Doğan Hızlan: İki kalas bir heves

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Aydınlı üç tiyatro tutkunu, bir araya gelip oraya tiyatro uygarlığını getirmişler.

Tiyatronun büyük ustası Haldun Taner, 'Sersem Kocanın Kurnaz Karısı'nda tiyatro aşkını bir cümlede özetleyiverir: ‘‘Tiyatro, iki kalas bir hevestir.’’

Sayfamızda haberin ayrıntısını okuyacaksınız. Girişimcilerin, hobisi olanların, olmazı başardıklarını sanat tarihi bize örnekleriyle aktarır.

Ben tutkulu insanların, imkánsızın ardına düşenlerin hayranıyımdır. Çünkü onların yaktığı ateş sönmez, başkaları da onu besler. Belki de bir tiyatronunu ilk çekirdeği üç kafadar sayesinde atılmış olur.

Oyun seçimlerindeki isabete bakarsanız, tiyatro konusunda bilgi sahibi olduklarına karar verebilirsiniz.

Güner Sümer'in çok sevdiğim 'Yarın Cumartesi' oyununu sahnelemişler, şimdi de tiyatro edebiyatımızın gerçekten önemli bir yazarı Necati Cumalı'nın 'Derya Gülü'nü seyircilere sunacaklarmış.

Türk oyun yazarlarını tercih etmelerini de, seyirciye bizim tiyatro edebiyatımızı tanıtmaları açısından yararlı görüyorum.

Halkevleri'nin şimdi eski işlevlerini üstleneceğini düşünemem. İsmail Cem'in kültür bakanlığı zamanında, bu projeyi diriltmek, yeniden gündeme getirmek istemişlerdi.

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, insanlara sanatı sevdiren, düşünmeyi öğreten kurumların, o güne özgü bir gereksinimi karşıladığını kabul edebilirim.

Bence onların yerine Anadolu'daki bu tür girişimlerin desteklenmesi, gelişmesi için yardım edilmesi, daha çağcıl bir tutumdur.

* * *

AMATÖR tiyatro tutukunlarının bu sevdası benim hoşuma gitti.

Amatörlüğün karşıtı her zaman profesyonellik değildir.

Bana göre, gerçek profesyoneller, amatör ruhlarını kaybetmeyenlerden çıkar.

Bir filozofun dediği gibi, bir öğrenci daima öğrenci kalmakla hocasına en büyük kötülüğü ederse, bir amatör de öğrenmede profesyonel standartlara ulaşmak için çaba harcamazsa, o da merakın sığlığında kalır. Şimdi ben bu arkadaşların, Aydın'daki sanat dostlarımın girişimlerini büyütmelerini istiyorum.

Hatta biraz daha ileriye götürererek, tiyatro sevenlerin onlara yardım etmesini diliyorum.

Ben hep sanatın, festivallerin, bu tür girişimlerin, büyük şehirlerin dışına taşmasını savundum. Çünkü sanatın orada yaşayanların ayağına gitmedikten sonra, o şehirde varolacağına inanmadım.

Oraya orkestralar gidebilir, oraya tiyatrolar gidebilir. Orada yaşayanların bir tiyatrosu olması, bu gereksinimi duymaları önemlidir.

Üstelik biz hobisi az olan bir toplumuz. İşlerimizin içinde öylesine boğuluruz ki, ufkumuz öylesine onunla sınırlıdır ki, yaşamın çeşitliliğinin çağrısına kulak tıkarız.

İş yerimizden dışarıya adımımızı attığımızda, sudan çıkmış balığa döneriz.

Bir kere, bu arkadaşlar zamanlarını sanata adadıkları, hobilerini başkalarıyla paylaştıkları için övgüye değer bir iş yapmışlar.

* * *

BAYRAMLAR sevinç günleridir. Ben o tutkulu arkadaşların bayramlarını kutluyorum. Sanatla ilgilendikleri sürece, her gün bayram sevinci yaşayacaklarının ve yaşatacaklarının bilincine vardıkları için...



Yazarın Tüm Yazıları