Doğal yoldan ölmeyin

Önümde asistanım Dr. Ece Hattat’ın getirdiği bir bilgi notu var. Serbest çalışan bir diyet uzmanının hazırladığı bu bilgi notu önemli bir internet sayfasından alınmış.

Bilgi notunda erkeği sağlıklı yapan 21 beslenme desteği olduğu belirtiliyor. Bu 21 ürün arasında C vitamini, E vitamini, D vitamini ve B vitaminleri, Çinko, Magnezyum, Omega-3 yağlarından tutun, Naca, Rhodiola, Ginkgo ve Ginseng’den Karnitin’e kadar bir çok vitamin, mineral, besin desteği ve bitkisel ürün yer alıyor. Yazının giriş sayfasında bu ürünlerden bazılarının üreme sistemi ve prostata, bazılarının kasa, iskelete iyi geldiği yazılmış. "Sağlıklı bir erkek olmak istiyorsanız bu ürünleri almayı unutmayın" diyor diyetisyen arkadaşımız. Yani bedeninizi bir "besin desteği çöplüğü"ne çevirmeyi öneriyor!

Başka bir hasta için yazılmış tıbbi bir reçetede ise her derde deva onlarca ürün yer alıyor. Reçetenin içine bakırdan kroma, magnezyumdan kalsiyuma, CLA’dan sarmısağa, Karnitin’den yeşilçaya kadar ne varsa sıkıştırılmış. Anlayacağınız reçete bir "doğal ürün fuarı" günümüzde.

BÜYÜME HORMONU YAZAN BİLE VAR

Ve son bir örnek daha: Bu notu da bir egzersiz uzmanımız hastasına (egzersiz uzmanının nasıl hastası oluyorsa!) "Yağ kaybetsin, kas yapsın!" diye vermiş. Notta her gün düzenli olarak Arginin Ornitin- Lizin karışımının alınması, mutlaka belirtilen marka egzersiz desteği tozun birkaç kaşık yutulması ve her hafta düzenli olarak -dozu bile verilmiş- büyüme hormonu uygulanması gerektiği belirtilmiş. Egzersiz uzmanı ayrıca bu önerilerinin tümünün doğal şeyler olduğunu, herhangi bir zararın söz konusu olamayacağını da ısrarla belirtmiş. Anlı şanlı endokrinoloji uzmanlarının bile sadece çok özel cücelik sorunlarının tedavisinde kullandığı, reçeteye yazarken elinin titrediği, kalbinin sıkıştığı bu hormonu "spor hocamız" korkmadan tavsiye etmiş!

AZI KARAR ÇOĞU ZARAR

Değerli okurlar, eğer "doğal yoldan ölmek" istemiyorsanız, size "Doğaldır, rahat rahat kullanın, korkusuzca yutun, keyfinize bakın" diye verilen bu ve benzeri önerilerden uzak durun. Bu ürünlerin hangisinin ne kadar, ne dozda, nasıl kullanılacağını bilen kişilerin sayısı bir elin parmakları ile sınırlı. Bir arada kullanıldıklarında oluşabilecek sorunların boyutu, büyüklüğü bazen tahminlerin çok üzerinde olabiliyor.

Bu doğal maddelerin bir arada alınması vücut tarafından hiç de "doğal" karşılanmayabiliyor! Bunlar rastgele zamanlarda ve birlikte dikkatsizce kullanıldıklarında bedeninizde "doğal" olmayan tahribatlar oluşabiliyor. Eğer "doğal ürünlerle hastalanmak" ya da "doğal yoldan ölmek (!) istemiyorsanız" lütfen bu çok bilmiş ama sorumsuz kişilerin dahiyane ama bilinçsiz ve son derece tehlikeli önerilerinden uzak durun. Bir "doğal zayıflama hapı" yüzünden insanların başına neler geldiğini 3-4 haftadır okuyor, izliyorsunuz. Bunlar işin su yüzüne çıkan birkaç örneği. Doğal kaynaklı ürünlerle oluşan daha ciddi sağlık problemlerinin olduğunu lütfen unutmayın.

Çam kozalağı özütleri selülite faydalı

Çam kozalağı içindeki özel polifenoller, prosiyanidolik oligomerler ve fenolik asitlerle tam bir şifa deposudur. Antioksidan etkisi de olan bu bitkisel özüt cildin dermis tabakasındaki bağ dokusunu kuvvetlendiriyor, kollajen ve elastinin vücutta parçalanmasını önlüyor. Ayrıca kan damarları üzerinde de olumlu etki göstererek toksinlerin atılımını hızlandırıyor. Tüm bu özellikleriyle selülite adeta savaş açan çam kozalağı özütlerini selülitinizi azaltmak için kullanabilirsiniz.

Ülser hastaları Ramazan’da nasıl beslenmeli (2)

n İftar sonrası yatana kadar geçen sürede, asitli besinleri içermeyen ara öğün tüketmeyi ihmal etmeyin. Bu besinlerin aşırı sıcak veya aşırı soğuk olmamasına özen gösterin.

n Sirkeli veya limonlu salata, turunçgillerden oluşan meyve suyu, kola veya gazoz gibi asitli besinlerin, uzun süredir boş olan ve asit miktarı artmış, sindirim sisteminize zarar vereceğini unutmayın. Bu besinler ile orucunuzu açmayın.

n Dışarıda tüketilecek iftar mönülerinde, yemeklerini sıvıyağ (mümkünse zeytinyağı ile) yapan güvenilir lokantaları tercih edin.

n Kebap, lahmacun, köfte vb içerisine ne girdiğinde emin olmadığınız karışık et ürünleri ile orucunuzu açmayın.

