Denizli beşik gibi

Üç günde yüzden fazla deprem meydana gelen Denizli’de günün konusu yeniden yer sarsıntıları.

Depremlerin analizini Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Özer Tunçtürk gerçekleştirdi.

Denizli’de neler oluyor?

- Ne olduğu bilimsel olarak bile anlaşılamıyor. Üç günde 112 deprem meydana gelen Denizli’de yer sarsıntıları devam ediyor. Yerin 5.5 kilometre altında büyük hareketlilik yaşanıyor. Üstelik bu depremler herhangi biriyle ilişkili değil. İşin ürkütücü yanı da bu. Sık aralıklarla görülen depremler sadece Denizli’ye has. Denizli çukur bir alanda kurulu. Elbette birinci derecede deprem bölgesi sayılıyor. Güneyde Babadağ fay hattı, kuzeyde ise Pamukkale fay hattı ile tehdit altındaydık. Babadağ fay hattı yüz yıldır belki de hiç hareketli değildi. Bu depremlere hem sığ, hem de derin depremler diyebiliriz. İşin dikkat çekici olanı, rekor sayıda depremin olduğudur. Ayrıca her gece ortalama 11-12 kez Denizli yine beşik gibi sallanıyor. Bazı kaynaklar bu depremleri jeotermal enerjiye bağlıyor. Böyle olmadığı inancındayız. Denizli’nin bir diğer özelliği ise birinci derece deprem ili olması. Denizli, son yaşanan yer sarsıntıları ile ülke genelinde adeta ön sırada yer almaya başladı. Örneğin kuzeyde, Pamukkale’nin bulunduğu antik Hierapolis kenti M.S. 17 yılında büyük depremle uyanmış. O tarihlerde Romalılar Hierapolis kentine büyük destek vermiş. Bölgede o depremlerde taş üstünde taş kalmamış. M.S. 60 yılında bölge büyük bir deprem daha geçirmiş. Bu kez tamamen yıkılmış. Romalılar yine Hierapolis’e destek vermiş. Örneğin 1899’da Sarayköy’de Büyük Menderes havzasında büyük bir deprem meydana gelmiş. 50 kilometrelik yüzeyde büyük kırılmalar olmuş. Bin 710 kişi de hayatına kaybetmiş. Bunları andıran bir büyük deprem de Şili’de 1960’ta meydana geliyor. Deprem beş dakika devam ediyor. 22 mayıs 1960’taki bu depremin büyüklük oranı 9.5 şiddetinde. 5 bine yakın insanı canından eden bu depremde 2 milyon insan da evsiz kalıyor. Ayrıca halk arasında oldukça yaygın bir inanış var. Deprem yaz mevsiminde olur gibi. Buna inanmamak gerekir. Depremin mevsimi olmaz. Yerin 5.5 ya da 6 kilometre altında olan depremin mevsimle ne ilişkisi olabilir? Bu nedenle Babadağ fay hattının incelenmesinde büyük yarar var.

İki dönemdir oda başkanı

1966 Acıpayam doğumlu olan Özer Tunçtürk ilk ve orta öğretimini ilçesinde, lise öğrenimini ise Denizli’de teknik lisede yaptı. Daha sonra Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesinden jeoloji eğitimi alan Tunçtürk, Denizli’de oda faaliyetlerine katıldı. Yıllarca Jeoloji Mühendisleri Odası’nda yönetimlerde görev alan Tunçtürk, iki dönemdir başkanlığı yürütüyor. Yer bilimi çalışmalarına katılan Tunçtürk evli ve üç çocuk babası.

DEVLET DE VATANDAŞ DA ÖNLEM ALMALI

Deprem için ne tür hazırlık yapmalıyız?

Depremle mücadelenin iki ayağı bulunuyor. Birincisi insan faktörü. Bölgedeki halk öncelikle deprem gerçeğiyle yaşamak ve ona göre hazırlık yapmak zorunda. Depremlerde çoğu insan enkazdan çok, başına gelen darbelerle hayatını kaybediyor. Bu gerçeği Marmara depreminde yaşadık. Bu nedenle insanlar öncelikle depreme karşı hazırlıklı olmalı. Yatak odalarında olası bir deprem için bir çanta bulundurmalı. Çantada bisküvi, su, sıhhi malzeme, pamuk ve ilaç gibi şeyler bulunmalı. El feneri ve düdük mutlaka olmalı. Enkazın altından kurtulmak için bunlar çok önemli. Ayrıca deprem için devletin de alacağı önemli önlemler bulunuyor. Örneğin her mahallede açık yardım arabalarının kolay ulaşımını sağlamak için alternatif yollar bulunmalı. Örneğin çadırlar nereye kurulacak? Devlet hizmetleri hangi bölgeden yürütülecek? Yemekler nereden dağıtılacak? Günlük temizlik için nereler ayrılacak? Tüm bu çalışmalar depremden sonra değil, Denizli gibi kentlerde önceden hazırlanmalı. Örneğin Denizli Belediyesi alternatif yollar için şimdiden bir hayli yol almalı. Önlemler, depremden sonra enkaz altından insanları canlı çıkarmak kadar çok önemlidir. Bir tek canlı bile bizim için önemlidir. Ayrıca depremden sonra haberleşmede zorluk çıkıyor. Bu de birkaç gün sürebiliyor. Buna da devlet önlem almalıdır. Deprem sonrası panik yaşanmaması için ne gerekiyorsa bugünden yapılmalıdır. Yani kentte yaşayan insanlarımız da, devletimiz de, facia yaşanmadan önlem alabilmeli. Bir deprem senaryosu hazırlanmalı ve ona göre çalışma şimdiden yapılmalı. Sanırım Denizli büyük bir facia yaşanmadan bu yer hareketlerinden kurtulur. Ancak biz yine de de geçmişte TUBİTAK’ın yaptığı gibi, bilimsel çalışmalara başlamalıyız. Buna devletimizin üst düzey görevlileri öncülük etmeli. Böyle bir senaryo yazarsak olası bir felakette işimiz daha kolay olabilir.
Yazarın Tüm Yazıları