Deniz Akkaya’nın çıldırmaya hakkı var mı

Dün gibi hatırlıyorum. Deniz Akkaya dört aylık hamileydi.

Haberin Devamı

Efe Önbilgin’le ilişkileri bitmişti, ama Deniz çocuğunu doğurmaya kararlıydı.
Hatta bu kararlılığı yüzünden o dönem sperm hırsızı diye suçlanmıştı.
En sonunda Deniz dayanamayıp, “Sanki dolaptan gidip sperm çalmışım gibi davranıyorlar. Bunu söyleyenler yatakta yatarken yanımızda mıydı?” diye konuşmuştu yaptığımız röportajda.
Deniz’in hemen ardından Efe’yle görüşmüştüm.
İlişkilerinin bittiğini, artık bir araya gelmelerinin çok zor olduğunu ama doğacak çocuğun yanında olacağını şu iştahlı cümleyle
belirtiyordu:
“O çocuk İstanbul’un, hatta Türkiye’nin en mutlu çocuklarından biri olacak!”
Aradan yıllar geçti.
Şimdi Deniz Akkaya, Efe’ye “baba müsveddesi” diyor.
Kızını babasına gönderdiği gün evde başka kadınların olmasına kızıp köpürüyor.
Maalesef haksız, çünkü:
- Efe Önbilgin’in yaşam tarzını önceden bilmiyor muydu Deniz? Elbette biliyordu. E, o zaman?
- Ayrıca Deniz hamile olduğu dönem Efe çocuğunu kabul etmese, soyadını vermese dahi doğurmaya kararlı olduğunu üstüne basa basa belirtiyordu. Yani Efe’nin “babalığına” güvenip dünyaya getirmedi çocuğunu.
O yüzden şimdi kızıp köpürmeye ne yazık ki hakkı yok.
Boşvermesi gerekiyor.
Her şeyi olduğu gibi kabul etmesi...

Haberin Devamı

Forma

Çoktan karar/hüküm verilmiş, ama yine de tartışıyoruz işte.
Serbest kıyafetle mi yoksa formayla mı zenginlik-yoksulluk belli olur? Kıyafetler serbest olursa eyvah türban mı gelir?
Kendi dönemimden hatırladığım şudur: Kimin zengin kimin yoksul olduğunu forma filan ortadan kaldırmaz.
Çocuklar kendine benzeyeni anında çakar ve ona göre hızla gruplaşmalar başlar.
Zengin zenginle sosyalleşir, fakir fakirle...
Dahası, öğretmenler de bu gruplaşmaları bildiği halde hiçbir şey yapmaz, kimisi destek bile olur. Gelelim yeni döneme... Serbest kıyafet dedikleri de anlaşıldığı üzere pek serbest değil.
Yine uyulması gereken bir sürü kuralı, ıvırı zıvırı var...
Oysa onca şekil-şemal tartışmasında esas atlanan şey yine eğitimin içeriği.
İster formayla ister kot tişörtle ister önüne konulan tabletle sınıfta otursunlar.
O çocuklar ne öğreniyor, nasıl öğreniyor? Okuldayken hayatlarını kurabiliyor mu?
Geleceği görebiliyorlar mı? Buna kafa yoran yok...

Haberin Devamı

Hande Yener’in 12.12.12 albümü

Hande Yener, malum Maya kıyameti olan 21 Aralık’a az kala, üç 12’nin yan yana geleceği 12.12.2012’de yeni albümünü çıkaracağını müjdelemiş.
Bu müjde hangi seçeneğe işaret ediyor diye düşündüm.
Ve alt alta şunları sıraladım:
- Bu albümle beraber müzik dünyasında kıyamet kopartacağım.
- Kıyamet asıl benim albümümle gelecek.
- Bu albümle birlikte Altın Çağ’ımı başlatıyorum.
- Bu albüm benim sonum olacak.
- Bu albümle birlikte Sinan Akçıl’ı beşinci boyuta yolluyorum.

Yazarın Tüm Yazıları