n Acılı, baharatlı besinleri tercih etmeyin.

n Gün boyu susuz kalan vücudunuzun sıvı ihtiyacını mutlaka karşılayın.

n Yemekler ile birlikte sıvı almayın. Yemeklerde 15-20 dk sonrasında sıvı alabilirsiniz. İftar sonrasında sıklıkla içilen çay veya kahve için 1-2 saat kadar bekleyin. Bu içeceklerin boza ya da koyu kahve gibi koyu kıvamlı olmamasına dikkat edin. Açık çay veya kahve veya ıhlamur, rezene, adaçayı gibi bitki çaylarını tercih edebilirsiniz.

n Pişirme yöntemi olarak, kızartma veya kavurma ile yapılan besinleri tercih etmeyin. Izgara, fırın, haşlama veya buharda pişirilmiş besinleri rahatça tüketebilirsiniz.

Besin-ilaç etkileşimine dikkat

Yemek yediğinizde besinler ağızdan mideye, sonra da besinlerin emiliminin geçekleştiği ve kan dolaşımına geçerek tüm vücuda dağıldığı ince bağırsağa geçer. Ağızdan alınan ilaçlar da benzer bir yol izler. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bazı besin ve ilaçların birbirinin etkilerini bozabilmesidir. İşte bunlardan bazıları:

- Bazı besin ya da ilaçlar sindirim sisteminin asit seviyesini değiştirir. Bu durumda besinler daha az emilir. Örneğin mide asidik olduğunda demirin emilimini en iyi şekilde yapar. Bu nedenle anti-asit ilaçlar kullanmak demir emilimini azaltır.

- Bazı besin ya da ilaçlar besinlerin sindirim sistemine geçiş hızını değiştirir. Örneğin kuru erik yediğinizde ya da laksatif ilaçlar kullandığınızda, sindirim hızınız artar ve ilaç ya da besin emilimi için daha az vakit kalır.

- Bazı besinler ya da ilaçlar birleşerek vücudun parçalayamayacağı bileşikler oluştururlar. Sonuç olarak daha az besin ve ilaç emilir. Bunların en iyi bilinen örneği kalsiyum ve bir antibiyotik gurubu olan tetrasiklinler arasında oluşur. Bunlar bir arada alındığında emilimleri azalır.

- Bazı besinler ve ilaçların kimyasal yapıları benzerdir. Onların aynı anda alınması vücudu besinin emilimi konusunda şaşırtır. Örneğin kan pıhtılaşmasını sağlayan K vitamini almak veya K vitamininden zengin yeşil yapraklı sebzeleri çok tüketmek kan pıhtılaşmasını önleyen Warfarin adlı ilacın etkisini yok edebilir.

- Bazı besinlerin içerdiği kimyasallar belirli ilaçların yan etkilerini artırıp azaltabilir. Örneğin kahve, çay ve kola gibi içeceklerdeki kafein, anti-histaminik gurubu allerji ilaçlarının ve bazı depresan ilaçlarının yatıştırıcı etkilerini azaltır. Kafeinin sinirlilik ve uykusuzluk gibi etkileri ise dekonjestan (geçici olarak burun tıkanıklığını geçiren bir ilaç) içeren bazı diyet hapları ve soğuk algınlığı ilaçları ile alındığında artmaktadır.

n Diyetisyen İrem Çelik

(Nutrition for Dummies’den yararlanılmıştır.)


Amaç kilo vermek değil kilo korumak

Oruç tutmaya başlamadan önce uyguladığınız herhangi bir kilo verme programı varsa, bu dönemde kilo vermeyi hedeflemek yerine kilonuzu korumak kaldığınız yerden programınıza sağlıklı bir şekilde devam etmek açısından daha uygundur. Öğün saatlerinde meydana gelen değişikliği kontrol altına almaya çalışan vücudunuz, bir de ihtiyacı olan enerjiyi, vitaminleri, mineralleri, posayı kısacası devamlılığını sürdürmek için gerek duyduğu mikro ve makro besin öğelerini sağlayamadığı süre boyunca halsizlik, konsantrasyon güçlüğü, baş ağrısı, sinirlilik gibi sorunlar ortaya çıkacaktır.

Ayrıca vücut ısısında düşme, mide asitinde artış, vücudun su oranında azalmaların meydana gelmesi bu dönemde doğaldır. Bununla birlikte kilo vermek adına enerji alımını sınırlı tutmaya çalışmak oruç tutma esnasında ortaya çıkan bu süreçleri bir sağlık sorunu haline getirebilir. Günlük alınan kalorinin 1400-1500 kalori altında kalmamasına özen gösterilmeli ve besin çeşitliliği konusunda doğru seçimler yapılmalıdır.

Ramazan özel

- Aşırı tuz tüketiminden sakının: Et ve sebze yemeklerinizi sarmısak, soğan, domates, hardal ve karabiber kullanarak lezzetlendirebilirsiniz.

- Karbonhidrata dikkat: Karbonhidrat alımınıza dikkat edin ve özellikle posadan zengin (kepekli pirinç, kepekli makarna gibi) karbonhidrat kaynaklarını tercih edin.

- Tatlıyı tadında bırakın: Aşırı miktarda şeker ve şekerli besinler tüketmekten sakının.

- Sigara tüketiminize dikkat edin: Fazla miktarda içilen sigara; bu dönemde ihtiyacınız olan vitaminleri, metabolitleri ve vücudun enzim sistemini olumsuz yönde etkiler.

- Egzersizi unutmayın: İftardan 2 saat sonra egzersiz yapın. Yürüyüş, gibi hafif egzersizleri tercih edin.
Yazarın Tüm Yazıları