Doğan Hızlan: Altın Ayı'nın Altın Yılı

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

BERLİN FİLM FESTİVALİ 50'nci yaşını kutluyor.Yarım yüzyıldır dünya sinemasının ustaları, sinema prodüktörleri bu kütür başkentine gelip, en büyük ödül Altın Ayı'yı kazanma umudunun gerçekleşmesini bekler.

Uluslararası yarışmalarda bizi sevindirmiş, övünebileceğimiz iki ödülümüz var.

Biri, Metin Erksan'ın Berlin Film Festivali'nde en büyük ödül Altın Ayı'yı Susuz Yaz ile kazanması.

Diğeri de; son günlerde tartışma gündemine getirilen Yılmaz Güney'in Yol filminin Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'yi alması.

Bu yılki Berlin Film Festivali'ne Türkiye'den Nuri Bilge Ceylan'ın Mayıs Sıkıntısı filmi katılıyor.

Ödül almasını yürekten dilerim, ödül almasa da orada bir Türk filminin bulunması gene de bir teselli.

Türk sinemasının, uluslararası bir yarışmada yer alacak kalitede olduğu kanısındayım.

Onun dışında Türk sineması değişik yarışmalarda ödül almadı değil, yönetmenlerimizin kazandığı ödüllerin hiç biri de, bu festivallerdeki ödüller kadar etkili ve ticari değil.

Hiç kuşkusuz üç büyük festivalde ödül kazanmanın önemli yanı, ödül alan filmin, dünya sinemalarında gösterilme olanağına kavuşması.

Yalnız o yönetmenin değil, yönetmenin mensup olduğu ülkenin sinemasına da ilgi ışıldaklarının yöneltilmesini sağlıyor.

Söz gelimi son yıllarda Çin sineması, İran sineması uluslararası seyirci önüne çıktı. Gümüş ekranda yeni seyirciler kazandı, değişik beğeniler karşısında sınav geçirdi.

Büyük ülkelerin sineması dışında, başka ülkelerin insanına eğilen filmler, benim açımdan ilgi çekici bir kimlik taşıyor.

* * *

SİNEMACI değilim, sinema eleştirmeni de.

Ancak Türk filmlerinin hepsini izliyorum diyebilirim. Sinemada kaçırdıklarımın video kaset kopyalarını edinip gene bilgisiz kalmamaya çalışıyorum.

Üstelik sinema eleştirmelerimiz, son yıllarda Türk sinemasının yeniden seyircinin ilgisini çektiğini, oybirliği etmişçesine yazıyorlar.

Gördüğüm filmlerin bazılarını da gerçekten seviyorum, beğeniyorum.

Demek ki belli bir kaliteyi tutturmuşlar. Belli bir düzeyleri var.

Eleştirmenlerden, sinemamız üzerine yazı ve kitaplar yazanlardan şu sorunun cevabını öğrenmek istiyorum:

Neden bu filmler yurt dışındaki yarışmalara -Cannes, Venedik, Berlin-katılamıyorlar. Ona ulaşamıyorlar.

Katılma, seçilme prosedüründen, ödül almaya kadar, bizim oraya ulaşamamamızın temel nedenlerini açıklayabilirler mi ?

Bu engeli aşmak için neler yapmalıyız ?

* * *

HER büyük uluslararası yarışmada, gözlerim yarışma programında Türk filmlerini arar.

Bir tanesinin bile adına rastlasam, gene de seviniyorum.

Yazarın Tüm Yazıları