Derbi öncesi verilen yemekte yalnızca Ortega zehirlendi

BeÅŸiktaÅŸ maçının birkaç gün öncesiydi. Takım ve yöneticiler, bir lokantada moral yemeÄŸi yiyordu. 30 kiÅŸiye hiçbir ÅŸey olmadı, Orgeta rahatsızlandı. ‘‘Ortega'nın yemeÄŸine ilaç atmasınlar?’’ söylentisi çıktı. Ä°ddialar öylesine ileri gitti ki, takımdan birinin bu iÅŸi tezgahladığı bile söylenmeye baÅŸladı. Ve iddialar yönetime kadar taşındı. Ortega Fenerbahçe ile yollarını ayırınca, kriz de dondu.BEŞİKTAÅž maçının birkaç gün öncesiydi... Sarı lacivertli futbolcular ve teknik heyet, TaÅŸdevri Restorant'ta, moral yemeÄŸi yiyorlardı. Kebaplar yendi, pastalar kesildi. Dışarıya yansıyan mutlu bir tablo vardı. Sarı lacivertli futbolcular maç öncesi streslerini dışarıya yansıtmıyor, mutluluk pozları veriyorlardı.Yemekten sonra herkes akÅŸam antrenmanında buluÅŸmak üzere arabalarına binip dağıldı.Samandıra Tesisleri'ndeki idman saat 18.00'deydi.TaÅŸdevri Restorant'ında yemek yiyen yaklaşık 30 kiÅŸilik ekip idman sahasında hazırdı. Ama bir kiÅŸi eksikti: Ariel Ortega...Ä°SHAL OLDUGazetecilerin meraklı sorularına, Basın sorumlusu Necmi Gülümsel, ‘‘İshal oldu’’ yanıtını verdi.Bu herkesin başına gelebilecek bir durumdu. Nitekim ‘‘ishal’’ problemi ile boÄŸuÅŸan Ortega 1-0 kaybedilen BeÅŸiktaÅŸ maçında ilk on birde oynayamadı ve kulübedeki yerini aldı. Fenerbahçe kaybetmiÅŸti. BeÅŸiktaÅŸ ile puan farkı 9'a yükselmiÅŸti. Sarı lacivertliler bu puan farkının kapanacağına inanıyordu. ‘‘Şansımız devam ediyor’’ demeçleri birbirini kovalıyordu. Ama Fenerbahçe baÅŸka bir álemdi. Dedikodu mekanizması da mükemmel çalışıyordu.Herkesin aklı, ‘‘ishal’’ olayına takılmıştı.- 30 kiÅŸi yemek yer, sadece bir kiÅŸi mi o yemekten ishal olur?- Bunda bir iÅŸ var?- Sakın Ortega'nın yemeÄŸine ilaç atmasınlar?Bu iddialar öylesine ileri gitmiÅŸti. Takım içinden birinin bu iÅŸi tezgahladığı bile söylenmeye baÅŸlamıştı. Bu iddiaları yönetime bile taşımışlardı.‘‘Acaba’’ sorusunu kimse kafasından atamıyordu.Sonunda Ortega, Fenerbahçe ile yollarını ayırdı. Ve ayrılık perde arkasında yaÅŸanan ‘‘ishal krizini’’ dondurdu. Ama Fenerbahçe'de krizler hiç bitmedi. Transfere milyonlarca dolar para harcayan, dünyanın en büyük yıldızlarına sahip olan sarı lacivertli camia mutluluÄŸu yakalamadı. Fenerbahçe taraftarı, bu sezon bir kez, sadece bir kez gülebildi.6-0'lık G.Saray galibiyeti tüm dertlerini unutturdu sarı lacivertlilere.Ãœstelik, Ortega'nın oyundan atılmasıyla 10 kiÅŸi oynamışlar ve tarihi bir fark elde etmiÅŸlerdi. Kadıköy'ü dolduran 55 bin taraftar ve milyonlarca Fenerbahçeli maçtan sonra espri üzerine espri yaÄŸdırıyorlardı ezeli rakiplerine...‘‘Kasım isminde bir futbolcu transfer edip 6 numaralı formayı giydirelim.’’ (Maç 6 Kasım'da oynanmıştı)‘‘Fener altılı buldu’’‘‘MondragON deÄŸil MondraALTI’’Fenerbahçe sarhoÅŸ olmuÅŸtu. 6-0 tüm sorunların üstünü örmüştü. KONYA YENÄ°LGÄ°SÄ°Ama bu sevinç uzun sürmedi. Fenerbahçe, Türkiye Kupası maçında Konyaspor'a, 2. Lig'de mücadele eden rakibine yenilip elendi. Yıllardır, baÅŸarıyı hedefleyen Fenerbahçe'de beklediÄŸinin tam aksine, ‘‘BaÅŸarısızlıkta’’ bir istikrar yakalamıştı.Camia artık sadece yıldız futbolcuların transferleri ile tatmin olmuyordu. ‘‘BaÅŸarıda istikrarı’’ hedefleyen yeni modeller üretmeye baÅŸlamışlardı. Fenerbahçe'nin, ‘‘İkinci Cumhuriyetçileri’’ önerilerini şöyle sıralıyorlardı:YÖNETÄ°MDE DEVRÄ°M ÅžARTYönetim devrimi gerçekleÅŸtirilmeli.Amatör gönüllü yöneticiler yerine Fenerbahçe gibi bir markayı profesyoneller yönetmeli.Genç ve çok deÄŸerli üyeleri aktif görevlere taşımalı.Evet, Fenerbahçe bir yol ayrımında... Krizlerle beslenen bir camia, 2000'li yıllarda, ‘‘Ya yeni bir yol bulacak, ya da yeni bir yol yapacak’’Aziz Yıldırım, kulübü monarÅŸi gibi yönetiyorFenerbahçe’nin düzlüğe çıkabilmesinde en önemli etken, birlik ve beraberlik olacaktır. Ancak bugüne kadar, Aziz Yıldırım yönetiminde sergilenen tabloda en önemli eksiÄŸinde bu olduÄŸu açıkca görülüyor. Aziz Yıldırım'ın ve yönetimindeki bazı arkadaÅŸlarının yönetim anlayışı, Fenerbahçe'ye yakışan demokratik bir anlayıştan ziyade, monarÅŸiye benzer bir anlayıştır. Bu zihniyetteki anlayışların, yüzyıllarca hiç bir yönetimde istikrar saÄŸladığı da görülmemiÅŸtir. BaÅŸkan ve yönetimin, eleÅŸtirileri suçlama olarak algılamaları, kötü gidiÅŸin baÅŸlangıcıdır. Oysa böylesine büyük bir camiada yapılan eleÅŸtirilerin tümü Fenerbahçe içindir. Bunu anlayabilecek olgunluktaki yönetimler baÅŸarılı olur. Sportif baÅŸarısızlıklar yaÅŸansa dahi, camia tarafından her zaman desteklenir. Son yaÅŸanan Ortega örneÄŸinde olduÄŸu gibi, yapılan bu hatalar zinciri eleÅŸtirilere kulak asılmadığı ve ‘‘ben bilirim’’ zihniyetinde olunduÄŸu içindir. Türkiye Cumhuriyeti ve Fenerbahçe Cumhuriyeti pek çok konuda paralellik gösterir. Bu ülkenin KurtuluÅŸ Savaşı'nda ÅŸehit olan, bir manga Fenerbahçeli futbolcunun birlikteliÄŸi ile bugün masaların başında bu camiayı yönetmeye çalışanların birlikteliÄŸi arasında çok büyük fark vardır. Tek kurtuluÅŸ, birlik ve beraberliktir. Altyapıyı baÅŸardı, kulüp yönetimini baÅŸaramadıFenerbahçe, Aziz Yıldırım döneminde, birçok geliÅŸmiÅŸ ülkenin ünlü kulübünü imrendirecek tesisleÅŸme atılımları yaptı. Ayrıca Fenerbahçe, saÄŸlam gelir kaynaklarına kavuÅŸtu. Bundan böyle Fenerbahçe'yi yönetecekler, büyük maddi sıkıntıları göğüslemek zorunda kalmayacaklar. Büyük Fenerbahçe camiası baÅŸarının mimarı Aziz Yıldırım'ı hiçbir zaman unutmayacak. Ancak tarihi altyapı