Devlet sanatçısı

Selim Akçin
Haberin Devamı

Bir ödül aldı hayatı değişmedi. Son kitabı ‘‘Benim Adım Kırmızı’’yla yeniden gündeme gelen Orhan Pamuk'tan ve reddettiği Devlet Sanatçısı unvanından bahsediyorum. Son günlerin en tartışılan konusundan yani. Haftalarca kim sanatçı sorusu tartışılmıştı malumunuz. O soru gitti yerini kim Devlet Sanatçısı olur kim olmaz aldı. Kimileri devletin değil milletin sanatçısı olur dedi. Kimileri ne var bunda dedi. Konu uzun. Ama ben her ikisine de katılmadığımı söylemeliyim. Çünkü gerçekten devletin sanatçısı diye bir şey artık kalmadı. Kalması da manasız. Devletin memuru olur da sanatçısı, kavramın içeriği itibariyle olmaz. Ama milletin sanatçısı diye de bir şey yok. Ünlü İngiliz şairi Oscar Wilde dünyanın en güzel şiirlerini yazdı. Ama yaşadığı dönemde cinsel tercihinden dolayı devlet hapse attı, milleti de ona ödüller vermedi. Bugün kitapları milyonlar satıyor, hayatının anlatıldığı film kapalı gişe oynuyor, Tony Blair heykelini dikti. Milletin sanatçısı olamadı ama dünyanın sanatçısı oldu.

İşte bütün detaylarıyla tartışılmaya ihtiyacı olan bu konu gündemdeyken Ali Kırca, ‘‘Siyaset Meydanı’’nda seçimi tartışmayı tercih etti. Ama seçim haftaya da tartışılabilirdi sanırım. Aynı saatlerde ise Hulki Cevizoğlu, Devlet Sanatçılığını tartışmaya açtı. Konukları bana pek parlak gelmedi. Ama telefonla katılan çok sayıda isim görüşlerini bildirip konuyu zenginleştirdi. Gazeteci Uğur Dündar, pop şarkıcısı Zerrin Özer, Kültür Bakanı İstemihan Talay bu isimlerden yalnızca birkaçıydı. Ve görünen o ki herkes hem verilen son ödüllerden rahatsızdı hem de bizzat kavramın kendisinden.

Ortada verilen çok sayıda ödül, bu ödülü alamadığı için üzülenler, aldığı için memnun olmayanlar ve bütün bunlara karşı çıkanlar var. İşte böyle ‘‘hayati’’ bir konu ‘‘Siyaset Meydanı’’nca atlandı, ‘‘Ceviz Kabuğu’’nda yeterince renkli işlenemedi. Bence sıra Savaş Ay'da. Sanıyorum son haftalarda edindiği tartıştırma geleneği ve izlenme oranıyla o bunun altından kalkar.



Yazarın Tüm Yazıları