Dil zaptiyeleri, bu yazıyı iyi okuyun

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Fransa Kültür Bakanı Claude Allegre'nin söylediklerini sayfamızda okudunuz.

Artık dil şovenizminin iflas ettiğini itiraf ediyor. Dilde korumacılığın fos çıktığını, kimsenin dilinin tutulamayacağını, imrenilecek bir gerçekçilik anlayışıyla açıklıyor.

Şimdi, Fransızdan daha Fransız olacaklara bu bakana karşı bir protesto kampanyası başlatmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü bu kötü bir örnek olabilir, sonra önleyemezsiniz.

Bizim dil korumacıları da, teknoloji çağından önceki bir dünya görüşüyle, Türkçeyi yabancı dillerin tasallutundan korumaya hazırlanmışlardı. Tam dili kurtaracaklardı, ve Fransa'yı örnek göstereceklerdi ki, bu haber pişmiş aşa su kattı.

Bence bizdeki tasarı yasalaşsaydı, daha ilk gün kadük olurdu.

Ben, yazımda M.Allegre'nin savunuculuğunu yapmıyorum, ancak gerçekçi tutumunu takdir ediyor, kutluyorum.

Yabancı dillerin bir başka dili işgal etmesini, kültür müstevlisi olmasını da bağışlayamam.

Ancak izanı olanların, yaşamla kültür, dille kültür arasında bağ kurunca bu haberi iyi değerlendireceklerini umuyorum.

M.Allegre, 1994'te çıkan yasanın kadüklüğünü cümle aleme ilan ediyor.

Uygulanmayan bir yasanın, hayata geçirilemeyen hukukun boşluğunu bildiği için bu konuşmayı yapmış.

***

DİLİ korumanın başka yöntemleri vardır. Elbette ulusal dilin gelişmesi, yaygınlaşması, doğru ve güzel konuşulması, kullanılması için çalışmalar yapılır.

Gelin görün ki, M.Allegre, bunun dayatmayla, zaptiyecilikle gerçekleşmeyeceğini ve gerçekleşmediğini anlatmak istiyor.

Türk dilinin en iyi örneklerini okutursanız, genç kuşaklara edebiyatın tadını verirseniz, dil bilinci kazandırabilirsiniz.

Ama siz kitapları, edebiyatı tavsiye yerine, çarşı ingilizcesini yasaklarsanız, gülünç olursunuz.

Bir mağazanın ismini Türkçe görünce, hemen dil bilincim mi gelişecek? Onu gördükten sonra, eve koşup hemen kitap okumaya mı başlayacağım?

Daha önceki yazılarımdan birinde, Fransız sanayicilerinin bu dil yasağına karşı isyanlarından söz etmiştim.

Meslek dillerinin ingilizce olduğunu söylüyorladı, bu yüzden de uluslararası ticaret ortamında, ingilizce konuşup ingilizce yazıyorlar.

Teknolojide, bilimde ileri giden ülkenin dili hangisiyse, o dil egemenliğini kabul ettirir.

Evet, siyasi mandacılığa hepimiz karşıyız, ama dil mandalığına çok zor direniliyor.

Teknoloji, bilim bu direnci kırıveriyor.

Bilgi çağında en çok bilgi hangi dildeyse, o dil kullanılır.

İnternet'e açılanlar, uluslararası dil olan ingilizceyi kullanacaklardır.

Fransızca gibi uluslararası bir dilin bu durumu, yerel bir dil sayılan Türkçe için çok daha büyük boyutlarda bir eksidir.

Artık dilin de globalliğini kabul etmek zorundayız. İkisi de dünya dili olduğu halde biri kazandı. Türkçeyle ne yapabileceğimizi, yasa taslağını hazırlayanlara bir kez daha sormak gerekiyor.

***

BİZİM dil zaptiyelerinin bir kalesi daha düştüğü için üzgünüm ama artık onlar da sözlüklerine global kelimesini eklesinler lütfen.

Yazarın Tüm Yazıları