‘Deprem Vahit’ten yeni bir iddia

DEPREM konusunda 1999'dan beri araştırmalar yapan ve bu konuda bir cihaz geliştiren Vahit Okumuş (Deprem Vahit) ile üç yıldan beri konuşmuyorduk. Dün aradığında ‘‘Size önemli bir kayıt düşmek istiyorum’’ dedi.

Güney Afrika bölgesinde deprem olacağını söyledi. Aynen aktarıyoruz:

‘‘Güney yarımkürede 13 Haziran cumayı cumartesiye bağlayan gece saat 22.00'den 04.22'ye kadar olan süre arasında çok şiddetli bir çalkantı bekliyorum. Bu depremden Namibya, Angola, Güney Afrika, Mozambik, Tanzanya, Kongo, Malezya, Zambiya ve Magakaskar gibi ülkelerin bulunduğu bölge etkilenecektir. O saatler arasında o bölge insanlarının evlerine girmemesini, deniz kıyılarında bulunmamasını dilerim.’’

İTÜ Yüksek İnşaat Mühendisliği'nden mezun olan Okumuş, 20 yıldır çeşitli buluşlar üzerinde çalışıyor. Kendisini 'iyi ve iddialı bir fizikçi' olarak tanımlıyor. Depremle ilgili araştırmalarını 17 Ağustos'tan sonra yoğunlaştırmış... ‘‘Şimdi beklediğim bazı verileri yakalayınca bunun sizce dünya kamuoyuna duyurulmasını istiyorum’’ dedi.

Burada daha fazla ayrıntıya girmek istemiyoruz ama Okumuş'un söyledikleri özetle şu:

‘‘Bu benim Kadıköy'deki evimde yaptığım bir çalışma; dünyadaki yer hareketlerini yıllardır izliyorum. Güney yarımküredeki bu hareketten endişeliyim. Ortadaki cihazlara göre 7'nin çok üstünde olacaktır. Bundan sonra Kuzey yarımkürede de çökmeler olacaktır.’’

Bunu Türkiye'deki bilim adamlarıyla konuşuyormusunuz?

- Bu yeni bir bilim, daha doğrusu yeni bir bilimsel buluştur; teknolojik bir bulgu değildir. İlim adamı bilinen bilgileri bilendir. Bilim adamı ise bilinmeyenleri bilendir, doğanın kanununu bulandır. Mesela Newtron, Einstein gibi... Benim bulduğum yeni bir bilim, bir cihazla kontrol ediyorum. Artçıları dakika dakika alıyorum. İşaret ettiğim tehlike için de iki gün içinde kesin verileri alacağım. Ben bu olayı 1999'dan beri bekliyorum, gecikseydi daha kötü olabilirdi.

Siz bunları anlatıyorsunuz ama deprem uzmanlarıyla konuşmuyorsunuz, ben size nasıl güveneceğim.

-
Bu daha yeni bir bilim. Göreceksiniz... Size söylediklerimi notere tasdik ettirdim, 15 Haziran'da görüşürüz. Bu ülkelerin ismini yazarsanız, alınacak önlemlerle hiç olmazsa bazı canları kurtarmış oluruz.

‘Rabbena hep bana’ olsun istemiyoruz


TÜRBANIN her alanda serbest bırakılmasını isteyenler, önce Ramazan'da lokantaları açık tutsunlar, öğlen yemeğinde oruç tutmayanlara, lokantalarında yemek servisi yapsınlar, fırınlarında ekmek satsınlar, oruç tutmayanları tehdit edip dövmesinler. Bu konuda demokrat ve hoşgörülü olduklarını kanıtlasınlar... Ondan sonra türbanın her alanda serbest bırakılmasını istesinler; biz de destekleyelim.

Yoksa her zaman olduğu gibi ‘‘Rabbena, hep bana’’ anlayışıyla sadece ‘sözde’’ demokrat olurlar, ‘sözde’ hoşgörülü Müslüman olurlar.

