Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Değişelim, iklim değişimini durduralım

Çocuk, yaşlı, özürlü veya yoksulsanız. Astım, KOAH, alerjik rinit, kalp hastalığı gibi bir sağlık sorununuz varsa.

Ya da kalabalık ve birinci basamak sağlık hizmeti yetersiz bir ülkede yaşıyorsanız... Siz de sağlığı küresel iklim değişikliğinden etkilenecek riskli gruptasınız. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Çağatay Güler’in bu tanımına göre küresel iklim değişimi Türkiye’de de halk sağlığına tehdit.

HASTALIK SOLUYORUZ

Küresel iklim değişiminin; sıcaklıkla ilgili hastalık ve ölümler, aşırı hava olayları ve hava kirliliğiyle ilişkili, su, gıda, kemirici kaynaklı hastalıklar, yetersiz gıda ve suya bağlı sorunlar, ruhsal ve beslenme sorunları gibi sağlık etkileri olacaktır. Örneğin son yıllarda sıklığı ve şiddeti artan sıcak hava dalgaları nedeniyle yazın ölüm ve acil servis başvuruları arttı. Bundan da en çok yaşlılar, kalp, damar ve solunum sistemi hastaları, bebekler etkileniyor. Ölüm oranlarındaki bu artış bir tür ”erken hasat.”
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Salih Çanakcıoğlu’na göre, iklim değişimiyle bağlantılı rahatsızlıkların başında alerjiler geliyor. Hava kirliliği solunum hastalıklarını önemli ölçüde artırıyor. Hâlbuki Kanuni Sultan Süleyman’a göre “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi!” Maalesef iklim değişimi; yer seviyesindeki ozon ve karbondioksit miktarlarında, partikül madde seviyelerinde, kuraklıkta, orman yangınlarında, polenlerde, küf ve mantarlarda artışa neden olup soluduğumuz hava kalitesini çok kötü bozuyor.
Goethe’nin dediği gibi “Bilmek yetmez, uygulamalıyız. İstemek yetmez, yapmalıyız.” Çünkü sera gazları atmosferde çok uzun yıllar kalabilmekte. Dünyada bugün tüm sera gaz salınımı kesilse bile küresel iklim değişiminin etkileri yüzlerce yıl sürecek. Bu nedenle, sera gazlarını azaltırken bir yandan da sağlık alt yapı, servis ve hizmetlerinde de iklim değişimine uyum çalışması yapmalıyız. İklim değişikliğine bağlı sağlık etki değerlendirmesi politika olarak benimsenmeli, ülkemizin öncelikleri belirlenmeli.

DEVLETTEN BEKLEMEYİN

Bütün bunları sadece devletten beklememeli; yaygın bireysel ve kurumsal çalışmalara daha fazla önem vermeliyiz. Bunun için özellikle iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkileri konusunda doktorlarımız başta olmak üzere tüm sağlık sektöründe çalışanların bilgi ve bilincinin artırılması gerekiyor. Sağlık sektöründeki Bilim İlaç gibi bazı firmalar sosyal sorumluluk projeleri kapsamında “Küresel İklim Değişikliği ve Sağlık üzerine Etkileri” konusunda ülke çapında doktorlara bilgilendirme toplantıları düzenliyor. Böylece, sağlık personeli iklim değişikliği ve solunum yolları hastalıkları arasındaki ilişkiye dair bilgilendiriyor, geleceğe dair düşünmeye teşvik ediyor.
Unutmayın: İnsan bilmediği sorunu çözemez,değiştiremez. Engelleri bilmek onları aşmak için büyük bir avantajdır. İşe, öncelikle kendimizi değiştirmekle, geliştirmekle başlamalıyız. Değişerek değiştirebilmek için herkesin katkısıyla “eğitim şart!”
Yazarın Tüm Yazıları