Daniel Cohn-Bendit'ye yanıt

Kırk yıllık dostum, emekli diplomat arkadaşım Ülkü Başsoy’un Daniel Cohn-Bendit’ye gönderdiği eleştirel mektubu olduğu gibi yayınlıyorum:

***

“Saat 15.15’de Phoenix TV’sinin Dresden’den canlı olarak yayınladığı Bündis 90’nın,Partei Tag Toplantısı’nda yaptığınız mükemmel “show”da Kemalizm’le ilgili sözlerinizi dinledim.
Sözleriniz bazı yorumları gerektiriyor.
İnsanlara aktarmak istediklerinizin tam aksine, Kemalizm “hümanizm”dir. Kemalizm, Atatürkçülük, laisizm temeline dayalı demokrasinin, modernizmin ve insan haklarının çekirdeğidir. Irkçılık, köktendincilik, mikro-milliyetçilik ve “Aryanizm” Kemalizm tarafından lânetlenmiştir. Kemalist milliyetçilik, din, dil, ırk, cins ayrımı yapmayan yurtseverliktir. Anti-emperyalist ve barışçıdır. Tarihleri entrikalar, çifte standartlar, hatta yatak-odası diplomasisi, kan, vandalizm vs’den ibaret olan sözde uygar batılı ulusların teşvik ve tahriklerine karşın son 80 yılda Türkiye’nin hiçbir silahlı çatışmada yer almamış olması, Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünya’da Barış“ ilkesiyle gerçekleştirilmiştir. Kıskanılacak şey, değil mi?”

***

“Kemalist ilkeler ve onların Türkiye’e kazandırdığı başarılar dünyanın tüm halkları için bir aydınlanma umudu teşkil etmiştir: Kültürel karanlıktan, sosyo-ekonomik ve dinsel baskılardan kurtulma umudu. Sömürülmüş ve ezilmiş insanların umudu, geniş ölçüde misyoner Hıristiyanlık ve Gobinoism mirası olmakla Avrupa kültürü, tarihi ve sistemlerinde içkin, geçmiş ve bugün de devam eden Batı sömürgeciliği ve emperyalizmi altında ızdırap çekmiş ve çekmekte olan tüm mazlum halkların umudu.
Ne garip iştir ki belki siz, gerçekte “din karşıtı insanlara da saygı duymalıyız” derken ateşli bir Kemalistsiniz. Halkların vicdanını, Müslümanların vicdanını kesinlikle özgürlüğe kavuşturarak dinin zincirlerini kırma başarı ve onuru sadece Atatürk’e aittir; sizlere, sizin atalarınıza değil, Bay Bendit. Türkiye AB’ye katılacaksa bu, gerçekte sadece Kemalizm temelinde olmalıdır. Avrupa’nın, Mustafa Kemal’in cumhuriyetçi, anti-emperyalist, laik ve devletçi ilkelerinden öğreneceği çok şey vardır. Size hatırlatırım, sizin içerdeki ve dışardaki işbirlikçilerinizin tüm gayretlerine karşın, din adamları Türkiye’de hâlâ okul sınıflarında dini kıyafetlerle ders veremez, Türkiye’deki hastanelerin duvarlarında da Kur’an asılı değildir. Kıskançlık verici değil mi?”

***

“Din-karşıtı olanlara da saygı” ve bunun uç verdiği düşünceler Atatürk tarafından 1920’li yıllarda sadece tasarlanmakla ve Türk Müslümanlara ve bütün dünyaya açıklanmakla kalmamış, sizin doğum tarihinizden 20-25 yıl önce, Türkiye’de mükemmel biçimde uygulamaya konulmuştur. Bay Bendit, kıskanılacak bir durum değil mi?
Atatürk’ün Türkiye’de yaşadığı dönemlerde sizler ülkelerinizde Mussoliniler, Hitlerler, Frankolar, Salazarlar, sair savaş kışkırtıcıları, silah üreticileri-silah tacirleri üretiyordunuz.
Esasen, siz ve benzerlerinizin kıskançlıklarınız sonucunda, Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerinin koruyucusu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve tabii ki Kemalizm’e çamur atmanızı anlamak güç olmuyor. Biz Kemalist olmakla, sosyalizmi anlamada, siz sözde sosyalistlerden (insan hakları, demokrasi ve mikro-milliyetçilik emperyalistleri olan sizlerden) farklı olmakla onur duyuyoruz”
“Konuşmanızın sonunda kasaba kafalı politikacı yoldaşlarınızın, lisan marifetlerinizi gösterebilmeniz için size nasıl zemin hazırladıklarının da gözümüzden kaçmadığını belirtmek isterim. Peki. Tebrikler. İnandırıcı olmasa da fena oynamadınız. Ancak İngilizcenizin iyi olduğunu göstermekte başarısız oldunuz.”

***

Daniel Cohn-Bendit efendinin Ülkü Başsoy’un mektubunu anlayacağını sanmıyorum. Cohn-Bendit hayran ve işbirlikçilerinin haberi olsun diye yayınladım mektubu...
Yazarın Tüm Yazıları