Celalettin DEMİRCİOĞLU-MERSİN

Atatürk’e yaklaştılar


DEHAP kongresinde ilginç konuşmalar yapıldı. Atatürk resmini asmamışlar, ama düşüncelerinde CHP dışındaki partilerden daha çok daha samimi olarak Atatürk'e yaklaştıklarını gördüm. Birden fazla eş alanların, imam nikahlı olanların, kadınları rahatsız edenlerin, saygısız olanların partinizde ihraç sebebi olarak gösterilmesi çok olumlu bir gelişme. Bu nedenle Atatürk'e yaklaştıklarından dolayı DEHAP ve bu kongrede yeni kurulan Özgür Toplum Partisi Genel Başkanı Güroydemir'i kutlarım.

Mehmet FEYYAT- CHP İstanbul eski Senatörü

İstemezler çünkü...


ŞEKER Fabrikaları çalışanlarının özelleştirmeyi istememelerinin başlıca sebepleri şudur: Üretime bağlı olarak çalışan personel yılda 8-9 ay çalışmamaktan memnundur... Emekliliği gelmiş olanlar, emekli olmak istemez... Bir kişinin yapacağı iş için 3 kişi hatta bazı kadrolarda 5-10 kişi çalıştığından işlerini kaybetme korkusu vardır... İşçiler; maaş, ikramiye, giyim yardımı gibi ülke şartlarında çok iyi olan durumlarını muhafaza etmek ister... Kısaca bizim gibi özel sektör çalışanlarının içinde bulunduğu şartlarda çalışmayı ve ellerindeki altın nimeti bırakmaz istemezler.

Mete HANCI-İSTANBUL

Mevzuat hazretleri


BU yılın emlak vergisini yatırırken geçen yıllarda 84 milyon (5 milyon da olabilirdi) fazla yatırdığımı, alacaklı olduğumu söylediler.

Parayı geri alabilmek için iki kez Çankaya Belediyesi'ne (her belediye böyle) gittim, 12 oda dolaştum ve nihayet paramı alabildim. Evrakları belki 15 kişi imzalamış... Kendi kayıtlarında sabit olan bu ödeme için yapılanları görünce bürokrasi canavarını daha yakından tanıdım. Siz de tanıyın ve bu devletin ne boş işlerle uğraştığını görün istedim. Bu kusur Çankaya Belediyesi'ne özgü bir kusur değil genel mevzuattan kaynaklanmaktadır.

Nazmi KAL-ANKARA

Çankaya Belediyesi’nden yanıt


ANKARA'dan Zeynel Özler adlı okurumuzun eleştirisine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından verilen yanıt üzerine Çankaya Belediyesi'nden şu açıklama yapıldı:

Sayın Gökçek cevabı yazısında Dikmen Polisevi yakınlarındaki saha ile ilgili eleştirileri yanıtlarken, bu yerin Büyükşehir Belediyesi'nin mülkiyetinde olmadığını, muhtemelen Çankaya Belediyesi veya Hazine'ye ait olabileceğini, kendilerinin de buradaki yapılaşmaya karşı olduklarını belirtmektedir. Söz konusu olan sığınak bölgesi olup mülkiyeti Milli Savunma Bakanlığı'na ait iken Tevfik Fikret Lisesi'nin bu bölgeye taşınması maksadıyla Tevfik Fikret Vakfı'na (Ankara Öğretim Derneği Vakfı) devredilmiştir. Belediyemiz tarafından 4.7.2001 tarihinde istenen tapu kayıtlarına göre bu alanın 568 metrekarelik bölümünün Büyükşehir Belediyesi'ne ait olduğu görülmektedir. Tevfik Fikret Lisesi Vakfı, daha sonraki süreçte lise inşaatını burada yapmaktan vazgeçmiş ve bu alanı kiraya vermiştir. Kiraya verilen bu alan üzerinde kaçak inşaat yapıldığının görülmesi üzerine belediyemiz İmar Müdürlüğü tarafından durum saptanmış, konuyla ilgili tutanak tutulmuş ve gerekli işlemler başlatılmıştır.