devrimine imza atan Aziz Yıldırım ne yazık ki, aynı baÅŸarıyı, yönetim anlayışını çaÄŸdaÅŸ bir çizgiye oturtmakta gösteremedi (Sözlerim yanlış anlaşılmasın. Yönetimde Atilla Kıyat gibi, bazı genç arkadaÅŸlar gibi, çok deÄŸerli Fenerbahçeliler var.) Benim kurumsallaÅŸmadan anladığım, yönetimin profesyonel kiÅŸiler tarafından üstlenilmesidir. Åžu Ortega fiyaskosuna bakın! Transfer ediliÅŸinden gidiÅŸine kadar yaÅŸanan süreç, kelimenin tam anlamıyla skandal. Çadır tiyatrosunun bile kendine özgü gelenekleri, ÅŸaÅŸmaz kuralları ve profesyonel disiplini vardır. EÄŸer gerçekten profesyonel yönetim anlayışı kulübümüze egemen olabilseydi, Ortega rezaleti asla yaÅŸanmaz, her kafadan farklı sesler çıkmazdı. OÄŸuz Çetin konusunda da yanlış yapıldığına inanıyorum. Mustafa Denizli ve Werner Lorant baÅŸarısız kabul ediliyor ama, her ikisinin de yardımcısı olarak sorumluluk üstlenen OÄŸuz Çetin, baÅŸarılı bulunuyor! Neresinden baksanız, eÅŸyanın tabiatına aykırı bir durum! O zaman akla ÅŸu soru geliyor:Acaba OÄŸuz Çetin hangi baÅŸarısının ödülü olarak takımın başına getirildi? Yoksa OÄŸuz Çetin'in trübünlerden görülemeyen baÅŸka baÅŸarıları mı var? Altını çizdiÄŸim bu gerçeÄŸin bana göre Ortega rezaletinden farkı yok. Fenerbahçe'nin bize özgü ‘‘arabesk’’ sorunlardan kurtulabilmesi için altyapı devriminin gerekli kıldığı çaÄŸdaÅŸ yönetim anlayışını yaÅŸama geçirmek zorundayız.Birilerinin tavsiyesi ile teknik direktör alınmazFenerbehçe’de taÅŸlar birtürlü yerine oturamadı. Yanlış antrenör seçimleri, yanlış transfer politikaları, plan ve programdan yoksun bir yönetim, iÅŸleri tümüyle berbat etti. Hiçbir antrenör, alınırken doÄŸru dürüst araÅŸtırılmadı. Onun bunun tavsiyesi ile, takımın başına teknik direktör getirildi. BeÄŸenilmedi, ‘‘Sil baÅŸtan’’ yapıldı. Transferler ise tam bir skandaldı. ÖrneÄŸin, Revivo, Rapaiç, Ceyhun, Yusuf gibi oyuncuların bulunduÄŸu bölgeye, 22 milyon dolar verilerek Ortega transfer edildi. Halbuki bu takımın yıpratıcı özelliklere sahip, kaliteli bir santrforu yoktu. SaÄŸ dışta 5 yıldır randımanlı oynayan bir oyuncu bulunamazken sol dışta Abdullah ve Ali Akdeniz'in yanına Cem Karaca ve zaman zaman stoperde oynayan Ä°smail Güldüren alındı. Washington'un ‘‘şeker hastası’’ olduÄŸu bilindiÄŸi halde, transfer edildi. Keza, Ortega'nın Ä°talya'da Ä°spanya'da oynarken yarattığı huzursuzlukları ve uyumsuzluÄŸunu bilmeyen, bir tek Fenerbahçeli yöneticilerdi: Stadı dört dörtlük yaptılar ama, tribünleri dolduran insanların hepsi mutsuz, umutsuz: Yöneticiler keÅŸke, içinde mutlu insanların bulunduÄŸu daha sade, daha basit tesisler inÅŸa etselerdi de, kulübü düzgün yöneterek bu taraftara, bu acıları yaÅŸatmasalardı!YARIN Mustafa Denizli ne diyor?Â