Doğan Hızlan: Bozkırın edebiyatçısı öldü

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Orta Anadolu'yu, bozkırı şiirsel bir dille romanlaştıran Abbas Sayar da öldü.

Orta Anadolu insanının umarsız, acımasız yaşamının içine sevgiyi katmıştı Abbas Sayar. Yalnız kalmış ve kalacak kişilerin, şartlara direnme ile teslim olma arasındaki bıçak sırtında dolaşanların romancısıydı.

Abbas Sayar, ödüller aldı, yazdıkları okundu, beğenildi, onlardan övgüyle söz edildi.

Gözlem onun için birinci kaynaktı, tanıklığın inandırıcılığını sevgiyle, kırgınlıkla romana getirdi. Sanırım, tanıklığın, yaşamadan gelen gözlemlerin bir edebiyatçı için önemli malzeme olduğunu biliyordu.

Sayar da yazıcılıkta bu yöntemi tercih etti. Bozkırın insan coğrafyasını öyle alçakgönüllü bir ustalıkla anlattı ki, görmediğim topraklarla insanları onun eserleri sayesinde bütünleştirdim.

Can Şenliği romanını çok severim. Buruk bir lezzet bırakır okuyanda. Bir eşeğin insana yaşama sevinci verişinin duyarlı dünyasıdır. 'Can şenliği' sözünü o romandan sonra çok kullandım. Hüzünlü günlerimin ilacı oldu. Nicemiz can şenliği'ni bulduğumuzda sevinir, hayata bağlanırız.

Hepimiz aşk uğruna, dostluk uğruna, kendimizi aldatmak amacıyla da olsa, bir can şenliği arıyoruz.

Bir canlının nefes alıp vermesi veya kişnemesi.

Sait Faik'in yazdığı gibi, birinin arkamızdan Hişt!Hişt diye seslenmesi.

Yılkı Atı'nda; ekonomik koşullar yüzünden onu besleyemeyen insandan yana mı olursunuz, yoksa yavrusunu alıp çekip giden attan yana mı? Anadolu'nun insanı bozkırda çözümsüz bırakan sorular yığınından bir kaçı...

Onun kitaplarında; bir kentin, bir bölgenin yaşama biçimi bütün canlılığıyla belirir.

* * *

SAİT Faik'in Yaşasın Edebiyat'ını bir kez daha anımsadım.

Abbasz Sayar'ın ölümünden sonra, Fatih'teki kitaplığıma gitmeden, romanlarını kitapçılardan alayım dedim. Hepsi de tükenmiş. Dik Bayır dışında tek kitabı yok.

Ne yazmıştı Sait Faik? Mealen aktarayım:

Edebiyatçının olağan kaderini özetliyordu:

Bilmem kaç senesinde meşhur olursunuz. Bilmem kaç senesinde eserleriniz okul kitaplarına girer. Bilmem kaç senesinde unutulursunuz. Yaşasın edebiyat !

Unutuluştan, yokoluştan yakındığım zekávet sahibi bir dostum bu acımı daha da artıran, yüzyıl gerçeğini söyledi:

Önümüzdeki on yıl her açıdan, yazarlar açısından da trajik bir dönem olacak. Herkes ve her şey unutulabilecek.

Galiba kabul etmek zorunda kalacağımız bir gerçek.

* * *

ABBBAS Sayar'ı okuyun diyemiyeceğim. Onun kitaplarını tavsiye edememek bana acı veriyor. Çünkü kitaplarını bulamayacaksınız.

Edebiyatımız da,okurumuz da, yayıncımız da süreklilik duygusundan yoksun.



Yazarın Tüm Yazıları