklikten söz ediyoruz. Bir iletişimsizlikten. Ressamlarla, edebiyatçıların, müzikçilerin birbirleriyle konuşmamaları, bilgi ve zevk alışverişinde bulunmamalarının herkese zararı var.

‘‘Annem aracılığıyla edebiyat dünyasının bir çok ustasıyla tanıştım, özellikle şiirin resmimi etkilediğini söyleyebilirim,' diyor Orhan Taylan.

GOYA ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER

Teşvikiye Sanat GaLerisi standında ilgi çekici bir çeşitlemeyi görmelisiniz.

On iki sanatçı Francisco Goya'nın '3 Mayıs 1808' tablosundan esinlenerek, çeşitlemeler yaratmış, ona nazire denilebilir belki de...

2 ve 3 Mayıs, İspanyolların Fransız istilacılara karşı mücadeleye başladığı tarihtir.

Alp Tamer Ulukılıç, Altan Çelem, Asaf Zeki Yüksel, Celálettin Tandoğdu, Doğan Paksoy, Ergin İnan, Komet, Mahir Güven, Olivier O.Olivier, Serdar Şencan, Temür Köran, Yavuz Tanyeli.

Hafta sonu, Türk resmini, heykelini değişik kuşakların emeklerinden seyredin.

Dünyanızı, kişiliğinizi renklendirin.

Görsel estetiğinizi tazeleyin.

Yazarın Tüm Yazıları