Dikkat, hipertansiyon hedef organları vurur

Hipertansiyonlu hastalar için en önemli tehdit, ‘hedef organlar’da oluşabilecek ağır hasardır.

Kalbiniz (kalp yetmezliği, koroner arter hastalığının hızlanması, kalp krizleri), beyniniz (felç -inme- oluşması, bellek sorunları), gözleriniz (retina kanamaları) ve böbrekleriniz (böbrek yetmezliği) en önemli hedef organlardır.

KAN basıncınızı düzenlemek için ilaçlardan hangisinin kullanılacağını belirlemede veya aynı ilaçla başka bazı sorunlarınızın da çözümünde hipertansiyona eşlik eden diğer sağlık sorunlarınızın da bilinmesi gerekir.

Doktorunuz kan basıncı yüksekliğine eşlik eden diğer sağlık sorunlarınızı da dikkatle araştıracaktır. Özellikle kolesterol, trigliserit, homosistein, kan şekeri ve ürik asit yüksekliği gibi kalp ve damar riskinizi arttırıcı bazı sorunları etraflıca tetkik edecektir. Hipertansiyonunuzun süresini, ölçülen en yüksek kan basıncı değerlerinizi, daha önce kullandığınız ilaçlar ve bu ilaçları kullanırken karşılaştığınız yan etkileri de soracaktır. Kullandığınız bazı ilaçları (burun tıkanıklığını gidermede faydalandığınız burun damlaları, glokom tedavisinde yararlandığınız göz ilaçları, romatizmal sorunlarınız için yararlandığınız ağrı gidericiler, alerji sorunlarınız için önerilen kortizonlu spreyler veya tabletleri) doktorunuz mutlaka bilmelidir. Doktorunuza giderken bu bilgileri içeren notları hazırlamalı, eğer varsa mevcut sağlık dosyanızı mutlaka yanınıza almalısınız.

YAŞAMINIZI DEĞİŞTİRİN

Hipertansiyonlu hastalarda kan basıncı yüksekliğini tetikleyen en önemli etkenler, kilo artışı, stres, sigara kullanımı, tuz tüketiminde fazlalaşma, uykusuzluk, aşırı miktarda kahve tüketimi ve özellikle erkeklerde kullanılan alkol miktarının artışıdır. Doktorunuzun bu yöndeki sorularına doğru yanıtlar vermeli, yaşam biçiminiz ve beslenmenizdeki yanlışları doğru aktarmalısınız. Riskinizi yükseltecek diğer sağlık sorunlarınızı da (LDL kolesterol yüksekliği, HDL kolesterol düşüklüğü, trigliserit yüksekliği, ürik asit düzeyinde uzun süredir var olan fazlalaşma, şeker hastalığı, böbrek taşı ve tekrarlayan enfeksiyonlar) doktorunuza aktarmayı unutmamalısınız.

TEDAVİYE BAŞLARKEN

Hipertansiyon tedavisi kolay, ama özen gösterilmesi gereken bir sağlık sorunudur. Kan basıncı yüksekliği olmasına rağmen ona gereken dikkati göstermemekle yaşam kalitesini bozan komplikasyonlarla karşılaşma (inme, kalp yetmezliği, enfarktüs, göz kanamaları, böbrek yetmezliği) ve yaşam sürenizin kısalması olasılığı artar. Hipertansiyonun mümkün olduğunca erken saptanması, tedavinin en uygun ilaçlarla ara vermeden (ömür boyu) sürdürülmesi gerekmektedir. Sistolik kan basıncı (büyük tansiyonda artma) yüksekliğinin en az diastolik kan basıncı (küçük tansiyonda artış) yüksekliği kadar önemli ve tedavisinin zorunlu olduğunu bilmelisiniz. Yaşam biçimi değişikliklerinin özellikle hafif hipertansiyonlu bir hasta iseniz ilaç kullanımına gerek olmadan bile sorununuzu çözülebileceğini de bilmenizde yarar var.

TEDAVİDE UYUM

Doktorunuzun size önerdiği ilaçları, önerdiği dozlarda ve zamanlarda düzenli olarak almaya özen göstermeniz, kullandığınız ilaçlarda dozaj ve zamanlama değişikliklerini doktorunuz önermedikçe yapmamanız gerekmektedir. Size önerilen herhangi bir ilacın kan basıncınızı etkileyip etkilemediğini doktorunuz veya eczacınızdan öğrenmeye çalışın. Kullandığınız bazı besin destekleri ve bitkisel ürünlerin kan basıncınız üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğini (efedra içeren zayıflama ürünleri, 5-HTP içeren destekler, melatonin, meyan kökü ekstresi ihtiva eden ürünler, reçetesiz satılan PPO ihtiva eden grip-nezle-soğuk algınlığı ilaçları, aşırı miktarda sodyum ihtiva eden tüm destekler) unutmayın.

ÖNCE TUZDAN KURTULUN

Sağlıklı bireylerin günlük 2400 mg sodyum alması ve bunun üzerindeki miktarlarda sodyum alımını azaltması gerekmektedir. Bu miktar ortalama bir yemek kaşığı sodyum kloritten (tuz) sağlanmaktadır. Beslenmenizde aşağıda belirtilen sodyum değelerini göz önünde bulundurun:

1/4 yemek kaşığı tuz=600 mg sodyum

1/2 yemek kaşığı tuz=1200 mg sodyum

3/4 yemek kaşığı tuz=1800 mg sodyum

1 yemek kaşığı tuz=2400 mg sodyum

1 yemek kaşığı karbonat=1000 mg sodyum

Besinlerin çoğu yapılarında sodyum elementini doğal olarak bulundurmaktadır. Güncel beslenme sürecinde alınan sodyumun büyük bir kısmı ise besinlerin hazırlanması veya işlenmesi sırasında sonradan eklenmektedir. Hazır veya paketlenmiş besinleri alırken mutlaka içindekiler kısmını okumalısınız. Birçok farklı sodyum bileşiği besinlere sonradan değişik oranlarda eklenmektedir. ‘Sodyum’ kelimesinin veya ‘Na’ simgesinin besinlerde sodyum bileşiklerinin varlığını gösterdiğini bilmelisiniz.

SAKINILMASI GEREKEN SODYUM BİLEŞİKLERİ

Tuz (sodyum klorür): Pişirme sırasında veya sofrada besinlere eklenen mutfak tuzudur.

Monosodyum glutamat (MSG): Besinlere pişirme sırasında eklenir. Birçok paketlenmiş, konserve edilmiş ve dondurulmuş besinde koruyucu olarak kullanılmaktadır.

Karbonat (sodyum bikarbonat): Ekmek ve keklerin kabartılmasında çok sık kullanılır. Hazımsızlık şikayetleri olan kişiler mide asidini gidermek için kullanmaktadır.

Disodyum fosfat: İşlenmiş peynirlerde ve bazı kahvaltı gevreklerinde bulunmaktadır.

Sodyum aljinat: Birçok çikolatalı süt ve dondurmada pürüzsüz bir karışım elde etmek için kullanılmaktadır.

Sodyum benzoat: Hardal, salça veya salata sosu gibi karışımlara koruyucu olarak katılmaktadır.

Sodyum hidroksit: İşlenmiş besinlerde yumuşaklık sağlamak, olgulaşmış zeytinlerin, çeşitli meyve ve sebzelerin yüzeylerini yumuşatmak için ilave edilmektedir.

Sodyum propionat: Pastörize edilmiş peynirlerde, bazı ekmek ve keklerde küf gelişmini engellemek için kullanılmaktadır.
Yazarın Tüm Yazıları