Dedikodu mu, gerçek mi

Tarım Bakanlığı’nın yapacağı yeni bir düzenlemeyle barınaklardaki hayvanların uyutulacağı konuşuluyor. Hayvanın belli kriterlere uymadığı durumlarda ‘ötanazi’ yolunu açan bu yasa bizde çıkarsa yandık demektir. Belediyeler kıyma makinesi kullanır gibi itlaf yapıyor

Bir süredir internette ve kulaktan kulağa bir iddia dolaşıyor. Özetle, yeni çıkacak bir yasayla barınaklardaki hayvanlar uyutulacak, deniyor. Gerekçesiyse AB Uyum Yasaları kapsamında sokak hayvanı probleminin ortadan kaldırılması.
Bu uygulama dünyada bazı ülkelerde yapılmıyor mu? Yapılıyor. Ama çok net belirlenmiş bazı şartlar yerine getirilmeyince. Kabaca bir özet verecek olursam; ABD’de eyaletten eyalete değişen kriterler var. Bazılarında barınağa gelmesinden itibaren 30 gün içinde sahiplenilmezse, bazılarında 120 güne kadar, diyor. Avrupa’da da benzer örnekler var. İyileşemeyecek, yaşam kalitesini düşüren hastalığı varsa ya da tedaviyle geçirilemeyen saldırganlığı varsa gibi...
Ama gelin görün ki, bu uygulama oradaki son çare. Barınağa gelen, Türkiye’ye kıyasla çok az sayıdaki hayvan önce bir güzel yıkanıyor paklanıyor, hastalığı varsa tedavi ediliyor ve sonra sahiplendirilmeye çalışılıyor. Ama gerçekten çalışılıyor. Mesela barınaklar sahiplenme günleri ve haftaları düzenliyor. Bunu ciddi kampanyalarla yapıyorlar. Sonuçlar genelde terk edilmiş hayvanların lehine oluyor. Sahip bulamayanlarsa son derece insanca uyutuluyor. Hayvana sevgi, şefkat verilerek, adam gibi davranılarak, gururunu kaybettirmeden yapılıyor bu uygulama.
Kulağa çok gaddar geliyor belki. Ben mesela, bir dostumun da dediği gibi, hasta hayvanımı bile uyutamam. Ama ben ne kadar duygularıma yenik düşersem düşeyim, mantıklı insanlar, ehil yönetimler tarafından insanca yürütüldüğü durumları kabul etmem gerek.

YAŞAM HAKLARI ALINMASIN

Bizdeki konuya gelirsek... Tarım Bakanlığı’nın yapacağı yeni bir düzenlemeyle bu uyutmaların yolunu açacağı konuşuluyor. Veterinerlik Hizmetleri ve Yem Kanunu’na eklenecek bir madde olacağı söyleniyor.
Doğru mu, diye Tarım Bakanlığı’nı aradım. Basın Müşavirliği’nden web sitesi üzerinden veya elektronik postayla başvurmam söylendi. Cevabı en az bir hafta içinde alacağımı belirttiler. Bu süre bana çok uzun, zaten ne cevap geleceği belli değil. Bunun üzerine HAYTAP Yönetim Kurulu Başkanı, Avukat Ahmet Kemal Şenpolat’ı aradım.
Yukarıdaki bilgileri kısmen doğruladı, taslak halde olduğunu duyduklarını anlattı. Yasanın 22 Temmuz’da çıkacağı söyleniyor, ama o tarihte Meclis’in kapalı olduğunu, dolayısıyla çıksa da daha geç bir tarihte olabileceğini ima etti.
Bizdeki sorun malum. Belediyeler kıyma makinesi kullanır gibi itlaf yapıyor. Olmadık yöntemlerle, hayvanlara işkence ederek. Yaptıkları sözüm ona kısırlaştırma ameliyatları bile Dr. Mengele’nin elinden çıkmış gibi. Ahmet Bey en güzelini söyledi; “Bizim Veteriner İşleri Müdürlüğü hayvanlardan nefret ediyor, ismini bile duymak istemiyorlar” dedi. Haklı.
Hayvanın belli kriterlere uymadığı durumlarda ‘ötanazi’ yolunu açan bu yasa bizde çıkarsa yandık demektir. Sahipli sahipsiz ayırt etmeden itlaflar başlayacak.

PEKİ NE YAPMALI

Bu işleri düzene koymak için yapılması gereken belli. Ben de yazıyorum yüzüncü keredir, 5199 sayılı Kanun da söylüyor: Yerel yönetimlerin sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapması gerek. Yapsınlar ki, konuyu dünya çapında bilenler, uzmanlar, aklıselim sahibi hayvan hakları savunucuları girsin devreye. Yapsınlar ki, hayvanların yaşam hakkı ellerinden alınmasın, bu dünyada geçirdikleri zaten az yılları işkenceye dönmesin.
Tarım Bakanlığı’na adresi de veriyorum: HAYTAP’la birlikte çalışın. 20 tane dernek barındırıyorlar bünyelerinde, 80’e yakın temsilcileri var. Ahmet Bey’in kontakları sizde vardır. Yoksa benden de alabilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları