Deniz bir nimettir!

DENİZ Ticaret Odası’nın davetlisi olarak iki yılda bir tertip edilen Posidonia Fuarı için Yunanistan’dayım.

Bu gezi benim için iki adet ilki gerçekleştiriyor.

Hayatımda ilk kez soyadıma uygun (ül=deniz) olarak denizin ne olduğunu öğreniyorum.

Ayrıca, bir Rumeli göçmeni ailesi olarak hayatımda ilk kez atalarımın topraklarına ayak basıyorum.

* * *

Gezi sırasında katıldığım sohbetler cahili olduğum bir konuda beni çok etkiledi. Cehaletimin üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde normal yurdum insanının ortak öğesi olduğu inancı ile de birkaç gün bu konuda yazmaya karar verdim.

Sohbetlerin genel perspektifini gemide bulunan emekli amiraller kuruyor.

Vural Beyazıt, Salim Dervişoğlu ve Yüksel Önen, denizi bunca yıl sonra hálá aşkla anlatıyorlar.

İnsanın insana aşkı 4 yılda bitermiş ama demek ki insanın denize aşkı hiç bitmiyor.

* * *

Deniz neden önemli? Cevabı basit. Dervişoğlu ‘Dünyanın 3/4’ü deniz!’ diyor. İlave ediyor: ‘Üstelik, hayatın bizzat kendisi deniz. Tüm canlılar oradan geliyor.’

Beyazıt komutan ‘İmparatorluklar deniz gücü ile var oluyorlar!’ diyor. Sadece Osmanlı, Britanya değil, ABD de deniz gücü ile imparator oldu! Son Irak Savaşı’nın hava gücünü öne çıkarıp çıkarmadığını sorguluyorum. Komutanlar hava gücü yol açar, ancak yıkar geçer, deniz gücü işgal eder, var eder diyorlar.

Ancak, komutanlar askeri anlamda dahi deniz kuvvetlerinin varlık nedenini işgale/fethe değil, ticarete bağlıyorlar.

Ticari bahriye olmadan askeri bahriye olmaz diyorlar.

Dünya ticaretinin ana arteri denizdir, bu arterleri açık tutmanın sorumlusu da deniz kuvvetleridir.

Vural Beyazıt deniz ticaretinin önemini matematiksel bir yaklaşımla izah ediyor.

‘Deniz ticaretinin maliyeti 1 lira ise, kara ticaretinin 7, hava ticaretinin 20 lira.’

Bu basit açıklama ekonomide denizin önemini ortaya koyuyor. Denize hákim olmayan ticarete, ticarete hákim olmayan ekonomiye hákim olamaz.

‘Yollar açık olmalı, denizler kontrol edilmeli!’

* * *

‘Bismillah vira!’ Deniz Kuvvetleri komutanları yola hep bu sözlerle çıkarlarmış. Her yeni geminin en yüksek direğine bir Kuran asılırmış.

Neden? ‘Denizin ortasında yanında bir tek Allah olur.’

* * *.

Bizim denizcilikte durumumuz ne? Ne zaman ki Osmanlı denizciliği boşladı, içe kapanma, bilimin ışığından kaçma, hurafeler ile yönetim ve sonunda çöküş o zaman başladı.

Denizden uzak olanın zihni açık olamaz, zihni kapalı olan da denizden faydalanamaz; sadece korkar.

Yılların korku üzerine kurulu politikaları da şu acı sonucu üretiyor:

11 milyon nüfuslu Yunanistan dünya filosunun doğrudan %17, yabancı bayraklı olarak da ayrıca %17’sine sahip. Yıllık 300 milyar dolar üreten deniz ticaretinin 1/3’ünü, 100 milyar doları onlar alıyor. Biz 70 milyon nüfusumuz ile ancak 3.5 milyar dolarlık paya sahibiz. Yunanistan’a da her yıl 2 milyar dolar ödüyoruz!
Yazarın Tüm Yazıları