Kavganın nedeni yerel seçimler


CHP İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem hafta sonu yapılan mahalle delege seçimleri üzerine çıkan tartışmalara şu yanıtı verdi:

‘‘Yaptığımız her şey genel merkezin genelgesine uygundur. Listeler 15 gün askıda kaldı; itirazlar değerlendirildi; %95'i onaylandı. Naylon üye lafı tuhaf bir şey. Naylon üye varsa, bunlar ikametgahı olmayan üyelerdir. Geçen dönem 86 bin olan üye sayımız bugün 102 bindir.

FERYAT NEDEN

Eski il başkanlarının durumuna gelince; Bozkurt Nuhoğlu arkadaşları tarafından listeye alınmadı. Ali Özcan, son anda aday olmak istediğini söylemiş ancak Kadıköy İlçe Başkanı 'listeleri yaptığını, değiştiremeyeceğini' söylemiştir. Cemal Özdemir, Beşiktaş'taki adresinden taşındığı için delege olamamıştır. Mehmet Bölük ve Cemal Özdemir, Adalar ve Halkalı'da seçime girip delege olmuşlardır; aynı şekilde Selami Öztürk ve Şişli'den Mustafa Sarıgül de... Eyüp'teki iddialar ise doğrudur; oylamanın 10.00'da başlayacağı bildirilmiş, 07.30'da başlamıştır. İtirazcılar iki tanıkla zabıt tutturup il'e başvurmaları gerekiyordu. Ama bütün bağırış çağırış arasında bana gelen itiraz sayısı 4-5 ilçede 8'dir. Büyük bir ormanda bir fidan kadardır bunlar. Adam delege seçimini kaybediyor feryat ediyor.’’

Altan Öymen'in üyelik kaydı ve delege seçilememesi olayı...

- Altan
Bey'in Beşiktaş'taki üyeliği konusunda kasıt olmadığını söylemek istiyorum. Benim de aklıma gelmedi; emin olun yoğunluktan dün karımın adını bile unuttum.

Üyeler, delege seçimlerinde gösterdikleri bu eforu genel seçimlerde gösterselerdi CHP zıplardı... Bu, 20 yıldır süren bir mücadeledir; partiyi böyle kilitlemişiz; kavgayı dışarı taşımışız. Benim dönemim en kavgasız dönemdir. Tartışmaların nedeni yerel seçimlerdir.''

İL'E KARŞI GELENLER

Öktem
bunları söyledikten sonra dün 'naylon üyelerle seçim olmaz' diyen Zeytinburnu İlçe Başkanı Mustafa Fazlıoğlu, CHP MKY tarafından görevden alındı; naylon üyeler konusunda Savcılığa suç duyurusunda bulunan il yönetim kurulu üyesi Mesut Sönmez de ihraç istemiyle Disiplin Kurulu'na verildi. Yarın da Beşiktaş İlçe Başkanı'nın saklamasına karşın, ilçe yönetiminin aldığı iptal kararının öyküsünü yazacağız.

Acıbadem'de ulaşım işkencesi


KADIKÖY Acıbadem'den muhtar Uğur Ersoy, mahalle temsilcisi Yıldıray Sunar ve gazeteci-yazar Peyman Akcan, ‘‘Sayın Valimizden ricamız var’’ diyorlar: Acıbadem'de yüzbinlerce kişinin, insan hakları hiçe sayılıyor. 50 yıldan beri Acıbadem'e dolmuş hizmetleri veren durak, haksız bir şekilde kaldırıldı. Yine 3 numaralı otobüs hattı da iki yıl önce kaldırılınca Acıbademliler, kanunsuz çalışan korsan minibüslere mahkum edildi. Bağdat Caddesi ile birlikte pilot bölge olduğumuz için vatandaş canından bezdi. Efendim bizi bu işkenceden kurtarın; 8 kişilik dolmuşlar ve diğerleri ile İETT otobüs hatlarını yeniden açtırın lütfen. 10 bine yakın imzalı dilekçeler tam 1 yıldır Valilik masasında bekliyor.
Yazarın Tüm Yazıları