Demokrasiye layık olmanın gereği

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

DSP Lideri Bülent Ecevit'in başarı grafiğinin son günlerde istikrarlı bir tırmanışa geçmesi, bu gelişmeden hoşnut olmayan siyasi partileri genel seçimi erteletme yolunda bir arayışa itebilir mi?

Genel seçimde DSP'nin gerisinde kalacağından endişe eden siyasi partiler, örneğin ANAP, FP, DYP ya da CHP 180 derecelik bir dönüşle Ecevit'in önünü kesmeye kalkışabilirler mi?

İşte bu sorular, son 48 saattir Ankara'daki siyasi kulislerde yaygın bir şekilde dillendiriliyor.

Bu senaryonun ciddiye alınmasını gerektiren önemli bir neden de var: Seçim kararını iptal ettirmek üzere harekete geçen protestocu milletvekillerinin imza sayısının 130'u geçmiş olması, bunu mümkün kılacak platformu sağlıyor.

TBMM'nin toplantıya çağrılabilmesi için 110 imza yeterli. Bugün için bu eşik geçilmiş bulunuyor. Ancak, birleşimin açılabilmesi için salonda el kaldıracak toplam 184 milletvekiline ihtiyaç var.

Varsayalım, birleşim açıldı. İhtal kararının TBMM'den geçebilmesi için bu kez karar yeter sayısı, yani en az 138 kişinin lehte oy kullanması ve iptale karşı çıkanların da bu sayının altında kalmaları gerekiyor.

* * *

Bu haliyle oylamanın kaderini protestoculardan çok, karşı cephenin kararlılığı ve grup disiplininin belirleyeceği söylenebilir.

Karşı cephe, yani FP, ANAP, DYP ve CHP ne ölçüde sağlam durabilirler?

Liste dışı kalan ya da listede riskli sıralarda bulunan milletvekillerinin sayısı 200'ü buluyor. Bu rakam bile girişimi şimdiden kritik bir görüntüye sokuyor.

Ayrıca, FP yöneticilerinin dün ilk kez bu olasılığa kapıyı açık tutarak, ‘‘duruma bakarız’’ şeklinde ortadan bir tutum almaları, zihinleri karıştırıyor.

Bu noktada yanıtlanması gereken soru şu: Kamuoyu yoklamalarına bakarak DSP'nin gerisinde kalabileceğini hisseden bazı liderler, salt kendi bekaları açısından zaman kazanmak amacıyla iptal yoluna gidebilirler mi?

TBMM, önümüzdeki günlerde her halükarda bir iptal denemesine sahne olacak.

* * *

Protestocular, seçime gitmekten çekinen bazı siyasilerin doğrudan ya da dolaylı katkıları ile başarılı olurlarsa, genel seçim 2000 yılına kadar ertelenir ve 18 Nisan'da yalnızca yerel seçimler yapılır.

Genel seçimin bu şekilde ertelenmesinin, Türkiye'yi çok büyük bir kaosun içine sokacağını söylemeye gerek yok.

Bu yönde bir karardan çıkacak tek anlam, Türkiye'de demokrasinin yaz boz tahtasına döndürüldüğünün tescili olacaktır.

Dünyaya ve ülkelerine yalnızca şahsi çıkar ve hesaplarının merceğinden bakan siyaset kadroları, bir kez daha sınıfta kalacaklardır.

Böyle bir sonuç, Türkiye'nin demokrasiye layık olmadığını göstermekten başka bir işe yaramaz.

Demokrasiyi hak etmeyen bir ülkeye de layık olduğu türde bir idare tarzı herhalde bulunur.



Yazarın Tüm Yazıları